- 1135 Okunma
- 21 Yorum
- 0 Beğeni
ÖLÜMÜNE AŞK - FİNAL
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Doktor, ameliyathaneden çıkınca,orada Gülistan ve Kezban için bekleyenler, doktora doğru ilerledi.
Ökkeş’in gözleri, ağlamaktan kan çanağına dönmüş bir halde, yalvarırcasına doktora bakıyor, onun ağzından “kurtuldular” sözünün çıkmasını istiyordu. Onları yerde, kanlar içinde gördüğünde, kendini yerden yere vurdu ve hiç kimseye aldırmadan, kimseden utanmadan avazı çıktığı kadar ağladı. Ameliyathaneye alınışlarını, doktorlarının ve ekibinin telaşlı şekilde koşuşturmalarını çaresizce ve gözyaşları içinde seyretti. Aradan geçen onca saat sonunda, kapıdan doktorun çıkmasıyla, kalbi hızlı bir şekilde atmaya ve vereceği cevabın korkusunu yaşadı bir anda.
Doktor, yanına gelen insanlara bakarak,
“ Arkadaşlar ! Hastalarınızdan Gülistan’ın, buraya getirdiğinizde durumu çok ağırdı. Hemen ameliyata aldık. Ameliyat sırasında, eks olmak üzereyken geriye döndü.Biraz sonra yoğun bakım odasına alacağız. Durumu önümüzdeki saatler içinde belli olacak. Dua edin onun için. Kezban hanımın ise durumu daha iyiydi. Ona da başka bir arkadaşım müdahale etti. Kurşun karnına isabet etmiş fakat çok hasar vermemiş. Ameliyatı bitmiş. Onu da geçici bir süre için yoğun bakımda tutacağız. Dediğim gibi annenin durumu daha iyi. Geçmiş olsun. Lütfen burada beklemeyin artık. Dışarıda bekleme salonlarımız var. Burada beklemenin onlara faydası yok. “
Dedikten sonra gitti. Hepsinin yüzüne, umut dolu bir sevinç ifadesi yerleşti. Halil, kendinden geçmiş bir halde duvarın dibine sinmiş ve başını ellerinin arasına alarak kendinden geçmiş bir vaziyetteydi. İçinden dualar ediyordu.
O sırada, ameliyathanenin kapısı açıldı ve hasta yatağı göründü. Orayı terk etmek üzere olan hasta yakınlarının bakışları o tarafa yoğunlaştı. Halil, yerinden doğrulmuş ve yatağın içinde, bembeyaz olmuş Gülistan’ ın yüzünü gördü. O halinde bile yüzündeki o gülümseme gitmemiş, sanki Halil’ e umut veriyordu o gülüşüyle. Arkasından da Kezban hanımın hasta yatağı ameliyathaneden çıktı.
Ökkeş, kızının ve karısının başına gelenlerden kendisini sorumlu tutuyor ve acısı bir kat daha artıyordu. Ameliyathanenin kapısından, kendini hastanenin bahçesine attı. Nefes alamaz olmuş ve kalbi sıkıştırmaya başlamıştı. Dışarı çıktı ve derin bir nefes çekti ciğerlerine. Bir köşeye çömeldi ve dua etmeye başladı. Hem dua ediyor, hem de içinden “ Gül yüzlü kızım. Hayırlısıyla hayata dön. Seni sevdiğinle kavuşturacağım. Kardeşimmiş, başkalarıymış, hiç umurumda değil. Biricik kızım gidiyordu elimden. Allah’ım beni evlat acısıyla imtihan etme. Yalvarırım sana. Karıma da kızıma da şifa ver ya Rabbim. “
Orada bulunanlar uykusuz bir halde hastaların durumlarını merak ediyor, kapıdan çıkan hemşirelere soru soran gözlerle bakıyorlardı. Gecenin sıfır üçünde, diğerleri oturdukları yerde sızmış kalmıştı. Halil’ in göz kapakları kapanmak istiyor fakat kapanmalarına izin vermiyordu.Boş bakışlarla, etrafını seyrediyor ve uyudukları halde, yüzlerinden üzüntü ifadesi gitmeyen insanları seyretti bir müddet. Tam o anda, yoğun bakım servisinin kapısına gelen bir hemşireyi gördü. Kalkarak yanına gitti. İçeriye girmenin yasak olduğunu bildiği halde, şansını denemek istiyordu. Hemşireye,
“ Hemşire hanım. Siz hiç aşık oldunuz mu ? “
“ Evet! Oldum ama gecenin bu saatinde bana bu soruyu niye soruyorsunuz? “
“Niye mi soruyorum. Ben, hayatımda ilk kez âşık oldum. İçeride, ölümle boğuşan da benim sevdiğim kız. Aşkı uğruna, beni kurtarmak için silahtan çıkan kurşuna kendini attı. Ve ben burada, çaresizce bekliyorum. Ona doyamadan, bir araya gelemeden, yarının bize neler yaşatacağını bilmeden bekliyorum. Lütfen! Hemşire Hanım, bir kez yüzünü göreyim. Fazla durmayacağım yanında. Bana bu iyiliği çok görmeyin. Kimseye söylemem. Sizi zor durumda bırakmam. Lütfen ! Eğer…. Söylemek ve hatta aklıma getirmek bile istemiyorum ama bir daha görememe ihtimalim de var sevdiğimi…….”
Hemşirenin yüzündeki sert ifade yumuşadı ve etrafına bakındı ve hiçbir şey söylemeden kapıyı açtı.
" Beş dakika sadece”
“Tamam. Minnettarım size.”
İçeri girdiğinde, yatağın başındaki cihazlardan gelen o sinir bozucu seslerle irkildi birden. Yatağa yaklaştığında, ağzına takılmış ve nefes almasına yardımcı olan boruyu fark etti. Gözleri kapalı ve sanki başka bir âlemdeymiş hissi veren görüntüsü karşısında, canı yandı. Elini tuttu. Köyde iken çok istemesine rağmen tutamadığı elini avuçlarının içine aldı. Sonra eğildi ve elinden öptü. Bu halinde bile ona güç veriyordu sanki onun hareketsiz duran eli. Uzun süre yüzünü hayranlıkla seyretti soluk bile almadan. Sonra, elinden tuttuğu elin,kımıldadığını hissetti. Yüzüne baktı hemen. Bir an gözündeki kıpırtıyı fark etti. Sevinçten deliye döndü.
Kısık bir sesle, ona içindekileri anlatmaya başladı.
“Gülistan ! Seni çok seviyorum. Lütfen dön hayata. Terk etme beni. Dayan. Gücünü topla ve dön bana. Seni, senin istediğin gibi beyaz gelinliğin üstünde götüreceğim buradan. Lütfen! Sevdam. Dön aramıza.”
Gülistan’ı ilk girdiği gibi bırakarak odadan çıktı. Dışarıda, onu içeriye alan Hemşireyi kapıda beklerken buldu. Durumu ona anlattı. Teşekkür ettikten sonra dışarıya çıktı. Bulduğu boş bir sandalyeye oturur oturmaz uyuyakaldı.
Ertesi sabah, sevinç çığlıklarıyla uyandı. Gülistan’ ı bekleyenler birbirlerine sarılıyor ve sevinç çığlıkları atıyorlardı. Merakla onlara bakınca, Ökkeş hemen cevap verdi.
“Oğlum ,Gülistan kendine gelmiş. Allah, onu bize bağışladı. Ölsem de gam yemem artık. İyileşsinler hele köyde düğün var düğün. “
Diyerek, Halil’ e sarıldı. Sanki o sarılmanın arkasında, özür dileyiş ve af isteği vardı.
Yaklaşık yirmi beş gün hastanede kaldı Gülistan. Annesi bir hafta yatarak çıkmıştı. Hastaneden çıktı ve baba ocağına gitti.
İbrahim, adam öldürmeye yeltenmek suçundan göz altına alındı.Mahkemesi görüldükten sonra hapis kararı alınarak, demir parmaklıklar ardına, uzunca bir süre çıkmamak üzere girdi.
Gülistan’ ın eve gelmesiyle, Bursa’ dan Halil’ in ailesi, akrabalarıyla birlikte köye geldiler.
Ahmet Astsubay, sevgililer gününde yapmayı planladığı evlenme teklifini yaptı ve Gülistan ile Halil’in düğünüyle aynı günde düğün yapmaya karar verdi. Bir gün, bir saniye, bir salisenin sevenler için çok önemli olduğunu düşünüyordu.
Köylüler, Gülistan’ ın amcasını dışladılar ve onlarla konuşmadılar.
Kudret Ağa ise bir vakıf kurarak, yüksek öğrenimini tamamlamak isteyen gençlere okuma fırsatı verdi. Salim Ağa’nın çocukları, onun ölümünden sonra ağalık düzenine son verdi. Hayatlarını sade bir şekilde sürdürmeye başladılar.
Davullar çalınıyor, kahkahalar ovanın içinde yankılanıyordu. Çimenlerin üzerine kurulan minderlerde oturan, iki damat ve iki gelin, gülen gözlerle ve o gözlerin içindeki sevgiyle etraflarındaki insanlara bakıyordu. Ökkeş, Kezban’ı yanına oturtmuş ve onun gözünün içine sevgiyle bakıyordu.
O sırada, yörenin o güzel nağmeleri ile insanlar kendilerini çimenlere attı. Bursa’ dan gelen konuklar ile Meliha Hemşire’nin ve Ahmet Astsubay’ın akrabaları da halaya katıldılar. El ele vererek, bilmedikleri, yöresel oyuna, kendilerini kaptırdılar.
Düğünün bitimi ile hazırlanan düğün arabalarına binme vakti geldi. Ayrılık vakti gelmişti.
Ökkeş ayağa kalktı. Halil, Gülistan’ ın elinden sıkıca tuttu ve Ökkeş’ e yaklaştı.
Ökkeş, kızına ve orada bulunanlara bakarak,
“ Töre bitecek! Ben, töre yüzünden kızımı kaybediyordum. Allah bana yardım etti ve yanlışları düzelttim. Bu ovada, barış hüküm sürecek. Artık kavga yok. Kırgınlık yok. Herkes herkesin, kıymetini bilecek. Kızım, sevdiğin adamla bir ömür boyu mutlu olmanı diliyorum. Güle güle kızım. Halil, kızıma iyi bak tamam mı ? “
“Hakkını helal et baba. Seni çok seviyorum. “
Annesine sarıldı, kucakladı,kucakladı ve öptü.
“Anacığım, hakkını helal et. Senin sayende, sevdiğime kavuştum. “
Kezban, kızına tekrar kavuşmanın sevinciyle bulutların üstünde geziyor gibiydi son günlerde. Allah, onun dualarını kabul etmişti. Kızı, beyaz gelinliğinin içinde çıkmıştı evinden. Ana yüreği, başka ne isterdi.
Güneş, bir başka parlıyordu ovada şimdi.
Orada bulunanlarla vedalaştıktan sonra arabaya bindiler. Arkadan da gelen misafirleri götürecek olan otobüs hareket etti. Mutluluk dolu yuvasına doğru yol aldı sevdalılar. Onları bir araya getiren, rüyadaki siyah gözler, Halil’ e sevgiyle ve aşkla bakıyordu.
Onlar, sevdalarına ölümü göze alarak sahip çıkmışlardı….
BİTTİ !
YORUMLAR
sana yakışanı yapmışsın arkadaşım
İMZA GÜNÜNDE BULUŞMAK ÜZERE
seni seviyorum he rdaim yaz ve okut ne olur yazmaktan vaz geçme olurmu
süper bir roman çok emek verildi ve sen bu finalin daha iyisini daha mükemmelinin yaşayacaksın buna inanıyorum ben
ne mutlu bana ki şöyle karşılıklı konuşabildiğim yazar bir can doastum var
vay beeeeeeeeeee
yolun açık kalemin tükenmez olsun olsun
sevgiler
Mutlu sonla bitmesine çok sevindim.Dilerim yaşam içinde tüm sevgiler mutlu sona ulaşır.Sevginin,emeğin ,yüreğin gücü diyorum.Her şeye rağmen,tüm engellere rağmen,mutlu sona ulaştılar.Harika bir roman,sürükleyici,çok zengin konusu ve kahramanları var,hareketli,rutin ve monoton bir tempoda geçmiyor,mükemmeldi tek kelimeyle,tebrik ederim.Dilerim kitap haline getirirsiniz,gerçekten çok güzel.Sevgi ve selamlarımla.Emeğine,yüreğine sağlık canım benim.
Kezban, kızına tekrar kavuşmanın sevinciyle bulutların üstünde geziyor gibiydi son günlerde. Allah, onun dualarını kabul etmişti. Kızı, beyaz gelinliğinin içinde çıkmıştı evinden. Ana yüreği, başka ne isterdi.
Güneş, bir başka parlıyordu ovada şimdi.
Orada bulunanlarla vedalaştıktan sonra arabaya bindiler. Arkadan da gelen misafirleri götürecek olan otobüs hareket etti. Mutluluk dolu yuvasına doğru yol aldı sevdalılar. Onları bir araya getiren, rüyadaki siyah gözler, Halil’ e sevgiyle ve aşkla bakıyordu.
Onlar, sevdalarına ölümü göze alarak sahip çıkmışlardı….
........................
nihayet.
şimdi bir kitap olarak
derli toplu okumak isterim
hülyam.
NE MUTLU SANA.
yeni eserin en olacak?
SEVGİLİ EDEBİYAT DEFTERİ DOSTLARIM! HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUM. UZUN SOLUKLU BU HİKAYEYE BAŞLARKEN, AMATÖRLÜĞÜN KORKULARINI YAŞIYORDUM. AMA SİZLERİN DESTEKLERİ VE BENİ YÜREKLENDİRMENİZ SAYESİNDE SONA ULAŞTIK. HEPİNİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM. İYİ Kİ VARSINIZ, İYİ Kİ BURADAYIM. DAHA GÜZEL PAYLAŞIMLARDA BULUNMAK DİLEĞİYLE HEPİNİZE SEVGİ VE SAYGILARIMI GÖNDERİYORUM. HİÇ BİRİNİZİ AYIRT ETMEDEN SEVİYORUM. FİNALDE BANA BU MUTLULUĞU YAŞATTIĞINIZ İÇİN MİNNETTARIM :)))))))))
Canım arkadaşım, belki inanmayacaksın ama ben uzun zamandır ağlamamıştım.
Sen beni ağlattın ya, helal olsun sana.
Final mükemmeldi.
İnşallah bu müthiş finali görmesi gerekenler de görürde,
Başka sevdalar yüreklerde donmadan kavuşurlar birbirlerine.
Böyle, toplumu derinden ilgilendiren bir romana imza atmış olmakla kendinle ne kadar gurur duysan azdır.
Seni tekrar tebrik eder yazının asılıp töre töre diye tutturanlara, töre adı altında gencecik canlara kıyanlara örnek olmasını dilerim. Sorarım onlara? hangi din de vardır sadece sevdiğiyle evlenmek istedi diye ölümü haketmiş olmak?
Bu düpedüz caniliktir, canavarlıktır barbarlıktır. Bizim güzel dinimiz her zaman sevginin yanındadır.
Ne olur bitirin artık şu cahilce töre davranışlarını, kıymayın gencecik bedenlere. Sevgiler saygılar...
Nice güzel romanlar yazman dileğimle...
Sevgiler, sen hep yaz emiiiii...
EMİNE45 tarafından 9/13/2009 1:03:02 PM zamanında düzenlenmiştir.
Güneş, bir başka parlıyordu ovada şimdi.
Final,harikaydı.Bütün çelişkiler özetlenmişti adeta...Burukdu,sevnçliydi ve yine heyecanlıydı.Zaman zaman gölerim doldu...
Düğünle evlenmeleri de yerindeydi...
Yazarını kutlarım.Sayesinde günlerdir,heyecandan heyecana sürüklendik...
Daha başka roman ve öykülerde b uluşmak dileğiyle yazarını kutluyor,saygı ve sevgilerimi gönderiyorum...selamlar...
Kezban, kızına tekrar kavuşmanın sevinciyle bulutların üstünde geziyor gibiydi son günlerde. Allah, onun dualarını kabul etmişti. Kızı, beyaz gelinliğinin içinde çıkmıştı evinden. Ana yüreği, başka ne isterdi.
Güneş, bir başka parlıyordu ovada şimdi.
..........Harika bir finalle bitti/darısı tüm yaşanmışlıklara.
Duanın gücü yine karşımıza çıkıyor.
Ölümüne sevdalara/bin selam olsun cannn...
Mutlu sonla bitir Hülay hanım diye diye sonunda mutlu sona ulaştık.
Darısı diğer sevenlerin ve sevenlere karşı çıkna babaların başına.
Sevdanın önüne hiç bir şey duramıyor. Ne töre, ne gelenek, adet, ne tabanca. Yeterki sevenler sevgilerine sahip çıkabilmeyi bilsinler.
Çok güzel bir hikaye idi Hülya hanım. Umarım kitabınız basılığında da büyük başarılara imza atarsınız.
Sevgiler yüreğinize
Hikayemize başladığımızda,yazarın kucağının bu anlamda çok dolu olduğunu farketmiş,bu hikayenin birgün roman olacağını sahiden düşünmüştüm.
Roman gerçekte bizi anlatıyor;seni,beni,ötekini..Tabi Bursa kaydının byulunması da beni ayrıca heyecanlandırıyor. Belki tek bir yerini sevmedim! Hastane!...Şimdi ben hastane gördümü yüzü çeviriyorum. Çektiğim acıyı hatırlatıyor bana,bu hikayeden de zaman zaman uzak duruşumun altında belki de bu gizli el vardı,kim bile?
Arı-duru,bizden,oldukça başarılı ve mutlu biten romanınızı ve emeğinizi yürekten kutluyorum. Bu emek farkedilmeli değil mi?
Başarı,selam,saygı..Hep iyiye ve güzele efendim...