- 733 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GELİŞİNE DAİR...
Saatler özlemi vurur geceye, yokluğun dinmeyen sancısıyla acılar doğurur,kızıl alev parçalarıdır üreyen ceninler,ılık meltemlerin savurmak istemediği, her dokunuşta akrebin çemberini anımsatan...Kör noktalara dağılır hepsi.Bir gün gereksinim duyarsam diye usumun en derin kuytularına çizerim onlara giden yolları. Belki bir çiçek tohumunda saklanır; umutla sulandıkça, sevgiyle dokunuldukça "mutluluğa" boyar topraklarını yapraklar.
Yaşam suyum çekilir damarlarımdan, parmak uçlarım üşür, soğuk terler süzülür dokunduğun alnımdan. Yaprakların titreyişi çığlık olur gecede; yok oluşa durmaksızın koşmanın habercisi mi olanlar? Bataklıklarla örtülü seninle koştuğumuz yemyeşil vadiler, kapkara ağaçlardaki meyveler,renkler birer birer ölür...
Çirkinliklere inat sen gelirsin usuldan ve kararlı.Mavinin binbir tonuyla, güneşi içtiğim gözlerinle, dilinde sevdamızın ezgisiyle.Bembeyaz martılar kanatlanır coşkuyla, kavuşmanın sevinci ve telaşıyla. Özlem rüzgarlarında soğuyan ellerimi ısıtırsın, yaklaştıkça soluğunun uğultusuna karışırım, türkü söyleriz birlikte.Yüreğimdeki ırmaktan mutluluğun çağıltısı duyulur, merhem olur sesin kanayan yarama, kabuk bağlamaz olur.
Kurur bataklıklar, dokunuşunla sulanır; can suyusun tüm bahçelerin. Hadi, öp çiçeklerimizi kokunu alsınlar; seni solusun her şey, hadi dokun toprağa güneş ol, ısıt .Vuslatın sevincine erişir evren işte o zaman.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.