- 5273 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Kaprisli Bir Kadın
Araştırmalara göre yuvayı yapan dişi kuş olan kadın değil erkek çıktı
şimdiki kadınlar kocalarına sitem ve kapristen başka bir şey vermedikleri ortaya çıktı
bir araştırmaya göre bir karı kocanın küçük bir olayı aşagıda sizce burda haklı kim ?
--------------------------------------------------------------
ERKEK- Söyle.
KADIN- . . . . . . . . . . . .
ERKEK- Söylesene!
KADIN- Acelen varsa söylemiyim.
ERKEK- Acelem yok ama çıkıcam, söyle
KADIN- Söyle söyle diyip üstüme gelme.
ERKEK- Ya niye üstüne geliyim. Bişey söylemiycek miydin?
KADIN- Yok bişey yok. Ne söylicem ki sana?
ERKEK- Yanlış anladım demek ki. Çıkıyom ben o zaman.
KADIN- Çık sen, çık. Hep kaç!
ERKEK- Yok kaçırmam otobüsü bugün. Bak daha onbeş dakka var.
KADIN- Altında kalırsın inşallah!
ERKEK- Ne?
KADIN- Bişey söylicem demiştim. Ama beni dinliycek zamanın yok tabii.
ERKEK- E sen ne söyliyim ki demedin mi?
KADIN- Git, tamam git!
ERKEK- Hey allahım! Ben gene yanlış anladım o zaman.Söyle ,dinliyom.
KADIN- .................................
ERKEK- Heeeee! Beş dakka kalmış otobüsün kalkmasına. Söyle
KADIN- söyle diyip.
ERKEK- Euzübillahiminnnn. . .
KADIN- Ne?
ERKEK- Yok bişey. Söylicen mi?
KADIN- Söyliyim de bir an önce kaç dimi? Vaktini alıyom.Arkadaşların özlemişlerdir seni.
ERKEK- Hayatım, hergün görüyorlar beni. Niye özlesinler?
KADIN- Özlerler. Onları can kulağıyla dinlersin çünkü.. Nedense işe giderken çok neşeli oluyorsun. Ne bekliyorsa seni orda
ERKEK- Bi dolu iş bekliyo. Ne beklicek ki?
KADIN- Biliyorum o işleri. İki ayaklı, boyalı, parfümlü işler.
ERKEK- Yok artık, daha neler! Senin sinirlerin bozuk galiba.
KADIN- Evet bozuk. Sabahtan beri peşinden koşuyoruz, bişey söylicez diye.
ERKEK- Söyle diyom ben de sabahtan beri.
KADIN- Sorun da bu zaten. Söyle diyosun söylüyorum, sus diyorsun susuyorum.Benim söz hakkım mı var bu evde?
ERKEK- Güzel karıcım niye olmasın! Ya, ben sana ne zaman sus dedim ki?
KADIN- Bi de deseydin. Konuşmaya da hakkım olmasın. Şu televizyon benden değerlidir bu evde.
ERKEK- Yok artık o kadar da değil, iyice abarttın. Senin canın sıkkın anladım.
KADIN- Ne? O kadar da değil mi?
ERKEK- Değil tabii.
KADIN- Yani ona yakın. Anladım. Avukata gidiyorum.
ERKEK- Ne? -
KADIN-Avukata gidiyorum. Bu iş biter. Hüüüüüüü! ! . .
ERKEK- Ya, ne dedim ki ben şimdi?
KADIN- Allahım bi de soruyo. Hemen gidiyorum.
ERKEK- Nereye?
KADIN- Bi telefunkenden değerli olmadığım bu evden gidiyorum.
ERKEK- Tamam Hayatım , Sustuuum.
KADIN- Susma! Bişey söyle, kaçma. Sus, konu kapansın. Git işine mutlu mutlu.Hayat devam etsin. Yok öyle.
ERKEK- Tamaaam konuşalım. İşe gitmiyom o zaman.
KADIN- Naaparsan yap. Ben gidiyorum.
ERKEK- Nereye?
KADIN- Odama.
ERKEK- Eeeee?
KADIN- Ne istiyorsun?
ERKEK- Konuşmak.
KADIN- Günaydıııın!
ERKEK- Eveeet, heh he!
KADIN- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
ERKEK- Yaa dur! şaka yaptım. Ortam yumuşasın diye. Ağlama ya!
KADIN- Hüüüüüü! . . . . Üzme sen kendini benim için.
ERKEK- Kimin için üzcem, karım diil misin?
KADIN- Olmaz olaydım.
ERKEK- Tatlım. . . Büyütüyorsun ama.
KADIN- Ne?
ERKEK- Biraz abartmıyor musun?
KADIN- Ben mi?
ERKEK- . . . . . . . . . . . . . . ! ?
KADIN- Ben mi ha! Ben mi? Ben mi büyütüyorum? Topluyorum.
ERKEK- Ne?
KADIN- Hemen eşyalarımı topluyorum.
ERKEK- Saçmalama!
KADIN- Bırak kolumu, bıraaak! Zorba herif.
ERKEK- Tamam. Dokunmuyorum. Ama gitme, konuşalım.
KADIN- Uzak dur! Polisi ararım.
ERKEK- Yok artık. Hırsız mıyım ben?
KADIN- Evet, hırsızsın. Hayatımı, yaşama sevincimi çaldın.
ERKEK- . . . . . . . . . . . . . . . . . . !
KADIN- Söylicek bişey bulamadın. Dilini mi yuttun?
ERKEK- Bütün bunları ne zaman yaptığımı düşünüyorum.
KADIN- Beyimiz kavga istiyor galiba!
ERKEK- Hayır ama. . . . .
KADIN- Tamam. Kavga istiyosan, kavga ederiz. Noolcaksa olsun.
ERKEK- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . !
KADIN- Gülücek bişey görmüyorum ben durumumuzda. Evliliğimiz çatırdıyor.
ERKEK- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . !
KADIN- Sırıtma! Yemin ederim. Avukatı arıcam.
ERKEK- İstersen ara ama. . . . .
KADIN- Peki, hemen çeviriyorum.
ERKEK- Nişantaşı’ndan gidelim.
KADIN- Senin gelmene gerek yok. Ben taksiyle giderim.
ERKEK- Ben de geliyim. Hem şu uzun deri cekete de bakarız.
KADIN- Hııı? ! ! Sen nerden biliyorsun o ceketi?
ERKEK- Ajandana not almışın bugün bana söylemek için. Orda gördüm.Şimdi aklıma geldi.
KADIN- E. . evet. Şey!
ERKEK- Ben de arayıp ayırttırdım.
KADIN- İnanmıyorum.
ERKEK- Giderken alırız.
KADIN- Nereye?
ERKEK- Avukata.
KADIN- Eee. . . evet.
ERKEK- Ya da istersen bugün gitmeyelim avukata. Direk ceketi almaya gidelim.
KADIN- Aaaa. . . eeeeee. . . . olur.
ERKEK- Hayatım?
KADIN- Efendim?
ERKEK- Sen bana ne söylicektin?
KADIN- Boşveeeer..........
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Aynı konunun 3 versiyonu var...
Bunlardan 1. versiyon Kadin/Erkek arasında
2. versiyon iki kadın arasında
3. versiyon ise iki erkek arasında geçen diyaloglardan olusuyor..Şimdi bakalım:
1.
Kadin: Saçımı kestireyim mi?
Erkek: Olur.
Kadin: Ama kiyamiyorum.
Erkek: Öyleyse kestirme.
Kadin: Canim degisiklik istiyor...
Erkek: O halde kestir.
Kadin: Bana akil vermeyi birak, delilere verir gibi.
Erkek: Eger nasil hosuma gittigini bilmek istiyorsan, sana derimki uzun saçli. Bunu biliyorsun.
Kadin: Beni tanidiginda kisaydi..
Erkek: Ve sana tam olarak ne dedigimi hatirliyorum:’Ne güzel olurdun uzun saçla’.
Kadin: Ama herkes kesmemi söylüyor.
Erkek: Bu durumda kuaföre git ve birak uyuyayim lütfen. Bunu senden Allah rizasi için istiyorum.
Kadin: Peki nasil kestireyim? Kat kat mi yoksa perçemli mi?
Erkek: Kat kat.
Kadin: Bana yakisacagini sanmiyorum, çünkü saçim çok düz.
Erkek: Birak perçemli olsun.
Kadin: Çok yorucu.
Erkek: Yordugu zaman tekrar kestirirsin.
Kadin: O zaman asla uzatamam.
Erkek: Uzatmak istiyorsan kestirme güzelim.
Kadin: Bana güzelim deme!!!!!!!
Erkek:?!?!?!?!!
Bu da 2.
1.Kadin: Ah sekerim saçini mi kestirdin? Ne kadar güzel olmussun!!
2.Kadin: Ay sahi mi söylüyorsun? Ben pek emin olamiyorum. Ay çok mu kisa oldu acaba...??
1.Kadin: Amaaan ne alakasi var. Benim yüzüm bu kadar genis olmasa ayni kesimi bende denerdim. Benim su saçim klasik oldu artik, yeni bir modele hiç cesaret edemiyorum.
2.Kadin: Ay yapma Allah askina nesi varmis yüzünün.... Bak söyle suralarindan kat verdirsen, harika olur!! Benim de boynum uzun olmasa ayni seninki gibi bir model yaptirirdim.
1.Kadin: Ah sekerim sende bir alemsin. Keske benimde boynum seninki gibi olsa. En azindan su çökük omuzlarimin dikkat çekmesini engellemis olurdum.
2.Kadin: Ayol sen ne diyorsun?.. Senin gibi omuzlari olsun
steyen bir sürü kiz var... Giydigin her sey sana öyle yakisiyor ki.. Birde benim su kisa kollarima bak. Omuzlarim seninkiler gibi olsaydi, giydigim bluzlar üstümde emanet gibi durur muydu?
Ehhh bu da sonuncusu
1.Adam: Saçini mi kestirdin?
2.Adam: Evet
1.Adam: Sihhatler olsun abi!..
2.Adam: Sagol...
................................................................................................................
Bazı müşterilerin kaprisli tutumları ve ilginç talepleri, kuaförleri adeta canından bezdiriyor
Bazı güzellik salonu, manikürcü ve kuaförlerden derlenen bilgilere göre, kimi müşteriler saçlarının televizyonda gördüğü bir sanatçının saçına benzemesini istiyor, kimisi sevdiği sanatçının müziği çalmazsa saçlarına işlem yaptırmıyor, kimisi de ödemeyi düğünde takılacak paralarla yapacağını söylüyor.
Kuaför salonu işletmecisi Hüseyin Demir, yaklaşık 15 yıldır yaptığı mesleğinde ilginç olaylarla karşılaştığını belirterek, bazı müşterilerinin sıra dışı talepleri ve davranışlarından dolayı bir kitap yazmayı bile düşündüğünü söyledi. Müşterileriyle arasında geçen ilginç anılarını anlatan Demir, şu örnekleri verdi:
“Bir gece, müşterilerimden biri telefonla arayarak o an izlediği televizyon dizisinin yayınlandığı kanalı açmamı istedi. Dizi oyuncuları arasındaki bir mankenin saçını çok beğendiğini bildiren müşterim, kendisinin de aynı modeli yaptırmak istediğini söyledi.
Bir gün düğün için bir grubun saçını yaptık. Damadın yakınları, ücreti düğünde takılacak paralarla ödeyeceklerini bildirdi. O an saçlar yapılı olduğu için çaresiz tekliflerini kabul ettik.
Yaklaşık 20 kişiden oluşan bir düğün grubunda ise saçını yaptığım kişi bir bahaneyle salondan ayrıldı. Saçını en son yaptığım gelinin kız kardeşinden ücreti istediğimde ise gidenleri tanımadığını söyledi.”
Saç modeliyle koca bulma umutları
Kendisini ünlü birine benzeten, saç modelinin bu ünlüye benzemediği taktirde bir daha gelmeyeceği yönünde tehdit eden müşterileri olduğunu dile getiren Demir, şöyle devam etti:
“Acelem var saçımı hemen kestirip gideceğim’ diyen, ancak tüm vaktini kuaförde geçiren müşterilerimiz var. ’koca bulabileceğim bir saç modeli yap’, ’Kibariye’ye benzemek istiyorum’, ’saçımın yarısını kes yarısı kalsın, tarz yaratmak istiyorum’ diyenlerle de karşılaşıyorum.”
İşletmeci Şükran Danacı ise bir müşterisinin, sorunlarını kendisine anlatmak için fön çektirdiğini belirterek, “Bir psikiyatri muayene ücreti 100 YTL, sana 5 YTL veriyorum, sorunlarımı anlatıp rahatlıyorum” dediğini belirtti. Danacı, bazı müşterilerinin ise sevdiği sanatçının parçaları çalmadığı sürece saçlarını yaptırmayacaklarını söylediklerini kaydetti.
Sorunların ana kaynağı eğitimsizlik
Kocaeli Güzellik Salonu ve Manikürcüler Odası Başkanı Gülseren Turgut ise kendilerini sıradan esnaf olarak değil, birer sanatkar olarak gördüklerini belirterek, eğitimi yetersiz personelin müşterilerle sürekli sorun yaşayabileceğini ileri sürdü.
Belediye ve Halk Eğitim Merkezlerinin açtığı kursların kuaförlük için yeterli olmayacağını dile getiren Turgut, kuaförlük mesleğinin, yapacak iş bulamayıp, kuaförlük yapmaya karar verenler için uygun olmadığını söyledi. Belgesi bulunmayan bir kuaförün müşterisi tarafından kolunun kırıldığını belirten Turgut, şunları söyledi:
“Rengini açtırmak isterken saçı yanan bir müşteri, kavga ettiği kuaförünün kolunu kırmış. Kuaför bize şikayette bulundu. Ancak kuaförün ustalık belgesi bulunmadığı için yasal girişimde bulunamadık. Kendi hakkını kendisi aramak zorunda kaldı. Benzer olaylarla sıkça karşılaşıyoruz. Özellikle eğitimsiz müşterilerin kaprisleri meslektaşlarımızı adeta canından bezdiriyor.”
.................................................................................................................................................................
Güçlü & Zayıf Kadınlar...
Güçlü kadınlar vardır,her işlerini kendiler halletmeye çalısan.Anne babaları tarafından böle yetiştirilen.Onlar kendi paralarını kendileri kazanmak isterler.Evdeki tüm işlerden anlarlar.Bi erkeğe mecbur kalmadan hayatlarını devam ettirmek isterler(ama cok zor ) Hemen hemen tüm işleri kendileri yaparlar hatta etraflarının yükünüde üstlenirler.Özgürlüğü severler,dik durmayı da,güçlüdürler çünkü.
Aşık olduklarında hissederek yasarlar.Aşklarına kurallar koymadıkları gibi büyük beklentilerede girmezler.Sevdiklerine problem çıkarmazlar.Bütün gün çalısıp durduktan sonra akşamları yorugunda olsalar sevgilileri bulasalım dediğinde hemenceccik hazırlanıp sevgililerinin onları evlerinden almalarına gerek kalmaadan o her neredeyse onun olduğu yere giderler.
Cogu zaman sevgililerinin yada kocalarının haberi bile olmaz yasadıkları sııntıdan yansıtmazlar çünki.Para var mı,işyerinde sıkıntı var mı,birine canımı sıkıldı hiç bunlarla yormazlar birlikte oldukları erkeği.Cünki istemezler kimse onlara acısın.
Sonrada bir bakarlar ki bu kadar dik durmanın sorun çıkarmamanın karsılığında gerçekten de kimse onlara acımaz.Bu durum zamanla gelenekselleşir ve acınmama ile sorun çıkarmama hali yasam tarzına dönüşür.Eskaza dayanamayıp sorunlarını paylasmaya kalksalar bu seferde sorunlu kadın,kaprisli kadın,tahammül edilemez kadın damgasını yerler.Bu yüzden de terk edildiklerinde bile hiç seslerini çıkarmazlar bu güçlü kadınlar.Terk eden erkek de bilir onun ne kadar güçlü oldunu ve onsuz yasayabileceni içinde yasadığı fırtınalardan bi haber.
Sonrada bi dosttan yada tanıdıktan duyarlarki onu terk eden adam gitmiş kendine muhtaç olan biriyle beraber olmaya baslamıs.Erkekler cok sever böle kadınları.Birinin onlara muhtaç olduğunu görmek bircok duygusunu oksar erkeğin.Onlara kendini erkek gibi hissettirirler.(öbürleri nası hissettiriosa artık )Bu zayıf kadınlar erkeklere baımlıdır.
Mesela,her işlerini kendileri yapamazlar anlamazlar çünki.Nerden nasıl ne alınır onuda bilmezler.Ev yada yemek alısverişi de yapmazlar çünki tasıyamzlar onca torbayı.Hep yorgun olurlar,bütün gün spor salonları kuaför o mağaza bu mağaza gezerler.Akşama yemek yapmaya fırsat bulamazlar.Akşam eşleri eve geldinde bugün nereye yemeğe gidelim diye sorarlar.Kendilerini hep altın tepsi içinde sunarlar huysuzlukta ederler ama bu erkeğin hosuna gider cünki kadın ona muhtactır söylenmeyen güçlü kadının aksine.Hiçbiseyi begenmedikleri gibi devamlıda mutsuzdurlar.Pek teşekkür etmezler kıskançlık krizlerinide severler.Kocasının veya sevgilisinin hayatlarını karartırlar.Erkekler bu kadınlarrı asla terketmez çünki o güçsüz kırılgan bi kadındır.Ayrılsada kurda kuzuya yem olur.Koruyup kollamalıdr her an.Zayıf kadınlar hiç çökmez burusmaz ve yıpranmazlar.Ancak işin ilginç yanı herzaman daha değerli olanlar onlardır.Ve geride kalan güçlü kadınlar tüm bunların nasıl gerçekleşebildine sadece baka kalırlar...
Hüsamettin Ünal
Elbistan