- 1198 Okunma
- 23 Yorum
- 0 Beğeni
KARABAŞIN HEDİYESİ
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Kavşağı dönüp karaman camisine yaklaştığımda, sabah ezanı henüz okunuyordu. Namaza yetişmek için seğirten birkaç yaşlı ve temizlik işçilerinden başka kimse yoktu sokaklarda.
Ben sabah yürüyüşüme başlamış ve aynı zamanda da dualarımı ediyordum içimden. Sabahın bu saatleri bana hep huzur verir nedense... İnsan karanlıkta kendiyle baş başa kalır, istediği gibi düşünür ve beynini boşaltır. Oldum olası karanlık ve yalnızlıktan korkmam ben.
İçime biraz ürperti gelse de, dualarım sayesinde uçup gider ürpertilerim. Kuru Dere caddesine çıktığımda, sağ elime bir şeyin değdiğini fark edip başımı arkaya çevirip baktım ama kimseyi göremedim. Herhalde rüzgar olmalı diye düşünüp yürümeye devam ettim.
Bir kaç adım attığımda yine elime bir şey dokundu.
Bu defa durup arkama tam olarak dönüp baktığımda, kocaman siyah bir köpek bana iri kahverengi gözleriyle sevgi dolu bakıyordu. Ne yapmalıyım? Bir an şaşırdım ama o kadar içten bakıyordu ki bana, kıyamayıp başını okşadım. O da benim ellerimi yaladı.
Karanlıkta stada doğru birlikte yol aldık. Yürüyüşümüzü de birlikte yaptık. Arkadaşlar ‘ senin mi bu köpek’ diye sordular.
‘Hayır benim değil; sokak köpeği yolda tanıştık’
Yürüyüşümüz bittiğinde karabaş beni evime kadar getirdi. Ertesi gün yine kavşakta karşılaşıp, birlikte yürüdük.
Birbirimize alışmıştık artık. Dönüş yolunda cebime baktım yanıma beş kuruş almamışım; açık olan bir büfeden veresiye bir ekmek alıp karabaşa verdim. Karabaş ekmeği çabucak bitirip arkamdan koşarak bana yetişti. Ben eve gelince sanki ‘ Ben de gireyim içeri’ der gibi masum masum baktı gözlerime.
‘ Karabaş, ben apartman dairesinde oturuyorum, seni nasıl içeri alabilirim? Yarın yine yürürüz olur mu?’ dedim.
Karabaşla olan arkadaşlığımız günden güne gelişti ve büyüdü, her gün beni sabah ezanında kapının önünde beklemeye başladı. İkimiz birlikte bazen koşuyor bazen de yürüyorduk. Bir gün Karabaş beni bırakıp önden gidiyor ve bütün çöpleri karıştırıyordu.
Ben onu yine aç sanıp, yanıma para almadığıma hayıflandım; ama baktım ki ağzında bir poşetle önümde durdu şaşırdım. Poşeti ayaklarımın dibine bırakıp gözlerini gözlerime dikti. Bir an şaşırdım; ne yapmaya çalışıyor, acaba poşeti açamadı mı? Diyerek poşete doğru eğildiğimde poşetin ağzının açık olduğunu gördün.
İçinde birkaç parça ekmek kırıntısı, yarım yumurta, birazda soğan vardı. Başımı kaldırıp baktığımda karabaş çoktan yürümeye başlamıştı bile. Çok şaşırdım; aynı benim yaptığım gibi yapmıştı. Ben de ona ekmeği verdim mi bırakıp giderdim.
Verme sırasının kendine gelmiş olduğunu düşündü ve karabaş çöpte olsa bulabildiği en güzel hediyeyi bana vermişti. Bir an çok duygulandım.
İnsanlardan zaman zaman hediye alırdım ama bir köpekten ilk kez hediye alıyordum. Bunun vermiş olduğu mutluluğu kelimelerle anlatmam mümkün değil yaşamanız lazım…
Emine Uysal /12/09/2009
YORUMLAR
Dünyanın en sadık ve en güzel dostudur köpekler ve biz onların rızkını yediğimizi, onlara tekme atarak onutuyoruz.
Hani diyoruz ya " ne ekersen onu biçersin" diye. İşte siz ektiğinizi en güzel şekilde bniçtiniz.
Bu hikaye çok insana örenek olmalı ve herkes " BEN NE YAPIYORUM" diye düşünmeli.
Geç kaldığım bir yazı. Paylaşımınız çok özeldi .Sevgfiler yüreğinize
Aaa..Bu çok nefis birşey...Bizim evimiz köyün en altındaydı,yani bir numaralı ev,biraz da komşulardan kopuk bir hali vardı.Bu durumu yeniliğinden geliyordu.Hiç köpeksiz kalmazdı kapımız,mutlaka bir tane edinirdik.Köyden bir haftalığına okul için ayrılıp gelmiştim.Çok aç olmasına rağmen verdiğim ekmeği yemedi,uzun süre yüzüme de bakmadı.Ağladığını görmüştüm.Gece arazide su sulardım birbaşıma,geceyi yararak gelip,önce bir göğüs vurur,sonra kuyruk sallar ve adım adım takibederdi...Özellikli bir hayvan vesselam...
Çok güzeldi efendim.Yürekten kutladım.Selam,saygı...
bu köpeklerden hep korkardim ben
ilkokula 15km yurudugum yillarda
hep bir köpek keserdi yolumu, iblis gibi
oysa benim evdeiki köpegim, 25 tavsanim, 4 tane kedim, evi olur olmaz ziyaret eden yilanlar, kaplumbagalar, kertenkeleler, fareler, bizim :))) olmayan köpekler, karincalar, kelebekler,böcekler, her türden koluma yapisan sivri sinekler basardi.
o zaman bizde Hayvan esit degildir insan, diye ögrendim!
daha sonra hayvanlari daha çok sevmeye basladim, mesela kemerimi satip köpek aliyordum
ayakkabilarimi verip tavsan aliyordum
8 yasindaydim
bir tarafta yolumu kesen kesen "sizin karabaslar" diger tarafta
bana evde bana "manyak tacir" diyorlardi
Iki tane kedim vardi, biri
dogurdugu bütün yavrularini yedi
digeriyle 13 yasima kadar soguk kis gecelerimde yatagimi IsIttI
mirrrrrrrrr mirrrrrrrrrr ederdi.. neyse
uzun olmasin diye çalisiyorum ama bizim kiz bozdu düzeni
köpekler beni çok isirdi çocukken
tetanoz ignesi falan olmadim
oysa korkardim
..
sonra kendime geldim
hayvanlar dahi
bizi
bizden daha çok seiyorlar
anladim
peki ya onlar?
Hayvan! hakaret içren bir kelimedir
o zaman
ben insan degilim
çünkü
daha vefalisini gördüm
sadabat tarafından 9/13/2009 8:16:43 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bizim çarşının sokak köpeğini hatırlattı bana yazınız.Aşılarını esnaflar para toplayıp yapmış,tam kısırlaştıracağımız zaman gebe olduğunu öğrenmiştik.Yavrularını bir apartmanın içine doğurmuştu..Gece olduğu için biz ilgilenememiştik.Acımasız merdiven temizlikcisi deterjanlı suyu yukardan bocalayıp 2 yavrusunun ölümüne neden olmuştu.Daha sora iş yerimin önünde kutularla ona yuva yaptık kalan yavrularını büyütünceye kadar orada baktık.Ben ilk kez köpek sevgisini bunda tattım..O kadar akıllı ve vefalıydı ki akşamları işten çıkışımda evime kadar eşlik ediyordu.Çoğu dost dediklerimiz vurdu bir tokat ama Fadik,ne zaman görse bana eşlik eder hala...Vefa böyle bir şey...İnsanın unuttuğu...
Çok güzeldi...Banada yaz geldi bu günlerde,amma yazdım :)))))
Sevgilerimle...
Evet' Sevgili şiir dost ; yazınızı okudum ,inanıyorum ,bir lokmaya kul köle oluyorlar ...
Benim de iki tane hav havım var 'biri Alman kurdu,diğeri de Kafkas çobanı ...
Geçen akşam' Kafkas çobanımı gezdiriken huysuzlandı,ve yeni
aldığım giyisimi dişleriyele kopardı ,naptın diye kızdım ve yüzüme öyle bir ifadeyle baktı ki ; ben üzüldüm.giyisime de çook!
Birkaç gün sonra gene gezerken gece karanlık ,yolda haşur huşur bir sesler çıkardı' Kral n'oluyo ya derken ağzında bir torba aa şaşırdım,inanın hala ürperiyorum,yırttığı giyisimin siyahını buldu ; çok ilginç şeyler oluyor hayatta ...
Sevgiler size...
Oya gedik tarafından 9/12/2009 4:02:46 AM zamanında düzenlenmiştir.