Şimdiye kadar hiç kimse taklit yoluyla büyüklüğe ulaşamamıştır. -- samuel johnson
çiğdem çelik
çiğdem çelik
@cigdemcelik

YEDİ EYLÜL...YEDİ HÜZÜN

11 Eylül 2009 Cuma
Yorum

YEDİ EYLÜL...YEDİ HÜZÜN

6

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1165

Okunma

YEDİ EYLÜL...YEDİ HÜZÜN

YEDİ EYLÜL...YEDİ HÜZÜN



Eylüldü,camıma dokunan yağmur damlaları belliki uyandırmaya gelmişti beni, gece yalnızdı, sessizdi ve sensizdi.Yağmur, fırtına ve siyah bir hüzne dönüşen gecede çıldıran kavak ağaçlarının çığlığını bir tek ben duyuyordum.Sokak köpekleri bile sığındıkları saçak altlarında, en huzurlu uykularına dalmış gibi uyuyorlardı,kaldırım taşları en son ezildikleri ayakları unutmak istercesine yıkanıyordu yağmurda.Sokak lambalarından sızan incecik puslu ışıklar insanın içine kasvetli bir sancı saçıyordu...

Ve ben seni düşünme, özleme, içime akıtma nöbetlerimi hiç aksatmıyordum.Yedi bahar, yedi kış, yedi eylül, yedi hüzün geçti ömrümden ama ben hala seni düşünüyorum...
Düşünüyorumda nelere kadirmiş şu aşk, hiçbir haziran açmayan çiçeklerine inat her mayıs yeniden ekiyorum umut tohumlarını.Yani anlayacağın tanıdığım iki renk var hayata dair,siyah ve mavi...

Gece, kimsenin farkedemediği kadar siyah benim dünyamda ve bütün gerçekliğiyle heran yanımda işte.Umutta, umut olmasa yaşayamam aslında, birazcık mavi göremediğim denizlerden çalınmış, gökyüzünden utanılarak koparılmış,senin bildiğin alabildiğine mavilere benzemiyor,biraz eski, biraz kırık mavi...Ama mavi işte,gelebilme ihtimaline yetiyor işte...

Sahi gelir misin bir gün?

Ben ıslak camlarda rutubete kurban veriyorken nefeslerimi...

Karanlığı batırıp güneşin dibine gelir misin?

İşte bu kadar benim yaşamım, benim yaşamımda anlattığım...Seni beklemek...

Anlayamadığım, kimseler anlam vermiyor bekleyişime, yani inanmıyorlar geleceğine.Olsun, ben seni bir ömür bekleyeceğim ve seni sahip olduğum iki renge hep katık edeceğim, yaşamak uğruna.Belki sen gelemeden ben ölüp gideceğim ama diğer dünyada da seni bekleyeceğim.

Yağmur üşütüyor iliklerimi, titriyorum her hücrem hıçkırıyor yalnızlıktan,akrep ve yelkovanın buluştuğu yerde kopuyor kıyamet, yağmur dinmiyor tufan büyük...Ağrı Dağı’ndayım Nuh’suz ve gemisiz bir başımayım bütün güvercinler göç etti zeytin ülkelere.Toprak olsan ne güzel olurdu şimdi,kurtulurdum...

Kurtulamadığım bir kaç sözcük var seni dupduru bekleyişime bir kaç siyah leke gibi düşen affet, böyle yağmurlu gecelerde dökülüyor dilimden hele birde Eylülse tutamıyorum kendimi.Hatırlar mısın son Eylüldü senle geçen, yedi bahar, yedi kış, yedi eylül, yedi hüzün önce hiç gitmiyormuşsun gibi gittin, yarın dönecekmişsin gibi gittin, gözlerin gülüyordu, ellerin sıcacıktı bu umut demekti gittin ?

Gitmeseydin bugün ne olurdu diye düşünüyorum.

Dünyamda farklı birkaç renk olsaydı,yeşil mesela hani baharda herkesin kokusunu hücrelerinde hissettiği,pembe mesela hani herkesin hayalinde panjuruna tatlı bir sıfat olan...Ne güzel olurdu, ne güzel olurdu hayat...

Yağmur dindi, kavaklar fırtınaları kovup saçlarından bu gecede daldılar uykusuna,bir sokak köpeği uyandı uyandırdı kaldırımları,ıslak çöpleri karıştırdı.Sokak lambasının dibinde dönen iki kediyi ben görebildim, biri siyah diğeri, diğerinin rengini göremedim oda siyah ...

Birazdan güneş doğacak umarım gülümseyerek uyanırım sabaha, umarım maviler dal verir siyahlara, umarım gökkuşağı olur bu yağmurun sonunda ve yedi renk, yedi bahar, yedi kış, yedi eylül, yedi hüzün sonunda görünür bana bu son Eylülde.

Hayat güzel, umut etmek beklemek güzel,

Bak ilk renk benden mavi...bu son mavi elimde kalan.

Birazdan güneş doğacak...

Hayatın gözleri iki renk biri siyah biri mavi...

Bu son mavi gökkuşağım...

Gelmelisin, sensiz sekizinci Eylül gelmesin...


Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yedi eylül...yedi hüzün Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yedi eylül...yedi hüzün yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YEDİ EYLÜL...YEDİ HÜZÜN yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
YARALI/ YÜREK
YARALI/ YÜREK, @yarali-yurek
21.12.2009 17:28:47
bak bunu okumamıştım
belkide zayıflığımdandır
yada belkide ürkekliğimden
belkide kalbimin kanayan sızısındardır
sana gelememem
ay eylül yalancı eylül

ah kalpleri burkan eylül

harikaydı hocam yüreğine sağlık
daha önce okumamam benim zayıflığımdandır
Bilser
Bilser, @bilser
11.9.2009 22:16:03
10 puan verdi

"Gitmeseydin bugün ne olurdu diye düşünüyorum."
..............
"Ben ıslak camlarda rutubete kurban veriyorken nefeslerimi..."
..............

"İşte bu kadar benim yaşamım, benim yaşamımda anlattığım...Seni beklemek..."
.......
Ve... seni alatmak.....
"Sen" olmaz isen, "ben"in manası var mı?
Gitmeseydi "sen" olmazdın derim!...
Giden olmaktansa, bekleyen olmayı yeğlerim...

Selam ve saygılarımla...
yasımm
yasımm, @yasimm
11.9.2009 17:39:17
Anlayamadığım, kimseler anlam vermiyor bekleyişime, yani inanmıyorlar geleceğine.Olsun, ben seni bir ömür bekleyeceğim ve seni sahip olduğum iki renge hep katık edeceğim, yaşamak uğruna.Belki sen gelemeden ben ölüp gideceğim ama diğer dünyada da seni bekleyeceğim.

.......
Dizelerde kayboldu ruhum tebrikler...başarılarınızın devamı dileğiyle.
KEVE
KEVE, @keve
11.9.2009 15:54:56
10 puan verdi
derya gibi yüreği ve güçlü kalemi kutluyorum
sagılar sevgiler selamlar
meselci
meselci, @meselci
11.9.2009 15:39:54
Eylüldü,camıma dokunan yağmur damlaları belliki uyandırmaya gelmişti beni, gece yalnızdı, sessizdi ve sensizdi.Yağmur, fırtına ve siyah bir hüzne dönüşen gecede çıldıran kavak ağaçlarının çığlığını bir tek ben duyuyordum.Sokak köpekleri bile sığındıkları saçak altlarında, en huzurlu uykularına dalmış gibi uyuyorlardı,kaldırım taşları en son ezildikleri ayakları unutmak istercesine yıkanıyordu yağmurda.Sokak lambalarından sızan incecik puslu ışıklar insanın içine kasvetli bir sancı saçıyordu...

Ve ben seni düşünme, özleme, içime akıtma nöbetlerimi hiç aksatmıyordum.Yedi bahar, yedi kış, yedi eylül, yedi hüzün geçti ömrümden ama ben hala seni düşünüyorum...
Düşünüyorumda nelere kadirmiş şu aşk, hiçbir haziran açmayan çiçeklerine inat her mayıs yeniden ekiyorum umut tohumlarını.Yani anlayacağın tanıdığım iki renk var hayata dair,siyah ve mavi...

Gece, kimsenin farkedemediği kadar siyah benim dünyamda ve bütün gerçekliğiyle heran yanımda işte.Umutta, umut olmasa yaşayamam aslında, birazcık mavi göremediğim denizlerden çalınmış, gökyüzünden utanılarak koparılmış,senin bildiğin alabildiğine mavilere benzemiyor,biraz eski, biraz kırık mavi...Ama mavi işte,gelebilme ihtimaline yetiyor işte...

Sahi gelir misin bir gün?

Ben ıslak camlarda rutubete kurban veriyorken nefeslerimi...

Karanlığı batırıp güneşin dibine gelir misin?

İşte bu kadar benim yaşamım, benim yaşamımda anlattığım...Seni beklemek...

Anlayamadığım, kimseler anlam vermiyor bekleyişime, yani inanmıyorlar geleceğine.Olsun, ben seni bir ömür bekleyeceğim ve seni sahip olduğum iki renge hep katık edeceğim, yaşamak uğruna.Belki sen gelemeden ben ölüp gideceğim ama diğer dünyada da seni bekleyeceğim.

Yağmur üşütüyor iliklerimi, titriyorum her hücrem hıçkırıyor yalnızlıktan,akrep ve yelkovanın buluştuğu yerde kopuyor kıyamet, yağmur dinmiyor tufan büyük...Ağrı Dağı’ndayım Nuh’suz ve gemisiz bir başımayım bütün güvercinler göç etti zeytin ülkelere.Toprak olsan ne güzel olurdu şimdi,kurtulurdum...

Kurtulamadığım bir kaç sözcük var seni dupduru bekleyişime bir kaç siyah leke gibi düşen affet, böyle yağmurlu gecelerde dökülüyor dilimden hele birde Eylülse tutamıyorum kendimi.Hatırlar mısın son Eylüldü senle geçen, yedi bahar, yedi kış, yedi eylül, yedi hüzün önce hiç gitmiyormuşsun gibi gittin, yarın dönecekmişsin gibi gittin, gözlerin gülüyordu, ellerin sıcacıktı bu umut demekti gittin ?

Gitmeseydin bugün ne olurdu diye düşünüyorum.

Dünyamda farklı birkaç renk olsaydı,yeşil mesela hani baharda herkesin kokusunu hücrelerinde hissettiği,pembe mesela hani herkesin hayalinde panjuruna tatlı bir sıfat olan...Ne güzel olurdu, ne güzel olurdu hayat...

Yağmur dindi, kavaklar fırtınaları kovup saçlarından bu gecede daldılar uykusuna,bir sokak köpeği uyandı uyandırdı kaldırımları,ıslak çöpleri karıştırdı.Sokak lambasının dibinde dönen iki kediyi ben görebildim, biri siyah diğeri, diğerinin rengini göremedim oda siyah ...

Birazdan güneş doğacak umarım gülümseyerek uyanırım sabaha, umarım maviler dal verir siyahlara, umarım gökkuşağı olur bu yağmurun sonunda ve yedi renk, yedi bahar, yedi kış, yedi eylül, yedi hüzün sonunda görünür bana bu son Eylülde.

Hayat güzel, umut etmek beklemek güzel,

Bak ilk renk benden mavi...bu son mavi elimde kalan.

Birazdan güneş doğacak...

Hayatın gözleri iki renk biri siyah biri mavi...

Bu son mavi gökkuşağım...

Gelmelisin, sensiz sekizinci Eylül gelmesin...



................................

tamam
geleceğim
sana eylül bitmeden
gitmeden
dolu dolu
göğü yırtarcasına düşen yağmurlar
ülkemin üzerinden


tamam
geleceğim sana
daha güneş ıpıl ıpıl dünyayı selamlıyorken
daha
yüreğim
şiirleri kelamlıyorken
güzelliğine dair


tamam
geleceğim sana
hiç ummadığın anda
hiç beklmediğin bir yanda
eseceğim
sereceğim kendimi sana
tamam
geleceğim sana


.......................................
MESELCİ
11 Eylül 2009,,,15.38
Mardin


kırmızıkurbağa
kırmızıkurbağa, @kirmizikurbaga
11.9.2009 15:10:50
Eylül...
Başlı başına eylül bu cümleler..

Eylül dile gelmiş, isyan etmiş mevsimine ayrlıkların..
Eylül bu!..
Başlı başına eylül..
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
11.9.2009 12:03:01
Beğeni:
0
İzlenme:
1165
Yorum:
6
BEĞENENLER
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.