Barış
Minik bir tohumdu o.Toprağa dikilmeyi bekleyen.Onu dikenler sulayıp özenle bakıp büyüteceklerdi.Kocaman bir ağaç olup meyve verecekti.Umutları vardı ,hayalleri vardı.Bilseydi hayatın zorluğunu seslenirdi büyüklerine beni dikmeyin diye.Kırılgandı dalları ,zayıftı kolları.Acımasızdı insanlar.Genç bir fidandı artık.Sorunları vardı.Büyüyordu...Rüzgar esiyordu şiddetli şiddetli..O genç beden sarsılıyordu...Ama dirençliydi..Kökleriyle sarılmıştı toprağa.Biliyorduki bırakırsa toprağı bitecekti umutları ,hayalleri.
O gün güneş sıcacıktı.İçini ısıtıyordu.Umutla dallarını ğöğe doğru uzattı.Uzaktan sesler geliyordu..Sesler gittikçe yaklaşıyordu..Sevindi..Nihayet birileriyle konuşacaktı.O kadar uzun süre beklemişti ki..Sevinçle kollarını kucaklar gibi açtı.Gelen orta yaşlarında bir erkekti.Önce genç fidanın altına oturdu.Sigarasını keyifle içti.Sonra da sigarasını o genç fidanın narin bedeninde söndürdü.Genç fidanın canı çok yanmıştı.
-Canımı yakma benim hayallerimi yıkma!" diye bağırıyordu.Ama sesi boşlukta yankılanıyor, ona cevap gelmiyordu.
Orta yaşlı erkek keyifle bir türkü mırıldanarak genç fidanın yanından ayrıldı.Genç fidan yaralarını iyileştirmek için dallarını silkeledi.Ümitlerini kaybetmeyecekti.Kökleri sağlamdı çünkü...
Aradan günler geçti.Yaraları iyileşmşti.Genç fidanın canı sıkılıyordu.Yalnızlık zordu.Tekrar yanına insanlar gelsin, onu şefkatle sulasın istiyordu.Uzaktan gelen sesler onu çok mutlu etti.İşte isteği gerçekleşiyordu.Şefkatli insanlar geliyordu.
Dallarına çarpan bir uçurtmayla çok neşelendi.Üzerinde güneşin yedi rengi olan bir uçurtmaydı bu.Küçük bir kız çocuğu dallarına çarpan uçurtmasına takıldığı yerden çıkartmaya uğraşıyordu.Genç fidan hafifçe silkelenerek ona yardım etti.Küçük kız anlamışçasına fidanın dallarını yapraklarını okşadı.Hemen yakındaki dereden su getirerek genç fidanın susuzluğunu giderdi.Kana kana içti suyu genç fidan..
Küçük kız uçurtmasını özgürce gökyüzünde salındırdı.Genç fidan o zaman anladı ki çocuklarda umut var.O umut tükenirse genç fidan ve diğer fidanlar da tükenir.Dünya barışı ancak çocukların sevgi ve şefkatiyle, onların barışa duydukları özlemle yeşerecektir.
YORUMLAR
"Dünya barışı ancak çocukların sevgi ve şefkatiyle, onların barışa duydukları özlemle yeşerecektir."
Çok güzel demişsiniz fakat o çocukta bir gün büyüyecek ve içindeki çocuğu unutacak. Dünya telaşına dalacak. Belki onu hayat acımasız yapacak. Keşke hepimiz o içimizdeki çocuğu hiç öldürmesek ve hep çocuksu saf duygularımızla kalabilsek. İşte o zaman dünya yaşanası olurdu.
Fazla mı karamsarım aceba?
Saygılarımla