- 2540 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
156 - MAĞARA
Onur BİLGE
İnsuyu Mağarası’nı şimdi anımsadığımda ve kartpostallardaki resimlerine baktığımda, o günlere özlem duyuyorum. Memleketim, burnumda tütüyor! Düden Mağarası geliyor, aklıma. Onunla birlikte, pek çok şey... Toprak, kabir, hesap, mükâfat, azap... Üstü cennet, içi kabir... Neler canlanıyor, gözümün önünde, bir bir...
Mağaralar, kabir âlemini anımsatıyor, bana. İçindeki labirentler, mezarlarda da var. Kimisi azaba çıkar, kimisi mükâfata... Kabre inene iki şey vardır, birbirine taban tabana zıt; felaket haberi veya müjde!..
Yedi kat yerin hemen kabuğunun zarının altına bırakılıveren beden, kim bilir kaçıncı katında azap görüp geliyor? Yer gök yedi kat; cehennem yedi kat, cennet sekiz kat... Esfelüs Safilin, dünyanın merkezi mi acaba? Yoksa güneşin merkezi mi? Her neyse ve hangisine aitse veya değilse; cennetin benzerinin yeryüzünde bulunduğu gibi cehennemin benzeri de gözler önünde... Bir tarafta, Babil’in Asma Bahçeleri... Bir tarafta yanardağlar... Bir tarafta ateş püskürmakteyken dağ, diğer tarafta cennete benzeyen
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 6
ÖDÜL - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15
YORUMLAR
Mağaralar, kabir âlemini anımsatıyor, bana.
evet magara akla gelince banada aynen bunlari animsatiyor sadece.
Allah kabirde bize azap yasatmasin.günahimizi sevabimizi yaradan biliyor kimse affedilmeyecek günahlar islemez insallah bu dünyada.
cok iyi düsünmek lazim her yazinizda.mübarek ramazan günlerinde böyle yazilar ile bin sevap yazsin sana Allah.
zalim ve gaddar biri bile imana gelir.okusa.
yüregine saglik.yazilarini hep sakin kafa ile okumayi tercih ediyorum.
bazen gec okuyorum istemeden.
yazarligina sairligine hayranim.
sevgilerim sonsuz.
Sur düdüğü çaldığında bir hengame, kimsenin kimseyi tanımadığı bir kalabalık, herkes kendi derdine düşmüş.
Kainatın efendisi, Fahri Alem Muhammed Mustafa s.a. efendimizin himmetiyle şefaate eren kullarından olmamız dileğiyle.
Yazınız bugün yayınlanan Düden şiirinizin açıklamalı bir hali sanki ve yine mükemmel . Güzel yazınızı kutluyorum.
Saygılarımla....
Herkesin can derdine düştüğü, ana babanın evladını, evladın ana babasını tanıyacak halinin kalmadığı yerde sadece bir ses duyar gibi olurum; mübarek mi mübarek; secde halinde, için için ağlayarak, hıçkırıklara boğulan kısık sesle bir zat yakarmakta; Şefkat Peygamberi, Allah-ü Teâlâ’dan şefaat izni istemekte ve o seda, sûr gibi her yerde yankılanarak bütün sesleri bastırmakta!..
_ “Ümmeti!.. Ümmeti!..”
Rabbim ümmetinden eylesin cümlemizi.