- 13538 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
*- BAŞARI, HIRS VE AZİM
İnsan kendisini bir yarışın içine sokmak istiyorsa elbette ki kimle yarışacağına kendisi karar verir. İster kendisiyle, isterse bir başkasıyla... Malûm her yarışın eşit şartlarda yapılabilmesi ve adil olabilmesi için kendisine özgü kuralları vardır. Bunun yanında bir de sportmenlik ruhu tabi. Kişi kendisiyle dahi yarış halindeyken kendisine bile zulüm etmemelidir. Kaldı ki muhtemel rakiplerine etsin.
Başarmak isteği insanı diri tutar. Bu istek olmamış olsaydı gelişim olmazdı. Doğal olarak toplumsal gelişimin gerçekleşebilmesinin tek şartı da elbette ki kişisel gelişimden geçmektedir. Kişisel gelişimin olmadığı yerde toplumların da gelişmesi mümkün değildir. Bu nedenle birey öncelikle kendisine mutlaka bir hedef belirlemelidir. Hedef belirlememiş olmak insana, doğal olarak da çevresine zarar verir.
Her insan kendisiyle ilgili konularda daima en önde olmayı ister, istemelidir de. Aksi takdirde hedefine varmakta zorlanır. Lâkin kişi her ne kadar hep en önde olmayı istiyor olsa da bu elbette mümkün değildir. Ama niyet bu olmalıdır. Motivasyon sağlayabilmek için bu şekilde düşünmek gerekir. Bir daha tekrarlamak gerekirse sportmenliği de ön planda tutmayı kendisine daima ilke edinmelidir.
Başarmak isteği ister istemez hırs kavramının da ortaya çıkmasına sebep olur doğal olarak. Ama aslında başarmak için hırs, hiç de gerekli olan bir şey değildir. Çünkü hırs kavramı çok daha başka şeyler çağrıştırır insan aklında. Evet doğrudur, genellikle hedefe bir an önce ulaşabilme isteği hırs mevhumunu tetikleyebilir, böyle bir handikap her zaman vardır. Fakat yine de bu duyguyu her ne olursa olsun ön plana çıkartmamak doğru olanı yapmak demektir.
Aslında hırs kaynağını kıskançlık duygusundan alır. Buradaki püf noktası kıskançlıktır. Kıskançlığın oluşmasına izin vermiyor olmak hırsı da ortadan kaldırmaya yeter bir durumdur. Hırsın yerine koyulabilecek kazanma azmi ve isteği kişiyi olumlu bir anlayışa yöneltir ki doğal olarak istenen de bu olmalıdır. İnsana lazım olan kişiyi yıpratması muhtemel hırs değil, bilakis onu motive edip üreten durumuna getirecek olan sabrı da kendisinde taşıyan azimdir.
Kazanmak istemenin elbette ki kötü bir yanı yoktur. Tam tersine kazanmak isteği insanı motive eder. Hayat karşısında güçlü kılar. Ama bir şartla:Toplumun benimsemiş olduğu geçerli ahlaki ve toplumsal kuralları göz önüne almayı her zaman göz önünde bulundurmak, emek sarf etmek ve çok çalışmak.
RECEP AKIL