- 529 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AÇILIMLAR ÜLKESİ
Aslında tek bir açılıma ihtiyacı vardı bu ülkenin.Bütün akil kişilerin çıkıp Kürt açılımı diye tartıştıkları günlerde ben yazmıştım.Bizim demokrasiye ihtiyacımız var,demokratik açılım gerek demiştim.
Yani Kürtlerin hakları kısıtlı,diğer insanlar,insana insanca davranışın doruğunda mı yaşıyordu?Kendi halkına,kendi insanına düşman muamelesi yapan bir sistem sadece bizde var.
Her türlü derin yapılanma kendine düşman ve rejim muhalifleri yarattı.Ortalık toz duman,hala kürsüye çıkıp demokrasi ,laiklik,üniter devlet nutku atan yetkililer var.Var olması normal de bunlara uzaydan gelmiş gibi inanan kaz kafalılar bile var hala.
Haksız oldukları halde örgütlenip,silahlanıp devlete ve millete kafa tutanlar,30 binden fazla insanın ölümünden sorumlu olanlar,şimdi hakkı verilmesi gereken mazlum insanlar oldular öyle mi?
Demokrasi yokluğundan dolayı sıkıntı yaşayan sadece Kürtler ve aleviler bu ülkede.Müslüman olduğunu söyleyen insanlar kovuldular,sürüldüler,hakarete uğradılar.Ama silahlanıp dağa çıkmadı kimse.
Derin yapılanma PKK yı bile kullanmış.Ergenekon meselesinde görüldü bunlar.Yoksa özel olarak hakları çiğnenmiş etnik bir sınıf yok ülkemizde.Etnik farklılığı kullanan,kendi halkına irtica yaftası yapıştırıp,ikinci sınıf muamelesi yapan bir derin yapılanma bizi bu günlere getirdi.
Yönetici kademesi tamamen uykuda geçirdi yıllarını.Gücü elinde bulunduranlar bile irtica rüyasının ardından uyandılar her sabah.Çünkü derin provokasyonları göremediler,ya da onun bir parçası oldular.Ülke için asıl tehlikeyi elleri ile beslediler yer yer.Halkımızı ezdiler devleti yaşatmak için.Halbuki devlet halk için vardır.Devletin gayesi halkını yaşatmaktır.
Yargı sistemi belli zümrenin elinde.Ülke kaderine etki edecek makamlar yine o zihniyetin elinde.Seçim yapılıyor hükümet olunuyor fakat iktidar olunamıyor.Eğitim sistemi yine o hakim gücün elinde.Cüppeleri ile Anıtkabir’e yürüyen prof. lar ya bu hakim gücün oyununa gelmiş ya da bir parçası.Yolsuzluğu olan bir rektörü yargılayamıyorsunuz bile.Böyle bir eyleme kalktığınızda hurra Anıtkabir’e.Laiklik elden gidiyor diye.Ordu mesajı alıyor,sanal manal,ılımlı ılımsız darbe geliyor.Cumhurbaşkanı’na kürsüde kurşun sıkıyoruz.Başbakanı tedavi ediyoruz diye komaya sokuyoruz.
Sistemi düzenleyelim,anayasayı değişelim derseniz,367 faciası ile burun buruna geliyorsunuz.İlahi bir kitap ya anayasa kitapçığı.
Milli menfaatlerimizle şahsi menfaatlerimiz bir birine karıştırıldı.Şahsi menfaatlerimizi millete milli menfaat diye lanse ettik.Atatürk’ün “Türkiye, nüfusu 25 milyonu bulduğu zaman içteki meselelerini halletmiştir.50 milyonu bulduğunda çevresindeki meselelerle ilgilenir”sözünü hiç bilenimiz olmadı.Atatürkçülüğü hiç olmadığı halde,halkın dini duyguları ile oynamak ve insanların dinini yaşamasına yasak koymak olarak algıladık ve Atatürk adına yaptık bunları.İnanan kesim gerçek Atatürk’ü bilmediği için,Atatürk düşmanı yaptık onları.Halbuki insan hem dindar hem Atatürkçü olabilirdi.Çünkü bu dayatılanların hiç birini Atatürk kendi halkına dayatmadı ve istemedi.Biz yasaklarımızı ona mal ettik.
Bütün bunlar su yüzüne çıkınca,hepsinin sentezinden şu sonuca ulaşmak kaçınılmaz oluyor.Üniter devlet,demokrasi,laiklik nutukları atanlar,bu ülkeyi bizden çok sevdiğini söyleyenler aslında ülkeyi bölmek için adım adım bir planın uygulayıcıları olmasınlar!!!!Şimdi de ermeni açılımı ile tanıştık.Ankara’nın güneyinde birde bağımsız Ermenistan isteği çıksın ister misiniz.Efendim orada kaç ermeni var demeyin.Orada bağımsız bir Ermenistan için ermeni nüfus yoğunluğu gerekmiyor.
74 yılında Kıbrıs harekatı sırasında askerlik şubeleri önünde gönüllü olarak savaşa gitmek için kuyruğa giren şalvarlı insanlar,o zaman kendilerini neden Kürt hissetmiyorlardı?Neden bu savaş benim savaşım değil dememişlerdi?Aradan geçen 10 yılda ne değişti de bu insanlar Kürt olduklarını anladılar ve dağa çıkmaya başladılar.Birkaç yıl önce benim ordum diyerek gönüllü savaşa gitmek isteyenler,ne oldu da kendi ordusunu düşman ordusu olarak görmeye başladı?
Hangi hakları çiğnendi bu insanların?Nerde farklı muameleye tabi tutuldular.28.07.2009 tarihindeki yazımda akil adamların Kürt açılımı diye konuştuğu günlerde,istek diye sunduklarının,eksiklikler ve yasaklardan doğan istekler olmadığını sıralamıştım.”Şimdi silahlı güç,İmralı muhatap” istekleri çıkınca anlaşılmıştır sanırım.Asıl maksat başka.
Hatırlayanlar bilirler,80 li yıllarda çekiç güç meselemiz vardı.Süre doldukça mecliste kalsın mı gitsin mi oylaması olurdu hani.Çekiç gücün PKK ya verdiği desteği,varsa eğer,kainatın en ucundaki gezegende yaşayan canlı dahi biliyordu.Milletvekillerine tek tek sorulduğunda neredeyse tamamı çekiç güce karşıydı.Ama mecliste oylama yapıldığında ne hikmetse kalsın kararı çıkardı.Bir güç milletvekillerinin beynini ve oyunu kontrol ediyordu.
Zaman zaman balkanlardaki gibi halkı karşı karşıya getirmek için çaba sarf edildi.12 eylül öncesi Türkiye’sini hatırlayalım.Sağ-Sol yerine Türk Kürt çatışması için gayretler görüldü.Milli duygular körüklenerek MHP olayların içine çekilmeye çalışıldı.Tümüyle politikalarını tasvip etmesem bile Sayın Bahçeli’nin basireti sayesinde bunu gerçekleştiremediler.Sayın Bahçeli MHP yi ve ülkücü gençliği bunu dışında tutmayı başardı.
Son 30 yıllık safahatımıza bakılırsa,derin güçlerin bizi adım adım bu günlere getirdiğin görmemek mümkün değil.Artık olan olmuştur.Demokrasi eksikliğimiz, Kürt meselesine dönüşmüştür.Aklı selim ile bunların içinden en az zararla çıkmayı başarmak zorundayız.Her ne kadar iktidar bizim milli politikamız dese bile,bu çocuk onların kucağına doğmuştur.Daha ardında gelecek yeni açılımlarla başka çocuklarda verilecektir kucaklarına.Şimdi hükümete düşen görev, gerçek milli politikalarla bu badireyi atlatmaktır.
02.09.2009
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.