- 723 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SUÇLU
Sabahı olmayan bir geceydi yaşananlar,anılar bırakıyordum geride,yaşımdan büyük anılar...
Acılar damla damla birikirken yüreğimde,ben sendeki sensizliğimde boğuluyordum,kandırıyordum belkide kendimi,aşk iki kişiliktir yalanıyla,içimden çıktı kelimelerim yetişemedim,hep geç kalırdım kelimelerimin sonuna,imlası sen olsan da...
Yüreğim yitik bir mezar sessizliğinde şimdi,çıkmaz artık sana dair cümleler dilimden,nokta düştü içimdeki kağıdın son satırına,boğazımda düğümlendi son noktadan önceki hece...
Gidişin eşgalsiz bir ceset bıraktı ardında,göz kapaklarımda faili meçhul bir cinayetin ağıdı,dilimde imlası bozuk cümlelerle ifade veriyorum senin adına,damarlarımda zehirli bir aşkın sızızı...
Geçmişi içtim her gece,göz yaşlarımın ıslaklığıyla küflenmiş duvarlara astım siyaha çalan resimlerini,’ GİT ’ dedim benden gitmedin,ben nereye gitseydimki senide içimde götürmeden,mazi ölü ruhların cenazelerini kaldırıyordu yatağımdan,ölüler uyanmazlar sevgili yada uyandırmaya gelmezler,ben içimi kırık bir cam parçasıyla çizerek,defalarca kez uyandırdım ölümü,her uyanışta sen kadar yeniden öldüm...
Sevgisizliğide sevebildim ben seninle,sen erken yol alırken varacağın noktada bekliyordum ben,kucağımda atacağın adımların ayak izi vardı,hep senin izlerini taşıdım yüreğimin sol yanında,hep senin bakışlarının izi...
Gözlerin yeterdi beni kanatmaya,yaralarımda birikti en tuzlu yaşlarım,boğazımda düğümlü kelimeler yumağı,her yutkunuşumda kanadı içimdeki yaralarım,kelimelerim son yolcuydu hasretin durağında...
Ben hep yalnış adrestim,senin yitik yolculu sevdanda,içime sancısını soktuğunda hüznün,geç kalınmış bir aşka erken başladığımı anladım,yaralıydım şimdi senin yaralarını sararken,iliklerimden akıyordu rengi hüzüne çalan kanlar,bakmadın içime baksaydın görecektin,baksaydın eğer...
Savaşıyordum,söyleyemediğim sözlerimle,her seferinde kırılıyordu içimde hecelerim,ardında senin göremediğin savaş mağdurları bırakarak,ben sana hep yüreğimle seslendim,avaz avaz bağırdım susmamacasına ve sen bunu bilemedin ve ben inanamadım yüreğinin sağır olduğuna...
Yaşlanmışlığım zamandan deildi,aşktandı.İçimde sona getirdiğim her yol,aslında geri sana dönüşün başlangıcıydı ama yürüyemedim bu sefer,yüreğim taşıdığı yükten ağırlaşmıştı,yüreğim dizlerimin üstünde bir enkazdı,kendi bedenimde bir başka ruh can çekişiyordu,aşk sürüklüyordu beni ruhumun eskimişliğinde...
Ben aşkı ölçüsüz yaşadım,yalnış bir yerden çaldım hayatın kapısını ve sendin kapının ardındaki,umduğumla deil,bulduğumla yetindim,sana düştüm,senli düşlerde kendimi öldürdüm,kendime ağladım,benden seni koparamadım,göz yaşlarım ihbar etti beni sana,hep suçlandım,hep yargılandım,haklılığımı asla ispatlayamadım,sen tüm delilerimi topladın,oysa en büyük delili sendin anlayamadın...
Yokluğundaki sorulara cevabım,kocaman bir hiçti,hiç anlamamıştın ve anlamayacaktın,aşk neden bu kadar telaşlı yaşanırdı ve neden ayrılık hep bir suçlu arardı...
MELİH-19-09-2007