- 1558 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Güzel Ahlâk
KAKNEM İnsan dolu Dünya; kelime anlamıyla sevimsiz,huysuz güvenilmeyen v.s İnsanların çoğunluğunu oluşturduğu Dünyamızda güzelliklerin daha fazla zarar görmemesi lazım.İnsanlık Kaknem’likte değil güzelliklerde yarış edebilmelidir.Ama ne mümkün elimizden geldiği kadar son hızla hem Dünyamızı hem de insanlığı felakete sürükleyecek ne varsa hepsini yapıyoruz.
Sevdiklerimiz vardır gerekirse ömrümüzden ömür katacağımız
Eşimiz,çocuklarımız,annemiz,babamız,kardeşlerimiz belki de vefalı bir dostumuz bunlar için dürüst bir hayat yaşamak onlara bir şeyler verebilmek hepimizin ortak arzusudur.
Tabiatıyla bütün bunları başarabilmenin yolu ahlaki değerleri yüksek insan ve toplum olma yolunda gayretler sarf etmeliyiz diye düşünüyorum.Peki günümüzde böylemi isterseniz kısaca göz atalım.
İlk önce iyi vatandaş olma yolunda ne kadar çaba sarf ediyoruz.adalet dediğimiz hak arama haksızlıkta ısrar etmemeyi ne kadar başarabiliyoruz.şöyle diyebiliriz bir vatandaşın devlete karşı olan görevleri vardır.nedir?vergi ödemek,elektrik,su parası ödemek bunların başında gelir.peki bunu yapmayıp da haksızlığa uğradığını iddia edenlere ne demeliyiz? Adını siz koyun isterseniz.Öylesine hak ve adalet mefhumları zedelenmekte tahrip edilmektedir ki,görevlerini dürüstçe yapan insanlar cezalandırılıyor adeta olmadık düzenbazlıkları yapanlar ise ödüllendiriliyor.Sanırım bunun izahı şu olabilir,ahlak zafiyetine düşmüş zavallı insanların durumları olsa gerek bu çabalar.
Artık ahlaklı olma derdimiz hemen hemen yok gibi dün için pişman değiliz. Yarın için endişelenmiyoruz. Bugünü yaşamaya çalışıyoruz. Geçer akçe ahlak değil, ahlaksızlık gibi. Ele geleni yiyoruz, dile geleni söylüyoruz, ahlaksızlık olarak vasıflandırılan birçok şeyi yapıyoruz, ahlaksızlıklardan ve ahlaksızlardan uzak durmuyoruz. Ama bize ahlaksız dense kızıyoruz.
Utanması gerekenler utanmıyor. Ne kendisinden ne halktan ne de Hak’ tan haya ediyor. Ahlak ve ahlaksızlık, insanın en belirgin vasfı. İnsan iyiye güzele ve faydalı olana sahip olamayınca kötü ve çirkin sermayesi oluyor. İnsan kendini kontrol edemezse hayvandan da aşağı olabiliyor. Yapılmayacak şeyler yapıyor. Kendisi utanmayınca başkalarını utandırıyor.
Bugün terbiye edilmemiş, insanlıktan nasibini alamamış olanlar ahlaksızlığı meziyet zannediyor. Tilkinin hırsızlığı ile övündüğü gibi ahlaksızlıkları ile övünenler toplumda çoğalıyor.
Neden oluyor bunlar? Bunlar inançla bütünleşen ahlakı değerlere inanmamaktan ve yaşamamaktan oluyor. Bugün nerde bir ahlaksızlık varsa, ahlaki çöküntü varsa, inançsızlık temeline dayandığı muhakkaktır. Bugünkü vahşetin ve diğer sorunların sebebinin inançsızlık olduğu artık anlaşılmalıdır.
İnançta erozyon başlayınca sel önünde kütük gibi alıp götürüyor tüm değerlerimizi öyle bir sürüklenme başlıyor ki,baş döndürüyor.Temel değer ülkesine,milletine ve bayrağına sahip çıkan dürüst,seviyeli,ahlaklı insanların sayısının artması tek dileğimizdir.Moda tabirle açılım yapabilmemiz için ahlaklı ve dürüst olmamız şart olmazsa olmazlarımız olmalıdır.
Devletine isyan eden yakıp yıkan hiçbir meşru gelişmeyi kabul etmeyen tamamıyla sistemlerini haksızlıklar üzerine inşa edenlerin feveran etmeleri manidardır.Oysa biliyoruz ki “Birlikte rahmet ayrılıkta azap vardır”o halde neden bütün bunlar ne yapılmak isteniyor.Derinden sarsılmak istendiğimiz aşikar.
Güzel ahlak en büyük fazilettir.İslam peygamberi “Kötü ahlaktan sana sığınırım Allah’ım!” diye dua etmiştir. “Kork Allah’ tan korkmayandan” sözünün asırlar aksini ispat edememiştir.
Akif’ in ifade ettiği gibi:“Ne irfandır ahlaka veren yükseklik ne vicdandır.Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır. ”J.J.Roussea’ nun da güzel bir tespiti var:
“İnanmadan da bir insanın faziletli olabileceğini zannederdim, ne kadar yanılmışım!” diyor.
Allah insanı canlıların en üstünü ve en şereflisi olarak yaratmıştır. İnsana diğer canlılara vermediği akıl ve haya gibi iki nimet vermiştir.
Haya akıl ile birlikte olmadan aklın bir önemi yoktur. Hayasızlık ve edepsizlik nerede bulunursa orayı çirkinleştirir. Şairin dediği gibi:“İlim meclisine girdim, kıldım talep,
İlim tâ gerilerde kaldı, illâ edep illâ edep!”Evet bu konuda çok şey söylemek mümkün sonuçta yaşama arzusuna zarar vermeyi,haksızlık yapmayı yapan İNSAN’dır.Açılmayı çok arzu edenlerin biraz daha hak denilen şeyin yerine getirilmesi gereken bir görev olduğunu hatırlamalarında fayda var.Dürüstlük başkalarının haklarına saygılı olmaktır.
Türk Milleti büyük bir millettir.Bu badireleri de atlatacaktır,kazanan yine TÜRK MİLLETİ olacaktır.
YORUMLAR
EN güzel lbas edep haya ve huydur insanı güzelleştiren..Eskide giyse nurlandıran etrafında aranan...Eşyalar herşey eskir güzelleşen se huyla dışarı sızan güzelliklerdir..Baktığında huyu güzel olana ferahlık verir..Nerde olsa aranırlar..Güzeldi yazdıklarınız Allah razı olsu..
Gül bahçesinde gül kokusu olur..Mahsende içki ve küf kokusu..İçtekiler daima taşar dışa...İnsanlar yazılarıyla sözleriyle davranışlarıyla huylarını kendilerini yansıtırlar ......Saygılarımla.
KAKNEM İnsan dolu Dünya; kelime anlamıyla sevimsiz,huysuz güvenilmeyen v.s İnsanların çoğunluğunu oluşturduğu Dünyamızda güzelliklerin daha fazla zarar görmemesi lazım.İnsanlık Kaknem’likte değil güzelliklerde yarış edebilmelidir.Ama ne mümkün elimizden geldiği kadar son hızla hem Dünyamızı hem de insanlığı felakete sürükleyecek ne varsa hepsini yapıyoruz.
Sevdiklerimiz vardır gerekirse ömrümüzden ömür katacağımız
Eşimiz,çocuklarımız,annemiz,babamız,kardeşlerimiz belki de vefalı bir dostumuz bunlar için dürüst bir hayat yaşamak onlara bir şeyler verebilmek hepimizin ortak arzusudur.
Tabiatıyla bütün bunları başarabilmenin yolu ahlaki değerleri yüksek insan ve toplum olma yolunda gayretler sarf etmeliyiz diye düşünüyorum.Peki günümüzde böylemi isterseniz kısaca göz atalım.
İlk önce iyi vatandaş olma yolunda ne kadar çaba sarf ediyoruz.adalet dediğimiz hak arama haksızlıkta ısrar etmemeyi ne kadar başarabiliyoruz.şöyle diyebiliriz bir vatandaşın devlete karşı olan görevleri vardır.nedir?vergi ödemek,elektrik,su parası ödemek bunların başında gelir.peki bunu yapmayıp da haksızlığa uğradığını iddia edenlere ne demeliyiz? Adını siz koyun isterseniz.Öylesine hak ve adalet mefhumları zedelenmekte tahrip edilmektedir ki,görevlerini dürüstçe yapan insanlar cezalandırılıyor adeta olmadık düzenbazlıkları yapanlar ise ödüllendiriliyor.Sanırım bunun izahı şu olabilir,ahlak zafiyetine düşmüş zavallı insanların durumları olsa gerek bu çabalar.
Artık ahlaklı olma derdimiz hemen hemen yok gibi dün için pişman değiliz. Yarın için endişelenmiyoruz. Bugünü yaşamaya çalışıyoruz. Geçer akçe ahlak değil, ahlaksızlık gibi. Ele geleni yiyoruz, dile geleni söylüyoruz, ahlaksızlık olarak vasıflandırılan birçok şeyi yapıyoruz, ahlaksızlıklardan ve ahlaksızlardan uzak durmuyoruz. Ama bize ahlaksız dense kızıyoruz.
Utanması gerekenler utanmıyor. Ne kendisinden ne halktan ne de Hak’ tan haya ediyor. Ahlak ve ahlaksızlık, insanın en belirgin vasfı. İnsan iyiye güzele ve faydalı olana sahip olamayınca kötü ve çirkin sermayesi oluyor. İnsan kendini kontrol edemezse hayvandan da aşağı olabiliyor. Yapılmayacak şeyler yapıyor. Kendisi utanmayınca başkalarını utandırıyor.
Bugün terbiye edilmemiş, insanlıktan nasibini alamamış olanlar ahlaksızlığı meziyet zannediyor. Tilkinin hırsızlığı ile övündüğü gibi ahlaksızlıkları ile övünenler toplumda çoğalıyor.
Neden oluyor bunlar? Bunlar inançla bütünleşen ahlakı değerlere inanmamaktan ve yaşamamaktan oluyor. Bugün nerde bir ahlaksızlık varsa, ahlaki çöküntü varsa, inançsızlık temeline dayandığı muhakkaktır. Bugünkü vahşetin ve diğer sorunların sebebinin inançsızlık olduğu artık anlaşılmalıdır.
İnançta erozyon başlayınca sel önünde kütük gibi alıp götürüyor tüm değerlerimizi öyle bir sürüklenme başlıyor ki,baş döndürüyor.Temel değer ülkesine,milletine ve bayrağına sahip çıkan dürüst,seviyeli,ahlaklı insanların sayısının artması tek dileğimizdir.Moda tabirle açılım yapabilmemiz için ahlaklı ve dürüst olmamız şart olmazsa olmazlarımız olmalıdır.
Devletine isyan eden yakıp yıkan hiçbir meşru gelişmeyi kabul etmeyen tamamıyla sistemlerini haksızlıklar üzerine inşa edenlerin feveran etmeleri manidardır.Oysa biliyoruz ki “Birlikte rahmet ayrılıkta azap vardır”o halde neden bütün bunlar ne yapılmak isteniyor.Derinden sarsılmak istendiğimiz aşikar.
Güzel ahlak en büyük fazilettir.İslam peygamberi “Kötü ahlaktan sana sığınırım Allah’ım!” diye dua etmiştir. “Kork Allah’ tan korkmayandan” sözünün asırlar aksini ispat edememiştir.
Akif’ in ifade ettiği gibi:“Ne irfandır ahlaka veren yükseklik ne vicdandır.Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır. ”J.J.Roussea’ nun da güzel bir tespiti var:
“İnanmadan da bir insanın faziletli olabileceğini zannederdim, ne kadar yanılmışım!” diyor.
Allah insanı canlıların en üstünü ve en şereflisi olarak yaratmıştır. İnsana diğer canlılara vermediği akıl ve haya gibi iki nimet vermiştir.
Haya akıl ile birlikte olmadan aklın bir önemi yoktur. Hayasızlık ve edepsizlik nerede bulunursa orayı çirkinleştirir. Şairin dediği gibi:“İlim meclisine girdim, kıldım talep,
İlim tâ gerilerde kaldı, illâ edep illâ edep!”Evet bu konuda çok şey söylemek mümkün sonuçta yaşama arzusuna zarar vermeyi,haksızlık yapmayı yapan İNSAN’dır.Açılmayı çok arzu edenlerin biraz daha hak denilen şeyin yerine getirilmesi gereken bir görev olduğunu hatırlamalarında fayda var.Dürüstlük başkalarının haklarına saygılı olmaktır.
Türk Milleti büyük bir millettir.Bu badireleri de atlatacaktır,kazanan yine TÜRK MİLLETİ olacaktır.
DEĞERLİ DOST GÜZEL İNSAN KELEMİ BEY YAZDIRAN YÜREĞİNE YAZAN KALEMİNE SAĞLIK YİNE ÇOK MÜKEMMEL BİR YAZINIZIBÜYÜK BİR KEYFLE OKUDUM SİZİ YÜREKTEN KUTLARIM.SEVGİ VE SAYGILARIMLA