- 806 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
HAYAT VE TARIK
Tarık ailenin en küçük çocugudur yani beş kişiden en küçüdür iki abisi iki de ablası vardır.
Tarık çocukluğunu İstanbulun güzel bir semti olan fatih de geçirmektedir.Küçük tarık zamanla büyümeye
başlar ve üç yaşına girer,çok yaramaz olan tarık bir gün kamyonetin tekerine kafasını sokup az kalsın
kopma tehlikesi yaşar.Ama Allah’dan bişey olmaz bu vaka’yı ucuz atlatır.Tarık okula başlamadan arkadaşlarına
uyup bakırköy sahilini gitmişti.Arkadaşlarının yanında üstü denize girmiş az kalsın boğuluyordu ve zar zor
eve getirirler.Tabi tarık hasta olmuş ve bir ay yatakdan kalkamamıştır buda bir ders olmuştur tarığa.
Ama tarık vurdum duymazdır hala hata üstüne hata yapmaktadır.Arabaların arkasına takılıp gider oraya buraya.
Bir gün sokak’da oynarken annesi aygazın hortumunu alıp sokağ’a çıkmıştır.Tarığın arkadaşı Bıdık:
-Tarık anne geliyor
-Evet aygezın hortumunu değiştirmeye gidiyo heralde
Diye düşünmüş, ama annesi hortumla tarığı döğmüştür ona asıl bu gerçekten ders olmuştur.
Bir gün yine arkadaşı Bıdık arabaya takılmaya çağırmıştır tabi bizim tarık’da gitmiştir,tam takılmıştı ki:
-Ama annem bir daha döver beni hortumla
Deyip vazgeçmiştir.İşde büyük ders budur sonralarda ise Tarık hata yapmamaya gayret göstermiş ve terbiyeli
bir çocuk olmuştur mahalle’de bile parmakla gösterilen bir çocuktur artık.
Böyle bir konuşma geçer aralarında ve tabi Tarık akıllanmıştır hak’da vermiştir annesine söz vermiştir yalan söylemeyeceğine bir daha.
Aylar yıllar geçer Tarık artık okuma çağına gelir kayıt olup okuyacaktır.Annesinin elinden tutup okul yolunu tutar Tarık annesine:
-Anne okula kayıt mı yaptıracaksın beni
-Evet oğlum
-Bugün ilk günüm olacak çok heycanlıyım
-Heycanlanmana gerek yok yavrum hepsi senin arkadaşın
Böyle bir konuşma geçer aralarında ve okul kapısından içeri girip kayıt yaptırmak için müdür beyin
yanına çıkarlar, Müdür bey:
-Hoşgeldiniz efendim
-Hoşbulduk
-Kayıt için geldiniz değil mi?
-Evet
-Çocuğumuzun ismi
-Tarık
-Baba Anne adı
-Baba adı Fatih, anne adı Melek efendim
-Tamam çocuğumuzu 1 h sınıfına götürebilirsiniz
-Teşekkür ederim kolay gelsin
Evet Tarık okulda ilk gününe heyecanlı bir şekilde başlamıştır çok sevinmişti.Ama yaramazdı afacandı
ders çalışmazdı ve birinci sınıfda kaldı.Sonralarda ise okumaya başladı güzel bir şekilde dersleride
sınıflarıda geçti.
Okula giderken abisi askerde ve küçük abisi üniversite okuyordur burslu.Babası ise çalışmamaktadır.
En büyük ablası memleketinde ananesine bakıp okumaktadır öbür ablası ise okumaktadır.Tarık ise ayakkabı
boyacılığı yapıp evin ihityaçlarını karşılamaktadır bunu kendi istemiştir okuldan çıkıp boyacılık yapardı.
Bunu kendi isteği ile yapar ve katkı sağlamak ister eve.Bazı günler ise en küçük ablası ile sokakdaki
çocukları dövüp hiç bir çoğuğu geçirmezlerdi kapılarının önünden çocukluk aklı işde.
Çalışmayı çok sever Tarık ve durmadan okuldan sonra çalışır her işi de yapar her zorluğun üstesinden gelir.
Hayat böyle akıp geçmiş ve Tarık 15 yaşına gelmiştir ve aşık olmuştur.Tarık onu görünce konuşamaz kalbi
hızlı bir şekilde çarpmaya başlar onu düşünce ağlar ama Tarığın bu sevgisi karşılıksızdır.Bu yüzden
kızları sevmez kız arkadaşıda yoktur hiç,kızlarla konuşmaz okulu ise bu şekilde bitirir.Lise’ye ise biraz
zar zor gider lise döneminde ise okuldan kaçıp durduğu için lise’de de kalır.Artık çalışması gerektiğini
düşünerek okulu bırakarak bir işe girer ve çalışmaya başlar.Çalışma hayatı güzel gider düşler kurar
ruya’lar görür kendi kendine konuşur hayatı çözmeye çalışır bir bakıma.İş arkadaşları ile kaynaşır
iyi geçinir günler iyi gider bir gün kavga eder arkadaşıyla.Kavgadan sonra ikiside özür dileyerek el
uzatır ve gerçek dostlukları başlar Tarık Sercan’a artık cankardeşim demeye başlar.Sercan ile birlikte iyi
bir dostluk kuran Tarık sercan’la konuşunca kendini mutlu hisseder rahatlar ve iyi bir arkadaşlıkları
vardır.Tarık bir şiir yazıp bunu sercan’a okumak ister ve :
-Sercan kardeşim bir şiir yazdım sana okuyayım mı?
-Tabi kardeşim ne demek oku tabi
-Yaşanmaz sensiz bu şehirde......
Şiiri okur ve bitirir Sercan ise:
-Ne güzel bir şiir bu kardeşim devamlı yazsana bu şekilde gerçekten güzel yazıyorsun
-Devam ederim yazmaya belki kardeşim
-Neyse Tarık haftasonu buluşalım gezelim bir yerde kafamızı dinleriz biraz nedersin?
-Olur tabi Sercan neden olmasın günü saati söyle buluşalım
-Taksim meydanda buluşalım saat 12 de
-Tamam kardeşim pazar uygun mu
-Uygun uygun sorun olmaz
-Tamam
Anlaşırlar iş yerinde,pazar günü ise buluşacaklardır.Akşam olmuş paydos edip eve gitmiştir herkes,Tarık eve
gelip uyumuştur çok uykusu var ve halsizdir de biraz.Günler geçmiş ve hafta sonu gelmiştir sabah erken uyanan
Tarık hazırlanmıştır ve saati beklemektedir saat gelince evden çıkacaktır.Evden istenen erzakları gidip almıştır
sonra kahvaltısını yapmış ve evden çıkıp taksime gitmiştir.Buluşurlar taksimde sercan’la gezerler eğlenirler
kafayı dinlerler bir bakıma günleri iyi geçer gerçekten.Akşam vakti gelmiş ve ayrılmışlardır evlerine gitmişlerdir.
Sabah olmuş işe gitmek için hazırlanmış kahvaltısını yapmıştır.Evden abisiyle çıkıp servisi beklemektedir abisi ile
aynı firmada çalışmaktadır tarık.SErvis gelmiş ve iş yerinin yolunu tutmuştur iş yerine vardıklarda sercan’ı görür:
-Kardeşim naber nasılsın
-SAğol canım senden naber
-İyi işde şükür halimize dün nasıldı iyi geçti değil mi
-valla öyle uzun zaman sonra iyi geldi kardeşim
-Neyse hadi içeri girelim usta laf yapmasın
Çalışırlar günleri de bu şekilde çalışmakla geçer Tarık sercanı tanıdıgına çok memnundur.
Tarık çok duygusaldır ve herşeyi de kafaya takar’dı.Kızlardan nefret ederdi ve çoğu kızdan da çıkma teklifi alırdı
ama hiç istemezdi kızları sevmezdi çünki bu şekilde hayatını sürdürmektedir.
Ustasıyla tartışırdı hep ve birgün bir modeli bozduğu için fazla mesai yapacaktı.Başkası bozduğu zaman neden fazla
mesai yapmıyorda ben bozunca yapıyorum diye kendi kendine söylerip duruyordu abisine:
-Abi işi bozdum diye fazla mesai yapacakmışım başkası bozunca yapmıyor ben bozunca neden yapıyorum
-Konuş o zaman söyle
-Ben mesai mi yaparım yarın akşamda üstümü başımı toplayıp çıakrım
-Tamam sen bilirsin
Mesaisini yapmış ve ertesi gün sölemiştir.Tabi işden çıkmasını istemiyorlardır peşinden koşup dururlar.Tarık kararında
kesin emindir.Oldu olmadı sonra patrona söylerler bu durumu patron Tarıkğı yanına çağırarak:
-Oğlum neden isden çıkıyorsun sorun ne
-Abi ben çalışıyorum Usta hep benimle uğraşıyor birde bir iş bozdum diye fazla mesai kalmam gerekiyormuş başkası neden
iş bozunca kalmıyorda ben kalıyorum
-Tamam ben onu hallederim mesaini alırsın
-Tek sorun o değil ki abi ben iki buçuk senedir burada çalışıyorum ama dün işe giren çırak benden fazl maaş alıyor
ben o adama iş öğrettiğim halde neden böyle hakkımı işterim abi ben
-Nasıl senden fazla alıyor dur ben muhasebeyi arayayım.
-Alo bir ay önce giren çırak ne kadar alıyor. üçyüzelli mi Tarığın maaşı neden üçyüz onu üçyüzyetmiş yapın.
-Tamam tarık sorun kalmadı bak sen benim yakınım sayılırsın ben seni her zaman yanımda görmek isterim o yüzden bir daha
çıkmak istiyorum diye gelme yanıma canın ne zaman konuşmak isterse her zaman gel sohbet ederiz dertleşiriz beni de bir abin
olarak gör
-Tamam abi teşekkür ederim ama siz ustamla konuşun oda bana karışmasın.Tamam o usta ama bana sataşıyor eğer bir terbiyesizliğim
varsa haklıdır ses çıkarmam ama öyle böyle karışıyor
-Tamam ben konuşurum onunla ama birde o senin ustan sana karışacak tamam fazla üzerine gelmez ama oda senelerini vermiş bir usta
sonuçta.
-Tamam abi ben birşey demiyorum zaten haklı oldugu zaman ses çıkarmıyorum ama bana dediği söz sen çıraksın haklıda olsan haksızsın
bana laf yapma diyor bana da bu sözler dokunuyor abi
-Tamam oğlum kafanı bozma ben konuşurum
-Ben işimin başına dönüyorum abi kolay gelsin sanada
Evet Tarık hakkını arar her zaman hakkı neyse onu ister fazlasında gözü yoktur başkasının hakkında da gözü yoktur sadece kendi hakkını
işinin emeğini ister ve çok çalışır.Tabi bu konuşmadan da sonra ustası ondan özür bile diler saygılar karşılıklı ise insanlar arasında
hiç bir şey sorun olmaz sevgiler çoğalır.
Tarık bu iş yerinde dört sene çalışmıştır ve askerlik çağı gelmiş askere gidecektir muayenesi ni olmuş’tur.Sülüs kağıdını almaya
gittiği zaman çok zorluklarla karşılaşmıştır.Tarık çocuklukdan beri askerlik yapmak ister askerliğe bir ilgisi vardır ve asker olmak
ister bu yüzden askere gitmesine üç hafta kala memleketi konya gider işde şubeye gitti zaman sülüs kağıdını vermezler.
Askerlik yapamazsın sen deyip çürük vermek isterler Tarık ise askerlik yapmak istediğini söyler ve şu konuşma geçer:
-Sen askerlik yapamazsın
-Ben yapmak istiyorum ama
-Sende konuşma bozukluğu var,astım kalp nefes darlığı var nasıl yapacaksın
-Ben istiyorum ve yapacağım askerliğimi o kadar askerlik yapmak istemeyen adamlar var onları göndermeyin askere gitmek istiyenlarinde
önünü kapatmayın
-O zaman ben seni sağlık ocağına göndereyim
-Tamam
-Al bu kağıdı şubeden gönderdiğimizi söyle yardımcı olurlar
Sağlık ocağına gider ve anlatır olanları nöbetci doktor da kağıda mühür ve imzasını atarak konya askeri hastanesine sevk eder
Askeri hastaneye gidecektir ve 3 bölüme görünecektir bunlardan biri nöroloji’dir.Hastaneye gelir kaydını yaptırır bekler bir kaç saat
sırası gelince kapıyı çalar içeri girince:
-Ben askerlik yapmak istiyorum
-Tamam evlat ilk önce otur sorun ne söyle bakalım
-Abi ben askerlik yapmak istiyorum ama yapamazsın diyorlar
-Askerlik yapmak istiyor musun gerçekten
-Evet hemde çok çocuklukdan beri istiyorum askerlik yapmayı
-Tamam ben yazacağım buraya bişeyler kafanı yorma sen herkes senin gibi askerlik yapmak istese ama herkes askerden kaçıyor anlam veremiyorum
senin gibi delikanlılarda var işde
-Teşekkür ederim
Evet doktor askerlik yapabilir ama komando olamaz yazar ve gönderir.Şimdi ise diğer bölüme gidecektir sıra gelince orayada gider:
-Selamun aleyküm
-Aleyküm selam.Hoşgeldin sorunun ne
-sağol sorunum yok askerlik yapmak istiyorum siz imza atın yeter
-Muayene etmeden olmaz ilk önce muayene edelim
-Tamam da abi o zaman ilk muayene oldugum zaman adam gibi muayene etselermiş
-Tamam ben bir kez daha muayene edeyim
-Öbür doktor abi askerlik yapa bilir ama komando olamaz yazdı sizde yazın
-Sen gerçekten askerlik yapmak istiyor musun
-Herkes neden şaşırıyor anlam veremiyorum valla hi evet istiyorum
-Tamam evladım kızma bende yazarım
-Teşekkür ederim abi sağolun
Evet buradan da sağ sağlim çıkmıştır Tarık fakat öbür bölümün doktoru burada yoktur ve bir hafta sonra gelecektir o yüzden tarığa:
-Senin kağıtları baştabib’e onaylattım ama doktor burada yok p yüzden seni denizli askeri hastanesine sevk edeceğiz
-Benim yol param yok bişeyim yok bide oraya mı gideceğim ben beklerim o doktoru ne zaman gelecekse söyleyin o zaman geleyim
-Olmaz
-O zaman baş tabip’le konuşurum ben
-Tamam ben sorayım tamam derse o perşembe gelirsin
-Tamam
Baş tabip tamam der ve Tarık perşembe gelecektir ve çok heyecanlıdır sabırsızlanıyor o günün gelmesini ise iple çekiyordur.
O gün gelmiş ve bu durumdan da sağ sağlim çıkmıştır şubeye gidip kağıtları vererek sülüsünü almıiştır.Sülüs de ise 15.piyade tugayı
Amasya yazmaktadır.Çok sevinmiştir ve askere gitmesine dört gün kala İstanbula tekrar gider.Dört günü istanbulda geçirdikden sonra
Amasyaya gider ve askerliğe ilk adımını atar.
Ama spor’dan muah diye spor yaptırmazlar ve bir ay revirde yatar.Amasya merzifon’a sevk ederler merzifona gitti zaman muayene oldukdan
sonra Ankara gata askeri hastanesi sevk edeceklerdir Tarık gitmeyi istemez çünki oraya gidenlerin çoğuna çürük vermeklerdedir ve doktora:
-Komutanım beni sevk etmeyin bana sadece ilacım fısfısı mı verin yeter
-Neden gitmek istemiyorsun
-Oraya gidenlerin çoğu çürük aldı
-Anladım sen de çürük istemiyorsun
-Evet askerliği mi yapmak istiyorum ben
-Tamam ben sana yazarım iki tane onunla idare edersin acemi birliğin bitene kadar
-Sağolun komutanım
Evet bununda bu şekilde atlatır.Ama sonralarda yine rahatsızlaşır gece revire kaldırırlar test olur röntgen çekilir ateş düşürücü iğne
yapılır.Doktor çağırır Tarığ’ı odasına:
-Oğlum sen nasıl askerlik yapıyorsun normalde askerlik yapmaman lazım senin seni merzifona sevk edeceğim
-Komutanım beni önceden sevk ettiler ama ben çürük istemediğim için Ankara’ya gitmedim
-Sevk edeceğim ama seni tekrardan
-Sevk etsenizde gitmem komutanım
-O zaman en ufak bir rahatsızlığında hemen yanıma gel
-Tamam komutanım sağolun
İyi kötü bitirir acemi birliğini usta birliğide ığdır’a çıkar ve İstanbul’a gelir 1 hafta istanbul da kalır.Iğdır’a gider ve muayane
olurken doktor:
-Sende astım var mı
-Evet
-Seni ağrı ya sevk edeceğim
-Komutanım sevk etsenizde gitmem ben
-Neden önceden sevk ettiler beni acemi birliğinde ama ben askerlik yapmak istiyorum
-Anladım tamam kendine dikkat et o zaman
-Sağolun komutanım
Ve bölükler belirlendikdan sonra bölükten’de karakola düşer.Askerlik hayatıda güzel bir şekilde geçer Tarığ’ın ve oniki ay’ını geçirir
ığdırda çarşıya çıkmaz’dı hiç bu şekilde askerliğini tamamlamıştır
Terhis oldukdan sonra eve gelince ne kalp ne konuşma bozukluğu nede astım kalmıştır hiç biri bir rahatsızlık vermemektedir.Yani Allah’ın
Tarığ’a büyük bir mukafatıdır bu kendi askerliğini yapmak istedi o kadar uraştı neredeyse savaş’tı askerliğimi yapacam diye ve hastalıklarıda
kalmamıştır.Bunu hangi doktor hangi ilaç verebilir.Asker ocağı peygamber yuvası diye boşuna dememişler diye söyler Tarık ger zaman.
Askerlik bitmiştir artık yeni bir dönem başlıyacaktır Tarık için iş teklifleri vardır ama o memlekette teyzesinin oğlunun yanında çalışmak
ister.Zaten teyze oğlu’da istiyor Tarığı yanında Tarık için güzel bir iş bilgisayar teknik servisi ve memleketine gider orada bir ay çalışır
annesi Melek hanım oğluna telefonda:
-Tarık gel artık zaten askerdeyken zor sabrettim birde oradan gelmeni bekliyemem
-Tamam anne gelicem bayram bitsin
-Tamam oğlum seni çok özledim
-Bende anne bende çok özledim
Bayram gelir geçer ve Tarık İstanbula döner.Tarık bir iş bulmuş çalışmaya başlamıştır Tarık çok hayal gücüne sahip birisidir hayal kurar
Rüyalar görür kurduğu hayaller ruyasında tekrarlanırdı.Çalışmaya başlayalı dört ay olmuştu ve canından çok sevdiği arkadaşı Sercan ise askere
gidecektir iş yerinden çıkınca otogara gider oradan Sercanı yolcu etmek için Tarığın gelmesine Sercan’da sevinmiştir tabikide ama Sercan’la
ayrı yerlerde çalışmaktadırlar ikiside kardeş gibi server birbirlerini Sercanı yolcu ederler ve ayrılırlar otogardan Tarık eve gidince
ağlamaya başlar gerçekten çok sever Sercanı canı gibi.Tarık evden işe işden eve giden bir adam’dı gezmeyi sevmez ve fazlada arkadaşı yoktu.
İşe başlaması dokuz on ay olmuştu.
Tarık işe gitmek için evden çıkar.Sabahın serinliğinde yavaş yavas yürür.
İş yerine gelmiştir çalışmaya başlar kimseyle konuşmaz canı sıkılır kimseye bişey demez.
Günlerden cumartesidir öğleye kadar çalışacaklardır saat iki’de paydos.
Saat 12 gibi kavga eder tartışır ve üstünü alıp kapıdan çıkar tarık
sanki rahatlaşmış kurtulmuş gibi bi his vardır tarıgın içinde veya kendi öyle sannediyor
tarık eve gideceği minibüsün gelmesini bekler ve düşüncelere dalar tabiki
iyi mi yaptım acaba çıkmakta sonrası nasıl olacak ben ne yapacağım diyerek
kafasında bin tane soru işareti belirir.Nihayet minibüs gelmiş ve tarık minibüse binerek
gideceği yeri söyleyip parasını vermiştir.Zaten olaylar da bundan sonra başlar
Minibüste uyuya kalan tarık bir ara gözlerini açmış minibüste ondan başka kimse yok
ama bindiğinde koltuklar doluydu ve etrafa bakar hiç görmediği yerler içini bi korku kaplar
bir anda gözlerini yumar ve içinden dua etmeye başlar o sırada tekrardan uykuya dalar.
Gözlerini tekrar açtıgında gideceği yere gelmiş hemen söleyip inmiştir.kimseyle konuşmaz
kendi kendine artık napacağım ben diye düşünür.Evin yolunu tutar yavaş yavaş düşüne düşüne
evine gider.evine gelince abisine anlatmaya başlar olayı.
-selamun aleyküm
-aleyküm selam
-naber abi nasılsın
-sağol iyiyim çok şükür sen nasılsın
-iyi gibi işde nasıl olsun
-noldu moralin niçin bozuk
-şey! abi ben işden çıktım.iş yerindekilerle tartıştım artık dayanamadım da 5 aydır böleydi
sabrettim ama sonunda sabrımın sonu geldi bende çıktım geldim
-ne diyeyim hayırlısı olsun
-sağol
Bu konuşma geçmiş aralarında peki tarık napacak bundan sonra düşünceler kemirir beynini
hayaller düşler ruyalar görmeye başlar düşünür napabileceği hakkında da bi bilgisi yoktur
Evet öyle böyle 3 ay geçmiş tarık hala bir iş bulamamış gittiği yerlerden hala haber alamamış
Artık isyan etmek istemiyorum diyerek dua etmeye başlarmış.
Bir arkadaşı tarığa:
-Tarık seni biriyle tanıştırma mı ister misin
-nasıl biri bu kemal?
-ünlü biri
-ya ben ünlü birini napayım kemal iş lazım bana
-tamam tarık işde konuşalım belki yardımcı olur bize
-sen bilirsin iş olsunda ne iş olursa olsun çalışacağım artık
-tamam ben gidiyorum şimdilik sonra görüşürüz
-bari gitmeden ismini söyle şunu
-hayır ben konuşayım kabul ederse söylerim sana
-tamam kendine iyi bak kardeşim
-sağol sende hoşçakal
Aralarında böyle bir konuşma geçmiş tarık düşünüyormuş acaba kim diye gerçekten bana yardımcı
olabilir mi diyerek.Akşam olmuş yatmış tarık. Ruyasında bütün ünlüler’le konuşuyor yanlarına gidiyor
sohbet ediyor,sonra tam tanıyamadıgı biri onu kolundan tutarak bir yere götürüyor sanki zamanın içinde
süzülüyorlar tarık artık şaşkın bir gözle her tarafı süzüyor ve - Bu benim önce yaptıgım bulundugum yerler
a..a..a.. a.ma nasıl olur bu sonra biryere götürür yanında arkadaşı kemal de vardır ikisi bir oda’ya girer
-seni getireceğim yer burası tarık
-nasıl sen mi getirdin beni buraya
-evet ne sannettin ki sen
-be..be...ben bilmiyorum
-neyse gelir şimdi bekliyelim gelince tanışırsın artık heyecanlı olmana gerek yok iyi ve temiz kalpli bir
insandır
Tarık birşeyler görüyor ama anlatamıyor anlatacağı zaman sesi çıkmıyor konuşamıyor kitleniyor
Tarık gerçekten korkuya kapılmıştır ve artık dayanamayarak - kimsin senn diye sesi biraz fazlaca çıkmıştır
-Benim kim oldugumu kimse bilemez kimse duyamaz kimse göremez beni
-peki ben neden duyuyorum seni
-sen özelsinn
-neden ama ben özelim neden ben
-sen özelsinnn
-neden ama ben özelim nedenn
Ses kesilir ve kemal:
-tarık noldu kendi kendine ne mırıldanıyorsun
-sesi duymadın mı sen
-ne sesi sen mırıldanıyordun sadece, mı mı mı one be
-neyse yok bişey ama gidelim buradan artık
-neden tarık
-gidelim işde sıkıldım buradan lütfen
Yine sesler duymaya başlar tarık
-nereye gidiyorsun gidemezsin hiç bir yere
-sen kimsin ya
-gidemezsin buradan
-kemal kalk gidiyoruz buradan
Kapıyı zorlarlar ama kapı açılmaz.kemal de korkmuştur artık
-ne oluyor tarık
-bende bilmiyorum
-napacaz şimdi
-Allah’ım sen yardım et bize
Kapı yavaşca açılır hemen çıkarlar oda dan dışarı çıkacaklardır kapı yok ortada
-biz buradan girmedik mi kemal
-evet
-ee kapı nerede
-bilmiyorum
-gel arkaya bakalım çıkış kapısı vardır belki
-tamam yürü hadi hemen gidelim
Arka çıkış kapısını bulurlar çıkarlar binadan ama hiç kimse yoktur ortada çok sessiz dir sokaklar
İlerde birini görür tarık koşar oraya doğru kemal de peşinden gider
-tarık nereye
-gel şurada biri var
tarık koşar koşar ama yetişemez o kişiye adam duruyor ama tarık bir türlü mesafeyi azaltamıyor koştukca
yine aynıdır mesafe.
hemen uzaklaşırlar oradan nereye gittiklerini bilmeden,bir hastane görürler kapıdan içeri girip bakarlar
etrafa burada insanlar vardır korkuları gider biraz.Biri gelip kolundan tutar tarığın alıp götürür psikiyatr’i
bölümüne tarık biraz heyecanlı bir şekilde
-benim ne işim var burada sen kimsin neden getirdin beni buraya
-doktor hanım sizi bekliyor
-ne doktoru
-psikiyatri
-ben istemiyorum bırakın beni
-içeri girin sizi bekliyor
İçeri girer ve oturur koltuğa doktor’a bakar şaşkın şaşkın içinden -’’benim burda ne işim var bu şaçmalıklar ne böle
Allah’ım sen yardım et bana’’.doktor sanki tarığı beklermiş gibi
-hoşgeldiniz
-hoşbuldukda neresi burası
-hastane
-bende biliyorum hastane oldugunu ne işim var benim burada
-siz kendiniz geldiniz
Bir bakımdan evet hastane kapısından kendileri girdiler içeri ne diyebilirler ama:
-ben psikiyatri ye kendim gelmedim zorla getirildim
-burayada kendinizgeldiniz
-bakın ben ne oldugunu bilmediğim bir olayın içindeyim
-biliyorum o yüzden buradasınız zaten
-nasıl
-size ben yardımcı olacağım gözlerinizi kapatın düşünün
-evet kapattım ama neyi düşüneceğim
-öncesini ne yaptıgınızı ne yapmak istediğinizi
-tamam
-ne görüyorsun
-ben işden çıkınca 3 ay önce acayip olaylar görmeye başladım .keşke çıkmasaydım dedim sonra iş bulmadan
-başka
-birilerini görüyorum yüzünü göremiyorum ama belirgin değil sanki uzakdan bana yardım etmek ister gibiler ama,
bazılarıda beni sanki yok etmek istiyor gibi
-evet biz seni bunlaradan korumaya çalışıyoruz
-ama o burada sesini duyuyorum
-nerede
-oda da bizi izliyor
-şimdi gözlerini sımsıkı yum ve içinden yüreğinden ve kalbinin iyiliklerinden bütün kötülüğün yanından gitmesini iste
-tamamm, -evet Allah’ım yalnızca sana sığınırım bütün iyilikler kötülükler sana bağlıdır insanlar senden medet umar
sen kadir’sin herşeye ben yalnız sana inanır yalnız sana güvenirim sen koru beni ve hepimizi..
Evet gitti kötülük şu anda içi rahat tarığın ama peki bu kadın kim?
-Evet söylediğinizi yaptım gözlerimi açabilir miyim.Doktor hanım ordamısınız
-Nereye gitti bu ya
Her yere baktılar ama bulamadılar doktor hanımı.Tarık kemal’e
-Ee bizim herşeye sabretmemiz gerekiyor hemen sinirlenip isyan edersek yani bi bakıma benim yaptıgım gibi işden
çıkarsak sonucuna katlanmamız gerekiyor
-Napacağız peki şimdi
-Bilmiyorum bende şu hastaneden çıkalım bian önce de
hastaneden çıkarlar Tarık birşeyler anlamış gibi artık sabretmenin güzelliğini herşeyin Allah’dan geldiğini
sinirlenmemesi gerektiğini yani kendi kendine
-ee atalarmız bile söylemiş ’’öfkeyle kalkan zararla oturur ’’diye
biz ne yapacağız daha gerilere bakmadan uzakları görmeye çalışıyoruz yani benim gördüğüm o adamda çok uzaklarda yalnızca
uzağı görmek istediğim için onu gördüm ama yetişemedim bir türlü dersimi aldım.
-Tarıkkk , tarıkk tarıkkkk tarıkkkkk
Tarık diye sesler duyuyor ama nereden geliyor bu sesler etrafına bakıyor hiç birşey göremiyor .Gözlerini açınca
yatakda oldugunu görüyor ter içinde sırılsıklam ve
-Allah’a şükür ruya’y mış
Tarık artık düzgün bir şekilde hayatını sürdürmeye çalışmaktadır iş arar bulursa girip çalışacaktır ve
yaptıgı hatayı iyi anlamıştır her zaman dua eder bu yüzden...
İş aramaya devam eder ve komşusundan duyduğu bir habere göre iş kur işsizlere iş imkanı sağlıyor ve kurs veriyormuş.
Arkadaşı Servete sölemiş ve beraber gitmişlerdir.Kursa kayıt olmak istediklerini beyan etmişler ve kayıt olmuşlardır.
Sonra ise kursa başlamışlardır kursa gelip giderler beraber.Annesi memlekeye gitmiştir ananesi ameliyat olacaktır ve
bir ay hastanede kalmıştır annesi ananesi tekrar ameliyat olacaktır.Bu durum Tarığı üzdüğü için bunalıma girmiştir
Ameliyat olmuş tekrardan sorun çıkmamıştır ve herkes sevinmiştir tabikide.
Telefon çalmış ve ablası Zehra telefonu açmıştır sonra Tarığı çağırıp bak telefonda kim var diye ahize’yhi verdi:
-Selamun aleyküm
-Aleyküm selam kimsiniz çıkartamadım
-Ben Sercan ne çabuk unuttun beni
-Sercanım kardeşim ne unutması sesin çok değişik geldi kısılmış biraz
-Evet kardeşim çok bağırıyoruz valla hi
-Kardeşim benim nasıl geçiyor günlerin neler yapıyorsun anlat
-Valla ne yapalım eğitim yürüyüş normal başka bişey yaptığımız yok zaten
-Doğrudur kardeşim bizde öyle yapıyorduk
-Neyse kardeşim benim nöbetim var isteğin var mı benden
-Yok kardeşim canının sağlığı senin varsa eğer benden bir isteğin söyle
-Yok be kardeşim ne isteğim olsun kendine iyi bak yeter
-Sende kardeşim sende kendine iyi bak Rabbime emanet ol hem sen hemde bütün askerlerimiz inşallah
-Sağol hadi görüşürüz
-Görüşürüz kardeşim
Bu telefon görüşmesi Tarığı çok mutlu etmiştir ve çok sevinmiştir uzun zaman sonra belki bu kadar mutlu olmuştu Tarık.
İki ay geçmiş ve kurs bitmiştir Tarık bir işe güvenlik görevlisi olarak girmiştir orada çalışmaktadır günleri bu şekilde geçer
gider artık hiç birşeyi kafaya takmaz herşeyi’de oluruna bırakmıştır.En küçük ablası evlenmiş memletlerine gitmiştir büyük ablası
hoca olmuştur en büyük abisi evlenmek istememektedir daha ve otuz yaşına girmiştir hala eski çalıştığı fabrikada çalışmaktadır
küçük abiside evlenmemiş oda çalışmaya devam eder.Tarık’da uzun zaman sonra bir iş bulmanın heyecanıyla işine dört elle sarılmış
ve görevini en güzel şekile yapmaktadır.
Hayat böyle akıp gitmektedir aradan üç sene geçmiş Sercan askerden gelmiş abisi evlenmiştir.Sercan’la ayrı yerlerde çalışmaktadırlar,
fakat her zaman görüşürler asla birbirlerine yanlışlarıda olmamıştır.Küçük abisi Yusuf’da bu sene evlenecektir düğün tarihinide almışlardır.
Ama büyük ablası evlenmek istemez Tarık’da her zaman ablasıyla uraşır evde kaldın diye.Bir gün arkadaşı motorla kaza yapmış motorun ön
tarafı kompile tağılmış arkadaşın birşey yoktur motoru kapının önüne kitlemiştir arkadaşı da çalışmamıştır uzun zaman sonra ama oda iş
bulmuştur.Dört beş ay sonra komşusu Tarığa:
-Tarık, Servete söyle bu gece motorun aynasını bazı parçalarını çalacaklarmış
-Nasıl yani abla anlamadım
-Sabah aşağıda konuşuyorlardı bende balkondaydım sonra beni farkedip gittiler
-Anladım Servet yok evde gelince söylerim ben
-Tamam ama mutlaka söyle
-Tamam sağolasın abla uyardığın için
Bir kaç saat sonra Servet eve gelir Tarık sesini duyunca:
-Server bir dakika bizim eve gelsene
-Tamam gelicem şimdi
Eve gelir ve Tarık
-Servet bu gece senin motorun parçalarını çalacaklarmış
-Kim dedi
-Üst komşu
-Anahtarı bulayım,bulursam kaldırırım
-Kaldır nasıl kaldırıyorsan
-Bakarız
-Sen bilirsin biz söyledik veba kalmasında bizde
Tabi Servet kaldırmaz motoru ve üç gün sonra aynalarını parçalarını çalarlar.Ama Tarığın içi rahattır uyardığı için
Uzun zaman sonra çocukken sevdiği biribini görür ve hala sevdiğini anlar bakmaz yüzüne gözleri dolar ağlamak ister ama ağlıyamaz
Gerçekten çok sevmiştir Tarığa bakmaz ama hala sevmektedir unutamaz kendi kendine:
-Boşver be Tarık Öldü senin sevdiğin neden üzülüyorsun
Diyerek bu şekilde konuşur.
Abisi Yusuf’unda evliliği yaklaşmış düğün hazılıklarına başlanmıştır.Düğün gününe az bir zaman vardır herkes’de bir heyecan başlamıştır.
Tarık’da işden izin almıştır onun yerine bazı arkadaşları bakmaktadır görevine.Kına gecesi olur biter ertesi gün düğün vardır hazırlıklar
tamamlanmıştır.Düğünde Tarık bir kızdan hoşlanmıştır kızla bakışırken çocuklardan birine peteçeye sizden çok hoşlandım eğer kızmazsanız
tanışa bilir miyiz diyerek yazar ve gönderir.Kız karşı tarafın komşularının kızıdır çocuk peteçeyi verir kıza,kız okudukdan sonra tabi
diyerek cevap gönderir.Tarık çok sevinir bu duruma kıza telefon numarası verir düğün bitince kızla konuşmaya başlar heyecanlı bir şekilde:
-Merhaba
-MErhaba
-Sizden çok hoşlandım kendi kendime dedim şansımı deneyeyim kızmadınız sizde
-Yok neden kızayım bende sizden etkilendim
-Çok sevindim isminiz neydi acaba
-Ben kübra,sizin isminiz
-Bende Tarık memnun oldum tanıştığımıza
-Bende memnun oldum sonra konuşalım mı şarjım bitecek şimdi kapanmasın yüzünüze
-Yok sorun değil siz bilirsiniz
-Artık sizli mizli konuşmasak
-Tamam kübra sen bilirsin
-Görüşürüz kendine iyi bak
-Sende
Tarık için yeni bir hayat başlıyordu sanki eski sevdiğini unuttu mu yoksa unutmaya mı çalışıyor bilmiyordu,ama oldukca mutluydu bunuda
sürdürmek istiyordu aklında her zaman Kübra vardı ve her zaman onu düşünüyordu sevmek ve sevilmek gerçekten çok güzeldi.
Ve iki senelerini doldurmuşlardı artık.Birbirlerini öyle seviyorlardı evlenme teklifi edecekti Tarık ama edemiyordu ve çok heyecanlı
görünüyordu bir türlü konuyo açamıyordu bir türlü söyleyemiyordu.Ama artık söylemek istiyordu sadece kendine biraz daha zaman gerekiyordu.
Düzenli olarak yine işine gidip geliyordu ama aklından çıkaramıyordu bir türlü kübrayı ve nasıl teklif edeceğini düşünyordu bir ay’a yakın
zaman geçmişti tarık telefon açmış ve:
-selamun aleyküm canım nasılsın
-aleyküm selam aşkım iyiyim sen nasılsın
-İyiyim bende, ben seninle bişey konuşmak istiyorum
Der demez kübra’nın aklına kötü şeyler gelir ve ayrılmak istediğini düşünür Tarığ’ın ve gözlerinden yaşlar akar belli etmeden
-Evet canım buyur seni dinliyorum
-Çok düşündüm ama kararımı verdim söyleyemem dedim ama söyleyeceğim sonunda
-Neyi ne oldu Tarık ne söyleyeceksin
-Zor geliyor ama söylemem lazım.Benimlee ev-le-nir- misin
-Aman Allah’ım bunu diyecektin
-Ne oldu kabul etmiyor musun
-Ne kabul etmemesi deli ediyorum tabi kii
-Allah’a şükür zor günlerdi valla hi ama sonunda başardım
-Evet aşkım istemeye gelin benii
-Şimdi işdeyim işden bi çıkayım sonra uzun uzun konuşuruz
-Tamam
Evet Tarık bu olayıda zar zor atlatmış ve sonunda söylemiştir konuşmuşlardır istemişlerdir düğün tarihini ayarlamışlardır herşeyi hallet-
mişlerdir Tarık kadar mutlu biri yoktur dünyada uçuyordur adeta bir ay içinde ise düğün gerçeklermiş ve evlenmişlerdir.Ve mutlu bir yaşam
sürdürmektedirler daima mutlu olsunlar inşallah zor günleri atlatıp feraha ermişlerdir....