- 5472 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Kan bağışı
1998 yılında geçirdiğim trafik kazası yüzünden ciddi bir kan ihtiyacı yaşadım..Erciyes üniversitesinde yattım ve çok kan kaybettim…Bir gün kadar komada kaldım…Komadan çıkınca durumu anlatmıştı annem..Ben de söz verdim iyileşirsem kan vermek adına..
Şükür 11 yılda 15 in üzerine kan verdim…Hiç sıkıntı çekmedim…
Bünyesel faklılıkların yaşanabileceği bir durum aslında kan verme işi…Herkese veremez elbette..Sağlıklı olması şart kan verecek kişinin..Bazı testler var…Bu testlerden sonra ufak bir iğne acısından öte bir sıkıntı çekmeksizin yapılabilecek bir eylem…Ayrıca olayın dini yönü de var…Peygamber efendimiz (SAV) 14 asır önce kan aldırırmış..Bu eylemin o günkü adı HACAMAT..Sahabe efendilerimizin içinden sırf bu işle görevli olanları bile varmış…Ayrıca Peygamberimiz (SAV) kan verince boy abdesti de alırmış..Ne güzel bir örnek bize…
Kan vermeyeli uzun zaman olmuştu aslında…Nevşehir in ana caddesindeydim..İftar sonrası yarım kalan işlerim için çarşıya çıkmıştım…Eski devlet hastanesi yani şimdiki çocuk hastanesi önünden geçerken KIZILAY ekibini gördüm..Organize bir ekip..Full her şey…Güler yüzlü , disiplinli, bilgili ve konuya ziyadesiyle hakim bir ekip vardı karşımızda..
Sağ olsunlar gereken her türlü tetkikten sonra canımızı bir iğne acısından öte yakmadan hallettiler işlerini..Kan verdikten sonra güleryüzlü personelin ikram ettiği KIZILAY marka maden suyu ile tekrar kan stoklamaya başladık…
Kaybedeceğimiz hiçbir şey yok ….Ama ya bir gün benim başıma gelen sizin de başınıza gelirse ? Kan ihtiyacınız olursa ?
Başınıza gelmeden bu toplumsal göreve odaklanın bence…
Akacak kan damarda durmazmış..
Tunar ÇALIŞKAN / 07-09-2009 / Nevşehir
YORUMLAR
BU önemli konuya, günümüz hadiselerini de iğneleyen bir "kan" şiiri ile katkım olsun değerli dost.
Hatırlattıkların içişn teşekkürler..
Kan Aranıyor
Hasta yorgun, bitap, düşmüş pek dara
Sürekli sızıyor, ne onmaz yara
Ha öldü ölecek, dert değil para
Nefes aldıracak, kan aranıyor
Ana zor ulaşmış, bitirir sancı
Yolcu hesap kesmiş, kıvranır hancı
Baba paniklemiş, doktor yalancı
Tutturmuş acele, kan aranıyor
Bebek yeni doğmuş, kansız, renk sarı
Hemşire güçlükle, bulmuş damarı
Garibin başlamış, ilk gün kumarı
Şansını kıracak, kan aranıyor
El bebek büyüdüm, tattım annemi
Bir gün bayılmışım, teşhis anemi
Kıyamam görmeye, gözünde nemi
Anne güldürecek, kan aranıyor
Çoluk çocuk çıkmış, bayramda yola
Torun koşmak ister, açılmış kola
Tır altına girmiş, vermeyip mola
Saçılmış yavrular, kan aranıyor
Dünyadan habersiz, garanti sanki
Hayatta gerekmez, hiç sana kan ki?
Gelmesin, istemem, öyle bir an ki
Bir damla verecek, kan aranıyor
Radyoda duyarsın, bangır bangır ses
Kulağı tıkarsın, Oğlum sesi kes
Bana ne yani der, gülerek herkes
Karnı ağrıtacak, kan aranıyor
Duyup burun bükme, sakın ilana
Kimse kastetmedi, korkma canına
Yüzün hiç kızarmaz, yazık şanına
Hemen koşturacak, kan aranıyor
UYKUSUZLUK isimli öykümde HACAMATı tarif ettim.
Eskiden, yüksek tansiyon nedeniyle başağrısı çekenler çıra sivriltip, burunlarına sokar, ilerlerde bir yere batırarak kanamasını sağlarlarmış. Bunun, beyin kanamasını engelleyeceğini umarlarmış.
Asabi kişilerden de kan alınırmış.
Kan, tembel bir organ olup, vücutta; kan kaybından on beş gün sonra yeni kan yapımı başlarmış. Otomatik olarak, aynı miktarda kan yapılır, yerine konurmuş.
Kan verenler bir dinginlik ve huzur hissedeler.
KUTLU / YORUM...