İçsel monologlar........
Sıradan bir iş günü.Seda kasada.Alışveriş yapmıyor ,kasiyerlik yapıyo.Tabi şimdilik zira karşısındaki kadını öldürmek üzere.Kadın tam altı kartınında tek tek puanlarına baktırdı.
_Ay buna da bakın.Ayyyyyy şuna da bakın kaç param varmış.
Altı kartın altısına da baktırıp,puanlarını kullanmaktan vazgeçip nakit ödedi.
Seda içinden:
-Hay ben senin.........diye sunturlu bir küfür etti.Seda kadınları fazla sevmediğini düşündü kendi de bir kadındı ama sevmiyordu onları.Hele ki Murathan Mungan’ın ’Yüksek Topuklar’ adlı kitabını okuduktan sonra hepten nefret etti.Küçük yaşta işve,cilve,göz süzme ,kandırmaca hepsi bu kadınlardaydı işte.Ve işteeeeeee.Oley kadın gitti nihayet salak kartlarını da aldı beraberinde.Seda kasayı diğer arkadaşına teslim etti çay molasına çıkacak.Tam mağazadan çıkarken kız çocuklarına özgü oyuncakların olduğu yerde altı yaşlarında bir erkek çocuk fark etti.Çocuk öyle ilgiliydi ki barbi bebeklere,yanına gitti.
-Hoşgeldin.Kardeşine mi alacaksın?
Çocuk tebessüm etti ürkek bakışlarla:
-Hayır kendime bakıyorum
-Yaaaaaaa ama bunlar kız oyuncakları.
-Ama ben kız oyuncaklarını seviyorum.Erkekleri sevmiyorum ben kızlarla oynuyorum.Babam görmesin beni o markette şimdi.Babam çok kızıyo bana.Arabalarla oyna diyor.Silah alıyo bana ama ben bebekleri seviyorum.
Seda hiç bu kadar şaşırdığını hatırlamıyordu.Vay canına kendi kızlardan nefret ediyo sevmiyodu bu çocuksa erkeklerden.Tezata bak.Tam bunları konuşurlarken çocuğun babası geldi:
-Nerdesin sen yine mi kız oyuncakları.Bırak şunları!
Adam çocuğa öyle bir baktı ki Seda’nın kanı dondu.Çocuk elindekileri Seda’ya verdi.Seda afallamıştı.Mola vakti de geçiyordu en iyisi bir an önce çıksın.
Seda çalıştığı oyuncak mağazasının tam karşısındaki cafeye gidiyor şimdi.Çay söyledi.Çayını içerken kasaya gelenleri izliyor ben de Sedayı izliyorum yoksa bu satırları nasıl yazabilirim.
Az sonra bir kadın ve bir çocuk geldi.Kadın ’kapiçinoooooooo istiyorum ama köpüklü olsun ’dedi.
Bu matrak olay Seda’dan kaçar mı? Dikkat kesildi.Seda tam da şuan kasiyer kızın bıyık altından güldüğünü görüyor.
Sedayla göz göze geldiler.İkisinin de içinden aynı cümle geçti:
-Salak köpüksüz kapiçino mu olur ?O zaten köpüklü.
Kadın Seda’nın yanındaki masaya oturuyor.Yanındaki çocuk ne sevimli.Küçük cocuk poğaca istiyor kasiyer kızdan.
Kız tam verecekken annesi:
-Ayyy bırakın vermeyin yemez o yemez tok.
Seda la havle vela kuvvete...... çekti.Seda şimdi bu çocuk ne düşündü iki şeyi... dedi kendi kendine
1-Ben salağım, karnımın aç olup olmadığını bilmiyorum
2.Ben kendi kararımı kendim veremem.Annem toksun diyorsa tokumdur.
Seda çocuğu düşünüyor şimdi mavi gözlü çok sempatik bir erkek çocuğu.Seda içinden monolog yapıyor:Bakın neler diyor:
-Şimdi bu çocuk büyüyecek evlenecek gerdek gecesi annesini arayacak:
-Anne yapabilir miyim?Yapmalı mıyım?Ne yapayım?
İşteeeeeeeeeee kadının köpüklü kapiçinosu da geldi.Ama Seda’nın molası bitti.Gidiyo.
Biz ne diyelim ’ Kolay gelsin Seda’
YORUMLAR
annesinin mutlaka o soruya vereceği çok zeki bir cevabı vardır sanırım...:))
çok güzel ve akıcı bir yazıydı beğeniyle okuduğum...
hem markette ki çocuğun hem de cafe de ki çocuğun sonu pek hayra alamet değil...her ikiside kişilik bunalımı yaşayarak büyüyecekler...
anne ve babalar çocuklarına çocukları oldukları için değilde bir birey olduklarını düşünerek yaklaşıp iletişim kurabilseler
ilerde olabilecek pek çok psikolojik sorunların da önüne geçebilirler...
tebriklerimle..
çok güzeldi..
saygım ve sevgimle,,
"Çocuklara çocukmuş gibi davranıp,kendi kararlarını vermelerini engeller,bir çift çorabı bile onların adına biz beğenirsek,ilerde kendi kararlarını vermekten aciz bireyler olurlar.Her ne konuda olursa olsun karar onların işi saygı duymak bizim olmalı.Hârikaydı,hoştu anlayana çok şey vardı.sevgilerimle"