- 533 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Orjinal
Orjinal
Otomobiliniz arızalandı diyelim, kendi servisine gitmediyseniz orjinal yedek parça bulmanız zordur. Orjinal olmayanı takılırsa arıza yapma riski yüksektir. Eski otomobillerin zaman içinde o kadar çok parçası arızalanıyor ki şase hariç nerdeyse tamamı değişiyor. Yani fabrika çıkışı halini, aslını kaybediyor, taklit oluyor.
Günümüzde tıp alanında çok büyük gelişmeler oldu. İnsan vücudunda nakledilemeyen çok az organ kaldı. Kalp, böbrek, karaciğer, göz, v.b. Pek çok organ orjinali veya yapayı ile değiştirilebiliyor. İnsanın maddi yapısı büyük ölçüde değişince insan da taklit olur mu diye aklıma geliyor. Şu var ki insan sadece maddeden ibaret değil, manevi yönü de var. Bu yüzden maddi vücudu tamamen değişse dahi manen ruhsal olarak aslını koruyabilir diye düşünüyorum. Ruh ilim, data olduğundan, bilinen madde gibi olmadığından bindiği maddenin değişmesi veya tahrip olmasıyla aslını yitirmez kanaatindeyim. Ruh soyuttan somuta maddi algılarla algılanabilir ortama vücut vasıtası ile açılır, bağlantı kurar. Bu yüzden ruh bedene ihtiyaç duyar. Ruh maddi alemde terakki etmek, bilgi yüklenmek, varlığını göstermek için bedenin maddi algı araçlarını kullanır.
İnsanda pek çok manevi duygular ve hisler mevcut. Nasıl ki vücudun maddi organları (organ nakli ile) değişebiliyor ise manevi his ve duyguların da orijinal veya yapayı ile değişmesi mümkündür. Hatta kaçınılmaz.
Bireysel değişimler elbet toplumda da görünecek. Yansıma toplumda bireye nispeten daha uzun bir süreçte açığa çıkar. İnsan için on yıllık bir değişim toplumda belki elli yılda veya daha sonra görülür. Zamanımızda iletişim araçlarının gelişmiş olması bu süreci çok kısalttı.
Son dönem peygamberlerin mücadelesinde bir hususa dikkat çekmek isterim. Bu peygamberler yerleşik olan dine karşı yeni bir dinle geldiler. Yusuf (A.S.) yerleşik put tanrıların bulunduğu tapınak ve tapınak kahinlerine, korumalarına karşı mücadele verdi. İsa (A.S.) mevcut dinin mensuplarınca çarmıha gerilmek gibi bir halle karşılaştı. Muhammet (A.S.M) ise Kabe’deki putlar ve Mekke’deki deforme olmuş gelenekçi din mensuplarına karşı mücadele verdi. Demek ki son dönemde peygamberler orijinalden sapan, taklit olan inancın tamiri için çalıştılar. Yani peygamberler yenilikçi ve orijinalden yana idi. Orijinalin yerini alan korsan ve taklitçiler ise doğal olarak peygamberlere karşı tavır aldılar.
Günümüzde bu hal nasıl, acaba?
Zaman içinde dinler ne kadar değişti?
Orjinal olan, taklit ve korsana ne kadar direnebiliyor?
Hani bir laf var “ yerli gelince yabancıya /kalk git/ görünür” Hangisi yerli, asıl; hangisi yabancı, o da karışmış gibi.
Din adına çalıştığını, hizmet ettiğini iddia edenlerin; orijinal mi, taklit mi, korsan mı oldukları konusunda bireysel olarak yeterli inceleme yapılıyor mu? Bu bilinç oluşuyor mu? Körü körüne birilerine bağlanmanın da bireysel mesuliyetinin olduğu gerçeği biliniyor mu?
Saygılar,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Asalet, asıldan geliyor.
Esas olmayan, asil olmuyor.
Taklit aslı tam vermiyor. Yani her şey kendi hakikati ve anlamı ile değer kazanıyor.
Duygular, hevesler, hisler, sevgi ve aşk; hepsi asıl ise asildir.
Benzemek suç olmasa da; mümkün mü, asıla tam benzemek.
Asılın kıymetini bilene, benzeri yeter mi?
Asalette, nispi değil mi? "Her şeyin daha güzeli oldukça çirkindi". Evet, mutlak güzellik sadece O’nda görünür.
O'na nispeten her şeyin daha güzeli de çirkin düşer.