- 828 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Günlerden hüznün pazarıydı…
Günlerden hüznün pazarıydı…
Gözümü yazın son günlerini bırakmak istemeyen o güzelim Pazar gününe açtım… ilk bahar geldiğinde yeşeren dallar gibi yüreğimde yeniden yeşerip tutunmuştu bir kez daha hayata. Ama bu gelen sonbaharın habercisi olan ve yemyeşil ağaçların dallarında sallanan o muhteşem ötesi güzellikteki yaprakların sararıp dökülmeye başladığını gördüğümde içime dolan hüznün tarifi yoktu.
İçimdeki hüznün anlatımını başarabilseydim sanırım her zaman ki gibi kalemim kağıdın üzerinde dans ediyor olacaktı, ki ben gözüm bahçede aklım sonbaharın gelişi ile yazın bizi terk edişindeydi. Ne kadar zaman geçmişti ki, kaç bahar kaç sonbahar gelmişti? Bunların hesabını yaparken ben benliğimde, insanların değişkenliğini artık görmez ve duymaz oluyordum. Çünki gelen sonbahar ile üzerimizi bir hüzün bulutu örtüyordu.
Sonbaharın gelişimiydi bizleri hüzne boğan yoksa biz gerçekten hüznü sonbaharda mı yaşıyorduk.
Ama bence sonbahar gelirken hüznü beraberinde getiriyor ve bizler sonbaharın gecelerinde hüznü yaşıyoruz kendimizce. Ama bir sonra ki zamanda gelecek baharı düşünmeden, yeniden yeşereceğini bildiğimiz yüreğimizi bile hazırlamıyoruz.
Zaman bizleri hep kendine adapte ederken bizler sadece seyrediyoruz. Yolum her sonbahara düştüğünde hep hüznü anımsarım çünki ben her hüznümde yağmuru beklerim kalemimi kağıdın üzeride dans ettirmek için.
Ve hoş geldin sonbahar, kalemimle kağıdımla hazırım seni yaşamaya…
İzmir - 07.09.2009 00:18
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.