- 773 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
BİR DOS BİR POST
Yaşlanınca, evcil hayvanların çoğunu keserler;ağacı, eğer meyvesi çok güzelse,gençleştirme budaması yapar,sonra yine keser,dahası yakarlar...Sahi, insanı ne yaparlar?
Bizim, tayin etmediğimiz yer ve zamanda,bir iklimde doğarız;şehir,köy,yahut mezra. Bu daha çok şansa bağlıdır. Devasa bir zenginliğe sahip bir eve de doğabiliriz,bir yoksulun kulübsinede..Kumla,toprakla,oyuncaklarla çocuk çocuk büyürüz..Sonra genç,yarma-yağız dünya bizim diye, düşeriz yollara..Her adım attığımız yer, dünyanın merkezidir;hasılı biz yürürüz, dünya yürür arkamızda..Bazen dönüp bakmayızda...Her göz ,bize vurulur ve her şey bizden sorulur!...Elimizi çabuk tutarsak bahtımıza çıkagelir biri;ah! Evlenmişim...Çocuklar...Çoğu zaman hem bir yandan büyürüz,hem büyütürüz bir yandan...Bu ilişki biçimini uzun zaman anlayamayız. Ama,bir göl gibi habire çoğaldığımızı,çağladığımızı,yayılıp,dağıldığımızı anlarız. Ardımızdan sürüklediğimiz şeylerin,bu kez, ardına düşeriz..Onlar kaçar,biz kovalarız..Aşımız,işimiz,galiba herşeyimiz var diye içimizden geçiririz..Çok şükür de deriz bazen...
Birgün aynanın önünden geçerken,üstümüze kayar gözlerimiz..Omuzlarımızın,biraz kaşlarımızın düştüğünü farkederiz. Anlarız ki,eskisi kadar dik değiliz artık. Sonra yönümüzü tam olarak döneriz aynaya;gözlerimizin eski feri yoktur artık,alnımız da birkaç derin çizgi,saçlarımız tarasak ta eskisi kadar yerini sevmez,biraz karda mı düşmüş ne saçlarımıza, deyiveririz? İçimiz de usulca bir yarın uçtuğunu farkederiz!...Gülümseyen yüzümüz,önce, bir iki renk alıp verir;sonra hüzne terkeder bütün varlığını...Aynanın önüne hızla gelen adam,çoktan çekilmiştir sahneden!...Ayaklarımız, biribirine dolaşarak çıkarız oradan....
Artık çok şey değişmiştir...Gülümseyen,oynayan,büyüyen çocuk ve onca çabayla elde ettiğimiz çokluk,çokta bizim değildir artık. Dev bir savaşı kaybetmiş imparatorluk gibi ağır ağır çökeriz!...Dün hakimi olduğumuz her şey,usulca kayar ellerimizden ve geçeriz kendimizden!...Bunu önce algılayamayız,sonra anlayamayız,daha sonra işimize gelmez ve hırçınlaşırız...Artık tuttuğumuz,gördüğümüz hiçbir şeyin bize ait olmadığını çok acı farkederiz...Çok doğal birşeydir olup biten aslında,ama,biz sıramızı takipte zorlanırız. Bu zorluğumuzu herkes farkettiğindendir ki,bütün kaynanalar kötü! Bütün yaşlılar çekilmez olur!...Bu eşikte herkes bir şey söyler;"Ettiğini,çekiyor!" derler.."Keşke birşeylerin sahibi olsaydı!"derler.."Enayi gibi tüm kazancını çocuklarına bırak masaydı!" derler..Böylece ağır bir liste uzayıp,gider...
Peki,bu eşikte ne yapmalıyız sizce? Çocuktuk,büyüdük,serpildik;gençtik,özgüvenimiz vardı,önümüze çıkanı devirdik! Sonra çalıştık,didindik ve çoğaldık...Bunları anladığımız gibi bugünü de anlamalıyız...Hani gülümsememiz yerini hüzne bıraktı ya,omuzlarımız düştü,vücudumuz küçüldü ya;artık hülyalarımız ne ce geniş olursa olsun;dünyada ki ve özellikle evimizde ki,yerimizin de azalıp,küçüldüğünü farketmeliğiz,çünkü başkalrı artık büyüyor ve çoğalıyor...Tam burada, dışarı çıktığınızda, selamınızı sıcaklıkla alacak bir kaç dost,eviniz de rahatça oturacağınız bir postunuzun olması, önemli. Eğer fazlasına göz dikerseniz,huzurunuz kaçar;asla elde de edemez siniz ve bir gün usulca çekip gidersiniz...
İnsan her varlığının,değişip,küçüldüğü görebildiği gibi,dünya da ve evinde de yerinin küçüldüğünü,zamanında anlamalı,görmeli ve buna aldırmamalı..Doğal olan da bu. Yoksa neden ölüm olsun?
YORUMLAR
Çok güzel bir konuya değinmişsiniz efendim.Gerçekten insanlar yaşları ilerledikçe bir dostun ve bir postun ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlıyorlar.
Gençlik bir rüzgar gibi deli deli eserken yaşamda ki mutluluk kavramları çok farklı oluyor.Çok küçük şeyler için hayatı zindan edip bir karamsarlık ve çok büyük beklentilerle en çağları bitiriyoruz.Ne zamanki baktık yolun sonuna ramak kalmış o zaman aldığımız her nefesin kıymetini bilmeye başlıyoruz.
Allah son yolculuğumuza kadar bir dost bir postsuz bırakmamsın.
Paylaşım için teşekkürler.
hayat bu .. doğarız şansımıza bahtımıza nasıl bir hayat çıkarsa seçme şansımız yok.sonra hayat bizi kendi içinde yoğurur bazen ezilir bazende isteklerimize kavuşur mutlu oluruz ama hiç bişi kalıcı değildir hayatta..hepsi sık sık değişir..hayallerimizde biz değiştikçe onlarda değişir.. sonunda hayat bizi yorar..dönüp bakarız ki.. o kadar koşturmaya heyecana rağmen bir arpa boyu yol almışız..işte hırslarımızı yok ettiğimizde sevgiye ağırlık verdiğimizde..hayatı anlamaya başlamışızdır artık geçde olsa..çok güzel bir konu çok güzel bir anlatım..paylaşım için çok teşekkürler..sevgiler saygılar..
Ben, Pearl Buck'un ana ronamını okuduğumda çok etkilenmiştim.
O kitabı defalarca hiç bıkmadan okudum.
Tıpkı sizin anlattığınız gibi, insanın bütün uzuvlarıyla birlikte evdeki yeride giderek ufalıyor.
Ama nefs denen canavar hiç ufalmıyor; işte onun için ufak yerlere sığmamak için direniyoruz.
Harika bir yazıydı, benden 10 puan.
Kutlarım...Selam ve saygılar...
EMİNE45 tarafından 9/6/2009 8:41:06 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yaşlanınca, evcil hayvanların çoğunu keserler;ağacı, eğer meyvesi çok güzelse,gençleştirme budaması yapar,sonra yine keser,dahası yakarlar...Sahi, insanı ne yaparlar?
Evet sahi ne yaparlar...
Biz yaşlıların son nefese kadar el üstünde tutulduğu bir gelenekten geliyoruz.Benim ailemde yaşlıların bir dediği iki edilmezdi.Hâlâ öyle ,çocuklarımda aynı havayı teneffüs ediyor.
İyi örnek olmaya çalışıyoruz...
Gerisi ...Hayırlısı inşallah diyorum.
Güzel yazıydı ...saygılar hocam
Dingin ve gayet engin bir güzelce yazıydı..
Haklısınız.
Bir dost bir de post yeter insana..
Dostun Allah, postun toprak olursa huzurlusun.
Yoksa hırs dünyaya ait bir olgu..
Altın saraylarda yaşasa da toprağa dönüyor insan, ipek şallara bürünse de toprağa dönüyor insan..
Dost Allah, post toprak..
Çok beğenerek okudum değerli hocam.
Hayırla kalın..
Saygımla..
Peki,bu eşikte ne yapmalıyız sizce? Çocuktuk,büyüdük,serpildik;gençtik,özgüvenimiz vardı,önümüze çıkanı devirdik! Sonra çalıştık,didindik ve çoğaldık...Bunları anladığımız gibi bugünü de anlamalıyız...Hani gülümsememiz yerini hüzne bıraktı ya,omuzlarımız düştü,vücudumuz küçüldü ya;artık hülyalarımız ne ce geniş olursa olsun;dünyada ki ve özellikle evimizde ki,yerimizin de azalıp,küçüldüğünü farketmeliğiz,çünkü başkalrı artık büyüyor ve çoğalıyor...Tam burada, dışarı çıktığınızda, selamınızı sıcaklıkla alacak bir kaç dost,eviniz de rahatça oturacağınız bir postunuzun olması, önemli. Eğer fazlasına göz dikerseniz,huzurunuz kaçar;asla elde de edemez siniz ve bir gün usulca çekip gidersiniz...
İnsan her varlığının,değişip,küçüldüğü görebildiği gibi,dünya da ve evinde de yerinin küçüldüğünü,zamanında anlamalı,görmeli ve buna aldırmamalı..Doğal olan da bu. Yoksa neden ölüm olsun?
takdir ettim
kaleminizi.
saygımla.