Kızsal muhabbetler(2)................
Adı Leyla.Tanıdınız mı?Önceki yazımda adı geçen kız var ya işte o.Eeee Seda nerde dediyseniz.Oda burda.
Ama bu kez Seda Leylalara gitti.Oturuyolar.Seda salonda Leyla mutfakta, bu kez Leyla çay yapmakta.
Seda salondan bağırıyo:
-Hala mı bu kitabı okuyosun?Tolstoy ’’Günlükler’’.Hayret sen hızlı okurdun.Nasıl oldu da hala bitmedi?
-Çünkü sinir oldum.Daha 182,inci sayfadayım en az yüz kere geneleve gitti.Şaşıyorum geneleve gitmekten nasıl olup da vakit bulmuşta o eserleri yazmış.Rusya’nın meşhur yazarlarından olmaya vakit bulmuş olması garip.
-Beğenmedin yani?
-Yooo. Beğenmedim de denemez, içten bir anlatımı var içsel çelişkilerini olduğu gibi anlatmış.Ayrıca satranç düşkünü, bu da onu sevmeme yol açıyo.
-Başka nasıl biri, hakkında bişey bilmiyorum.
-En garip yönü ne biliyo musun adam doğum kontrolune karşı.Karısı Sofya ,ya hamile ya doğuruyo...Kadın başka bişey yapmamış.13 meşru çocuğu var.
-13 mü?
-Evet.
-Vay canına.Eeeeeee tam senlik işte çok çocuk meraklısısın ya.
-Evet öyleyim de bu kadar da değil.Nasıl doğurayım o kadarını?
Burada uzun bir gülme molası verilir.Leyla çayı yapmıştır demlenmeye bırakmıştır. Keşke duygularını da demlenmeye bırakabilse...
Seda konuşmayı açar tekrar:
-Söyle bakalım hala kızın mı olsun istiyosun?
-Evet.Ama iki kız istiyorum artık.En az iki kız oğlum da olsun.
-Adlarını da düşünmüşsündür.Neydi biri?Haaaa Gazel.Ya diğeri?
-Evet.Gazel:Aşk şiiri.Diğer kızımın adı Liva olacak
-Liva mı?Ne demek?Anlamı ne ki?
-Peygamber sancağı demek.Güzel mi?
-Güzel valla.
Kızlar koyu sohbetteler şimdi.Dışarda bir köpek havlamakta.Minicik.Çocukların hışmına uğramış.Leyla balkona çıktı şimdi.
-Bırakın o köpeği!
Seda da geldi.
-Noldu Leyla?
-Döverim lan ben bunları.Görmüyo musun köpeğe işkence ediyolar.
Leyla çocuklara epey kızdı.Çok sinirlendi ama neyse ki çocuklar köpeği bıraktılar.
Leyla içeri girince Sedayı gülerken yakaladı.
-Ne oluyo ya ben sinirden ölüyorum sen gülüyosun?
-Sorma ya aklıma bişey geldi?
-Ne geldi?
-Dün çarşıda yürüyorum baktım çıtı pıtı bir kız elinde köpek gezdiriyo.Kızda güzel bişey.Karşıdan bir adam kızı yedi yiyecek.
Adam kıza ’’Köpeğin olayım yanında gezdir beniiii yavruuuuuuuuuuuuum,dedi
-Eeeeeeeee kız ne dedi?
-Ne desin.’’Köpeğim olup yanımda gezeceğine, adam olda kolumda gezdireyim seni’’
-Vay canına iyi laf koymuş.
Arada yine uzun gülme molaları verildi.Leyla ne kadar gülerse gülsün, çok üzgündü (hep o adının türkçedeki anlamı ’’sağlam ’’olan zat yüzünden)ve bu sohbetler ona çok iyi gelmişti.
Seda arkadaşının gözlerindeki buğulanmayı farketti, lafı değiştirmek istedi.Yoksa Leyla dalıp çıkamayacaktı,boğulacaktı
-Eeeeeeeeee ne yaptın bakalım yemekte?
-Tavuk,pilav.
-Bulgur mu?
- Yok.Bulguru severim bilirsin ama kendi sevdiğini değilde hep ailedekilerin sevdiğini yapan ev kadınlarına döndüm.O yüzden pirinç.
Leyla hüzünlenmeyi kes dedi kendi kendine.Sonra Sedaya baktı
-Dur bir hikaye de ben anlatayım sana.Pirinç üzerine.
-Anlat hadi.
-Gerçek bir hikaye.Yaşlı bir amcadan dinlemiştim.Bu amca bir gün bir lokantaya gider pirinç pilavı ister.Az sonra lokantaya zıpır denilen türden gençler gelir.Onlar da pirinç pilavı isterler.
-Eeeeee?
-Adam pilavını yer son taneye kadar.Tabakda tek bir tane bile kalmaz.Gençlerden biri bir kaşık aldığı pilavın üzerine sigarasının külünü döker.Bir yandan da adama seslenir.
-Amca ya sen hacı hoca mısın?
Yaşlı amca:
-Neden sordun oğlum der.
Genç:
-Tabaktakini son tanesine kadar yedin de ondan sordum.
Yaşlı adam:
-Niye pilavı adam gibi yemek için hacı hoca mı olmak gerekir?Değilim.
-İyi laf koymuş.
-Genç ne yapar sonra biliyo musun?Tabağındaki külleri temizler pilavını yer ve özür diler amcadan.
-Güzeldiii valla.
-Beğenmene sevindim.
-Beğendim.Hadi ben kaçıyorum.Yemek yapmalıyım?
-Tamam ne yapacaksın?
-TABİ Kİ PİRİNÇ PİLAVI.
YORUMLAR
Gerçekten hoştu...
Tolstoy'un 13 çocuğunun varlığından haberim de oldu...
Kıssadan küçük örnekler ile süslemişsiniz muhabbeti, baharat tadındaydı...
Diğer bölümlere koşacağım az sonra ama benim de ocakta yemek yandı sanırım:))
Ee, "kızsal muhabbet" ne de olsa:))
Sevgi ve ışıkla...
- Yok.Bulguru severim bilirsin ama kendi sevdiğini değilde hep ailedekilerin sevdiğini yapan ev kadınlarına döndüm.O yüzden pirinç.
Leyla hüzünlenmeyi kes dedi kendi kendine.Sonra Sedaya baktı
-Dur bir hikaye de ben anlatayım sana.Pirinç üzerine.
-Anlat hadi.
-Gerçek bir hikaye.Yaşlı bir amcadan dinlemiştim.Bu amca bir gün bir lokantaya gider pirinç pilavı ister.Az sonra lokantaya zıpır denilen türden gençler gelir.Onlar da pirinç pilavı isterler.
-Eeeeee?
-Adam pilavını yer son taneye kadar.Tabakda tek bir tane bile kalmaz.Gençlerden biri bir kaşık aldığı pilavın üzerine sigarasının külünü döker.Bir yandan da adama seslenir.
-Amca ya sen hacı hoca mısın?
Yaşlı amca:
-Neden sordun oğlum der.
Genç:
-Tabaktakini son tanesine kadar yedin de ondan sordum.
Yaşlı adam:
-Niye pilavı adam gibi yemek için hacı hoca mı olmak gerekir?Değilim.
-İyi laf koymuş.
-Genç ne yapar sonra biliyo musun?Tabağındaki külleri temizler pilavını yer ve özür diler amcadan.
-Güzeldiii valla.
-Beğenmene sevindim.
-Beğendim.Hadi ben kaçıyorum.Yemek yapmalıyım?
-Tamam ne yapacaksın?
-TABİ Kİ PİRİNÇ PİLAVI.
bayıldım
bu kızsal muhabbete.
saygımla.