- 952 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Abant
Bu bir yazı değil aslında. Belki bir sitem, belki bir uyarı.
Seminerlerdi, işimin yoğunluğuydu derken bir hafta sonu İstanbul dönüşü; hadi hem biraz kafamızı dinlenir bir gece de olsa tatil yapmış oluruz dedik ablam, eşi ve ben. Onlar Çadırda kamp yapmaya bayılır. Hiç bana göre değildir çadırda kalmak ama onlarıda kırmak istemiyorum. Hem epeydir tatilde yapmamış biri olarak bu iyi bir fikir gibi gelmişti.
Düşünsenize sessiz sakin ve mis gibi havası ile bir tatil.
Cumartesi günü erkenden kalkıp yola koyulduk. Mola vere vere Abant’a geldik ve çadırımızı kurduk. Ohh! Havasıda mis gibi. Şansımıza soğukta değil. Bu gece iyi bir dinlenirim.
Tabii bu benim düşüncemmiş.
Akşam üzeri bayağı bir kalabalıklaştı ortam. Hafta sonu ya herkes gelmiş kafa dinlemeye çadır kente.
Fakat oda ne her taraftan bir ses, bir gürültü kirliliği. müziğini sonuna kadar açanlarmı dersiniz, kandi çalıp söyleyenler mi. Kafa dinlemeyi bırakın daha bir stres oluyorsunuz öyle bir ortamda.
Eğlenmek herkesin hakkı doğal olarak, fakat etrafada biraz saygı göstermek gerekmiyor mu?
Bu gürültü ne yazık ki sabaha kadar sürdü uyu uyuya bilirsen. Gece içip küfürleşenleri ve bir birine girenleri, jandarmanın gelmesini saymıyorum. Çünkü o zaman daha çok sinirlerim bozuluyor.
Sabah olupta etraf derin bir sessizliğe gömülünce ohh be dedim dünya varmış. çıkıp biraz hava alayım. Şöyle derin bir nefes çekmek üzereyken her tarafı yoğun bir duman kaplamasın mı? Sağ olsunlar arka tarafta kalan arkadaşlar buldukları şeyi ısınmak için yakınca yoğun bir dumandan bırakın temiz hava solumayı nefes bile alamadım.
O sinirle kaldırdım ablamı ve eniştemi; hadi gidiyoruz.
Gidiyoruz da gece ayakkabımı içeri almamı söyledikleri halde almadığım içi ve yanımda yedek bir ayakkabım olmadığı için nasıl gideceğiz bilemiyorum. Çünkü gece göz göre göre ayakkabımın tekini köpeğe kaptırdım.
Neyse bir yerlerden nasılsa ayakkabı bulamazsak bile terlik buluruz hayali ile yola çıktık.
Özellikle kampçı arkadaşlara sesleniyorum; lütfen kampa gittiğiniz zaman unutmayın ki orada sizden başkaları da var ve gelenlerin bir çoğu sessizliği dinlemeye geliyor benim gibi. Birde temiz hava almaya. Kendimiz için beklediğimiz saygıyı lütfen başkalarına da gösterelim.
Serap Baycan
YORUMLAR
Merhabalar, Ben Bolu da oturuyorum. Eski Abant' ı görmüş olsaydınız, oraya tekrar geliriniz. Ama insanlar her şeyi mahvettikleri gibi doğayı da mahvediyorlar. Abant' ta onlardan bir tanesi maalesef. İki hafta önce gitmiştik, aynı hayal kırıklığını ben de yaşadım. Çok kalabalık bir ortamdı. Eski halini hatırlayıonca çok üzüldüm . Güzel bir yazıydı ama şimdi yazıyı okuyanlar gelmekten vazgeçecekler.
Gidiyoruz da gece ayakkabımı içeri almamı söyledikleri halde almadığım içi ve yanımda yedek bir ayakkabım olmadığı için nasıl gideceğiz bilemiyorum. Çünkü gece göz göre göre ayakkabımın tekini köpeğe kaptırdım.
Neyse bir yerlerden nasılsa ayakkabı bulamazsak bile terlik buluruz hayali ile yola çıktık.
Özellikle kampçı arkadaşlara sesleniyorum; lütfen kampa gittiğiniz zaman unutmayın ki orada sizden başkaları da var ve gelenlerin bir çoğu sessizliği dinlemeye geliyor benim gibi. Birde temiz hava almaya. Kendimiz için beklediğimiz saygıyı lütfen başkalarına da gösterelim.
beğeniyle
gülümseyerek okudum
hoş yazınızı.
saygımla.
Doğada her şey harika!.. Hayvanlar bile ne zaman bağıracaklarını, ne zaman susacaklarını biliyorlar. Ağustosböcekleri, kuşlar, horozlar bile gece, herkes uyurken ötmüyor. İnsanlar, onlardan da mı ibret almıyor da başkalarını rahatsız edecek kadar ses çıkartıyorlar?
Ve insanın ayak basmadığı yerde doğa kendisini temizliyor. Fakat piknik yerleri, çöp bidonları boşaltılmış gibi...
Saymakla bitmez. Yorum, yazıdan uzun olacak. Yeter bu kadar. İnsan olana sivrisinek saz!..
Uyarmak, tekrar tekrar uyarmak, yazarın borcu. İnsanlık borcu... Yazmaya devam...
Kutluyorum.