- 895 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
HATIRLATMAKTA FAYDA VAR!
Bilirsiniz bizde hep asker ocağı peygamber ocağı olarak bilinir.Analar kınalı kuzularını daha önce nasıl Çanakkale’ye gönderdilerse şimdide pkk’ya gönderiyorlar.Biz bu ülke için hep şehit verdik, veriyoruzda, ama asıl kötü olanı ise askerlerimize yapılan çirkin ithamlar.Şehitlerimizin hainlerle bir tutulması canımızı daha çok yakan.Türk askerine ve TSK ya yapılan yıpratma ve yıldırma politikalarını gördükçe ve dağdakilerle onları aynı kefeye koymaları bizi asıl üzen.
Şimdi önce Pkk’yı biraz tanıyalım.
1980 darbesinden sonra ülke üzerinde yeni oyunlar oynanmalıydı.Öyle oyunlar oynanmalı ki Türkiye hiçbir zaman kendine gelmemeliydi.
Türkiye’nin zayıf olması ABD , İngiltere, Yunanistan ve Rusya’nın işine gelmekteydi.Rusya Türkiye’nin başına pkk’yı bela etti.1980-1981 ’ de Rus parası ve silahıyla pkk kuruldu. Pkk nın destekçileri sadece dış güçler midir?Tabi ki hayır.Pkk’yı tanıyan ve onu yok etmek isteyen cesur kişiler, ülke içerisinden pkk ile uğraşmaktan çok pkk ya hizmet eden hainlerle uğraşmak zorunda kamıştır.Bu hainler içerisinde siyasetcisinden tutunda sanatçısına, iş adamına ve gazetecine kadar her kesimden hain bulunmaktadır.Korkut Eken gibi bir paşayı bu hainler 5 yıl hapse mahkum etmişlerdir.Uğur Mumcu gibi keskin bükülmez bir kalemi hunharca katletmişlerdir.Eşref Bitlis Paşa ve ekibini ortadan kaldırmayı zorunlu görmüşlerdir.
İlk zamanlar pkk bölgede köyler üzerinde etkinlik sağlamaya çalıştı.Daha sonra aşiretlerde pkk kontrolüne girmeye başladı.Marksist bir yapıya sahip olan pkk’nın söylemleri dindar olan bölge halkının tepkisine neden oldu ve halkın desteğini sağlamak için kürt milliyetçiliğinden dem vurmaya başladı.Pkk siyasi görüşünü zorla halka kabul etmek için beşikteki çocuğa bile acımadı.Gençleri dağa çıkarmak için zorladılar.Türk askerinin az olduğu ve ulaşmakta zorluk çekilen yerlerde vahşice katliamlar gerçekleştirdi.Kız ve rekek çocuklar dağa kaçırıldı.Kızların tekrar dönmemeleri için hemen hepsine tecavüz edildi.Fakir olan halkı dışarıdan gelen paralarla yanlarına çekmeye çalıştılar.Kadın, erkek, yaşlı ve çocuk demeden birçok kürt köyünü basıp insanları öldürdüler.Bunları görmeyipte barış barış diye sokaklara dökülüp pkk ve imralıdakini lider kabul edenler neden bunlardan bahsetmiyosunuz.Pkk’nın kirli oyunları ortaya çıkaranları kimler öldürdü?
Şimdi soruyorum “Pe ke ke kimdir? Benim ablamdır, benim dayımdır, benim amcamdır, benim abimdir.Kürtlerin de kendisine önder olarak kabul ettiği kişi Sayın Abdullah Öcalan’dır" diyen o çocuğa sen önce ablanı abini dayını iyi tanı diyorum.Önder kabul edilen kişiye bak.Yazıklar olsun çocuklarını bu zihniyetle yetiştirenlere, kendi milletine işkence yapanları şimdi destekleyen zihniyete yazıklar olsun.
Yapılanları görmeyipte bu ülkenin askerine TSK’ sına düşman edenlere yazıklar olsun.Ne olacak bu çocuklar toplum için büyük bir tehdit.
1984 yılında Eruh ve Şemdinli ’deki kanlı eylemleri ilk kim başlattı.
Mardin Ömerli, Başbağlar katliamı ve Şırnak baskınlarında ölenler kimler kürtler ve asker değil mi?Kendi milletine kurşun sıkacak kadar hain ve sefil olan terör örgütü şimdi kurtarıcınız mı oldu?
30.000 üzerinde askerimizin şehit olmasına neden olanları, 20 yaşına gelmiş yağız delikanlıları hain mayın tuzaklarıyla şehit edenler ya da sakat bırakanlar mı size barış getirecek olanlar?
Anadolu Selçuklu Sultanı 1.Mesud döneminde Denizli dağlarında yaralı olarak bulunan Haçlıların yaraları sarıldıktan sonra gemilerle ülkelerine gönderen Türk askeridir.
Osmanlı’da esirlere Allah’ın emaneti olarak yaklaşan askerler kimler??
Pkk köyleri basıp insanları öldürürken yanlarında Türk askeri vardı sadece!!
Onların torunları olan TSK mensuplarının erinden orgeneraline kadar hepsi vicdan ve mermamet sahibidir.Kimse onları yıpratma politikasına gitmesin.Yalan dolan haberlerle TSK’ yı kirletemezsiniz.
Barzani denilen adam Türkiye’nin pasaportuyla dünyayı dolaşıp saygıla karşılanmıyor muydu?
Kuveyt Savaşı sırasında yüz bin mülteciye kucak açan Türkiye değil miydi?
Kuzey Iraklıları ilaçlarını, suyunu, ekmeğini ve elektriğini ambargo döneminde Türkiye vermedi mi?
Türkiye’nin hak ettiği karşılık bu mudur?
Apolar, Barzaniler ve Talabaniler hep maşa olmuşlardır.Onların kendilerine ait bir kişiliği ve değerleri yoktur.Hep birileri tarafında yönetilen kuklalardır.Gün olur oyun içinde ezilirler elbet.Onları lider alan zihniyete kızmak yerine acıyorum.Zavallılar!!!
Kalleşce oyun oynayanlar hep kalleşliğe uğrayacaktır.
Türkiye hiçbir zaman zulümle terörle güçlü olmak istememiştir.
Bize ATAMIZDAN kalan şu söz Türkiye’nin ve Türk halkının karakteri haline gelmiştir.
"YURTA SULH CİHANDA SULH"
YORUMLAR
Ülkemiz üzerinde yıllardan beridir planlı ve sinsi oyunlar oynanmaktadır ve bu planlı sinsi oyunların başrol oyuncuları dış güçler,ayakçı takımları da içerde ki maşalarıdır.pkk ya baktığımız zaman ne ilginçtir ki Atatürk döneminde kürt isyanlarının çıktığı yörelerde ağırlıklı olarak faaliyet göstermektedir ve bunun sebebide açıkça bellidir,O bölgelerde ki enerji kaynaklarının (Atatürk dönemi kürt isyanları; o dönemlerde ne zaman ki Musul gündeme gelmişse özellikle ingilizlerin kışkırtmasıyla olmuştur)dış güçlerde ellerinde tutulmasıdır.Bugünde ağırlıklı olarak bu olanların arkasında Amerikayı açıkça görmekteyiz.
Bilgilendirici yazı olmuş,emeğine yüreğine sağlık,
saygılarımla
canımı sıkan birde ne var bilio musun zeytin dalım :) "işbirlikçi, vatan haini, hain, satılmış beyinler, yandaş medya" gibi samimiyetten uzak sözylemlerin beynimize yerleştiriliyor olması da canımı ayrıca sıkıyor neden etrafta böyle çoğaldılarki amip gibiler mübarek böllünerek çoğulıyorlar sanki di mi?
evet.. gündemin sürekli bilinçli olarak değiştirilmesi ve dikkatlerin hep farklı noktalara çekilip, kafaların karıştırılması noktasında şu anki yönetim hiç de yorulmuyor maşallah..
ama şu da bi gerçek, kökeninde çok basit olan şeyleri alabildiğine karmaşık hale getirip düzeltilmesi noktasında işin içinden çıkılmaz bir hale mi sokuyoruz..
en nihayetinde "ekonomik güç" kavramı hep göz ardı edilerek, içi boşaltılmaya çalışılan ama halk olarak hepimizin hassas olduğu noktalardan dem vurarak zaman kazanmaya çalışılması misal, anayasa değişikliklerinin ön görülmesi hem de değiştirilemeyecek maddeler üzerinden sürekli siyaset yapılmaya çalışılması, ya da bir türlü açamadıkları açılım tartışmaları etc..
ülkenin ekonomik gücünden bahsedecek olursak küresel bir krizin içindeyiz.. teğet geçeceği "hayaline" sahip yöneticelere sahip olmakla birlikte gerçekteki yansımaları hep göz ardı edilmeye çalışılmakta.. kalbur üstü kesim rahat biz bunu görüyoruz bunda bi sıkıntı yok zaten.. amma intihar eden orta ölçekli işletme sahipleri, kredi krtı borç batağına batmış sayıyısız vatandaşımız etc bunlardan kimsenin bahsettiği yok..
arkadaşlar ben yaşadığım ana bakarım.. eğer bu ülke bir takım yıkıcı güç odaklarının merkezi haline geldiyse bunun tek ve ana nedeni yıllardır sürdürülen ekonomideki yanlış politikalar-ekonomik bağımsızlığın olmaması ve elde bütçe açıkları-dışticaret açıkları- açıkllaaaarr,açıklaar - düşen büyüme oranları- haramzadelerin başını çektiği yolsuzluklar-üretimin durması ile pazarın ithal malı cennneti haline gelmesi- ve ülke gelinde böyle bir ortamda siyasal istikarı sağlamaya çalışmalar..peahhh diyorummm..
sözün etkili olduğu an artık ekonomik güçle doğru orantılıdır! bu hayatın gerçeğidir! ayaklar yere basılmalıdır! 7 senedir uyguladıkları ümüğümüzü sıkan politikalarla nereye varacaklar çok merak eder hale geldim her akşam tv de boy göseterip her yere hakaret yağdırmak marifetse halk olarak el değmemiş küfürleri de etmesini bizler de çok iyi biliriz elbet emme olmazki yakışmazki biz ar ederiz en azından ar etmesini bilenlerdeniz!
Yazı güzel, ama bazı kirli ilişkileri açıklayamıyor.Adeta görmezden geliyor.
PKKyı sadece dış güçler destekelmiyor görüşünüz doğru mesela, ama iç güçlerden PKK yı belki de kuran, ama mutlaka kullandığı açığa çıkan derin yapılanmalar var.
Bunlardan hatta PKK ya silah sevkiyatına dahi varan ihanetler içinde olanlar ile ilgili iddalar var açılan ETÖ davasında.
Düşünelim, bu Ergenekon terör örgütü davasında, silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmekten suçlanan kimler var?
PKK ve onun lideri APO ile daha Suriyedeyken sıkı dialog içerisinde olan, medyaya fotografları bile düşen Perinçek ve Yalçın küçük bu davadan tutuklu sanık değil mi?
Yine böyle ilişkileri olan bir örgüt davasında, geçmişte Jandarma Genel Komutanlığı yapmış bir paşa ve başka onlarca emekli paşa sanık konumunda değil mi?
Alt rütbelerden Albaylar, yarbaylar, binbaşılar, hatta bazı muvazaf askerler de bu örgüt davasından sanık konumunda değil mi?
Bu kişileri sanık durumuna sokan, haklarındaki suçlamaları iddianame şekilinde takip edip araştıran bu ülkenin yasal Mahkemeleri, savcıları, yargıçları değil mi?
Demek ki ciddi bir örgüt var ve askerin içine, yargıya, bürokrasiye ahtapot gibi sızmış. Büyük resim bunu gösteriyor.
Bu durumda sanki hiç bu devletin savcılarının iddiaları yokmuş gibi davranmak doğru değil bana göre.Asker içinde de suça karışan maalesef üst düzey komutan da dahil bazı kötü niyetli kişiler olmuş iddialar ispatlanırsa.
Ana kuzusu Mehmetçiklerin şehit olmasına benzemez bu durum.
Çok daha vahim bir duruma işaret eder şayet mahkemede aklanamazsa bu asker orijinli kişiler.
Mahkemelerin iddialarını doğrulayan tereddütlü bir çok konuyu da hepimiz biliyoruz.Vicdanları tatmin edecek cevaplarını vermek, milletin yüreğine su serpmek kurumların görevi.
Dağlıca Aktütün baskınlarındaki, baskın yeme durumlarını mesela netleştirmeliyiz.Özellikle çok üstün güce rağmen 25 yıldır bitirilemeyen terör belası hakkında bu derin yapılanmaların rolünü sorgulamalıyız.Toprağa gömülü silah ve mühimmatların nasıl birliklerden çıkarıldığını, nasıl farkedilmediğini milletin vicdanında açıklığa kavuşturmalıyız.Hatta hepsini bir kenara bırakın, Poyrazköyde hemen birliğin yanıbaşına gömülen silahların, nasıl olup da kötü niyetli kişiler tarafından kolayca, kimse görmeden oraya gömülebildiği açıkça bir zaaf değil mi?Gömülen silah ya da mühimmatı kimin gömdüğü, hangi amaca hizmet ettiği önemli değil.En gözde askeri birliğimizin yanıbaşına, o birlikten kimse farketmeden, gerektiğinde o birliğe de zarar verebilecek mühimmat ve silahların yaklaştırılabilmesi, gömülebilmesi bir zaafiyetler silsilesine işaret ediyor.Oraya asker de gömse zaafiyet, polis de koysa zaafiyet, çete de koysa zaafiyet değil midir?
Bu durumda aynı davadan sanık olarak yargılanan asker görevlilerin rolu olması akla gelmez mi?
Hasılı,Ergenekon terör örgütü davası sonuçlanmadan, bütün asker orijinli kişiler yargılanıp, hiç tereddüde mahal vermeyecek şekilde aklanıp beraat etmeden halkın vicdanı kani olmayacaktır.
Evet, TSK önemli bir kurumdur ama Türk Yargısı da önemli bir kurumdur.
Sanki balon iddialarlarla dava açılmış, mahkeme heyetindeki Cumhuriyetin Yargıçları da keyfe keder kararlar veriyormuş gibi davranmak, en azından her terör olayında Askeri suçlamak kadar abesdir.
TSK nın itibarını önce kendi personeli düşünmeli.Aralarında çıkabilecek suçluları şiddetli cezalara çarptırmalı.
Son eskişehirde askeri malzemeyi birlik dışına çıkarmaktan yargılanan Binbaşı Örneğin çok az ceza almış olması, bu cezanın da beş yıl kadar ertelenmiş olması düşündürücüdür.
Çıkartılan malzemeler arasında el bombaları, patlayıcılar ve silahlar da olduğunu önemle hatırlamamız lazım.
Kişisel kanaatim PKK ve diğer terör örgütlerinin kökünü, destekçilerini sadece dış güçlerde, ABD de, AB de aramak kolaycılığına düşmemeliyiz.
Bu dış güçler elbette bu fiillleri yapabilirler.
Ama bizim Türkiye olarak hep edilgen olmamız, böyle düşünmemiz tuhaftır."Yunanistan, ermenistan vb. bile3-5 milyonluk nufuslarıyla bizi içten karıştıracak faaliyetler içinde bulunabiliyorlar, biz 70 milyonluk dev Türkiye hep kuzu kuzu kendisini tırmalamalarına izin veriyor." şekllindeki baştan edilgenliği kabule den, daha çok da aşağılık kompleksi yüklü bu yaklaşım yanlıştır.
İçeriden bu tür derin yapılanmaların desteği hatta kontrolü olmadan bu kadar uzun süreli bir terör örgütünün dayanabilmesi, en azından ülkemizin, ordumuzun gücüyle çelişmektedir.
BU yüzden Rusya, ABD PKK yı kurdurdu tezi bana biraz örtbas etme gibi geliyor.
Öyle olsaydı bugünlerde Ergenekon örgütünden yargılanan bazı kişilerin Rusyayı kapı komşusu, elini kolunu sallaya sallaya gidebileceği bir kapı yapamamalıydı.Örgüt yöneticileri, Rusyayı da içine alan Avrasyacılık ideolojisine sarılmazlardı.
Oysa üst düzey yöneticilerinin, hatta asker kökenli, emekli paşa olan sanıkların dahi Rusyaya sahte pasaportla girip çıkabildiği düşünüldüğünde, PKKyı kurduran Rusyanın PKK ile savaştığı söylenen örgütlerle ne işi var böyle sıkı fıkı sorusunu sorabilmeliydi düşünen beyinler.
PKK yı kuran ve kullananların içerisinde, bu ortaya çıkan derin yapılanmaların varlığını artık örtebilmek çok zorlaşmıştır.
Silah ticareti, alınan komisyonlar, bölgeden yapılan uyuyşturucu ticareti ve korkunç uyuşturucu rantı, çeşitli çıkar ve suç örgütlerini birleştirebilmiştir anlaşılan.
Bu amaç için de ana kuzusu Mehmetçiklerimizi, şehitlerimizi kullandıkları ortadadır.Terörün sürdüğü, devletin ve kurumlarının gücünü, varlığını hissettiremediği bir coğrafyada her türlü ticaretlerini daha kolay yapabilecekleri bir ortamndır, kaos ve kargaşa ortamı.
Son olarak, uzun süredir ülkemizde faili meçhul karanlık suikastlerin düzenlenmediğini düşünelim.
Ben bunu, yakayı ele veren derin çetelerin dağıtılmasına, henüz dışarıda kalanlarının da yeraltına inip kendilerini, unutturmaya çalışmalarına bağlıyorum.
yazı çok iyi olmuş. tebrikler. bir katkı da benden olsun. pkk'nın basıp katliam yaptığı köylerin tamamı 1915 olaylarında ermeni çetecilere teslim olmayan, onlarla mücadele eden köyler. (detaylar için Ümit Özdağ'ın Pusu ve Katlimaların Kronolojisi adlı eserine bakınız) sizce de bu bir tasadüf müdür?