- 1811 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
MÜMKÜN OLMUYOR ÜZGÜNÜM
Canım merhaba.Biliyorsun yokluğuna dayanamadım.Senle ilgili ne varsa her saniye aklımdaydı.Yaşamak zorlaştı bu şehirde.Rüyâlarıma girdin hatta"yapma böyle görmek burda huzursuz ediyor"beni demiştin.
Düşündüm,seni düşünmeden gececek bir yer,ayaklarımın sana götürmediği bir yer var mı?
Sonra bir sabah uyandım,ilk uçağa binip uzaklaştım buradan kilometrelerce uzağa.
Son defâ uçakta seninle olmak istedim.Belki bu bulutların birinin ardındadır,ben görebilirim sandım.Ve belkide senin orada olduğunu bilseydim...Neyse sen sevmezdin böyle konuşmalarımı.
İndiğimde sessiz,gözünün alabildiğince yeşillik bir şehirdeydim.Yağmur o kadar şiddetli yağıyordu ki içimden"git aklımdan seni unutmaya geldim buraya"derken,yağmurla ağlıyordum,elimde bavulum.
İnsanların dili yabancıydı,yüzler hiç tanıdık değil.Mekânlar seninle olduklarımdan farklıydı.Yemekleri bile seninle yediklerimizden çok farklı.Dillerini bilmediğimden senin onlara anlatamazdım ya?Mekânlar da senin oturduğun yerlerede oturamayacaktım ya?Unutacaktım seni.Yeni bir ülkede,farklı bir şehirde.
İlk gece yorgundum birtanem,öyle derin uyumuşum ki;rüyâmda gördüm mü görmedim mi hiç hatırlıyamıyorum.Sabah uyandığımda,penceremde yağmurdan ıslanmış bir alaca güvercin.Islanmış nasıl titriyor anlatamam tatlım.Hemen açıp penceremi içeri aldım."Penceremi" bak şimdiden benimsedim galiba bu yeri,bu evi:))Tuhaf sevdiceğim.
Havluyla hafif hafif kuruladım,beslemeye çalıştım.Hareketlendiğini görünce mutlu oldum.
Ben de acıkmıştım,onunda yiyebileceği birşeyler hazırlamam lâzımdı canım.
Hemen yağmurluğumu giyip,koşarak indim,ahşâp basamakları.Kendime önce ekmek,beyaz peynir aldım.Domateslerin yanına gittiğimde durakladım.Elim varmadı almaya."sen alıştırdın,sabahları kahvaltıda domates yemeyi sevdim sayende"sözlerin önce aklıma düştü,sonra yaş olup doldu gözlerime.
Sabah pencereme sığınan misafirimede buğday aldım. Eve döndüğümde kanepeye çıkmış,biraz daha iyi görünüyordu.
Çayımı demlerken,Onunda yemini önüne getirdim.Yemeğe başladı,arada suyunu yudumladı.Masamı camın önüne hazırladım.Yağmur biraz azalmıştı,toprağın kokusu o kadar yoğunduki,odama doldu adetâ.Son defâ seni yolcu ederken,yağan yağmurda bu kadar genzimi yakmıştı toprağın kokusu...içim yine buruldu sevdiceğim affet..
Misafirim açık olan pencereme uçup kondu,gözlerime dolan ama akmasına müsade etmediğim yaşlarıma bakarcasına,döndü bana ve uçarak uzaklaştı.İşte yine yalnız kaldım.
Aradan haftalar geçti,buradayım.Hep kendimleyim,yürüyorum,geziyorum,yeni yeni yüzler görüyorum.Bir an birilerini sana benziyor mu diye bakıp düşünürken irkiliyorum.
Kızma sevgilim..İnan unutacağım,daha az düşünüp,daha az hatırlatan şeyler olacak burada,sadece zaman,birazcık daha zaman birtanem.
Hem biliyor musun?Burda şarkılarda farklı dilde,ne anlatıklarını bilmediğimden ağlamıyorum dinlerken.Kimi zaman yerimde ritme uyduğumu farkedince,gülümsüyorum.Galiba olacak,unutacağım.Unutmasamda seyrelecek hâtrıma düşüşlerin,mis kokulu yârim.
Şimdilik bu kadar yazacaklarım.Yine yazacağım en kısa zamanda sana.Bİliyorum adresin yok,ama eline gececekler birgün.Tıpkı senin bana yazıp çeyrek asır biriktirip,bir sabah kolilerle kapıma yığdığın mektuplar gibi..
SENİ SEVİYORUM...
NOVAN..