GİTMELER MECBUR
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhûle giden bir gemi kalkar bu limandan
Yahya kemal beyatlı nın bu şiirini okuduğumda yüreğime gitmeler düşer mecburen gidenler
giderler bir daha dönmemek üzere.
Oysa gidenler biliyordur kalpten sevenlerin içli yakarışlarını,yapmacık olmadıklarını
insan sarrafı olduğu gibi ,kalp sarraflarıda vardır mutlaka, iki damla yapmacık gözyaşıyla ,yürekten akan gözyaşını ayıracak bir sarraf.
İnsanı okumakta diyorum ben buna Tabiatı okumak , çocuk yüreğini okumak .Biz büyükler büyüdüğümüz zaman unuturuz çocukluğumuzu ve gençliğimizi
başlarız söylenmeye(ben senin kadarken)sonu gelmez artık o kuru boş sözlerin oysa onlara yaklaşabileceğimiz tek yolun sevgi,anlayış,hoş görü olduğunu.
Hoşgörülü olmak için hür olmak gerekir. Ezilenler, hoşgörülü olamazlar.Mevlanada hoşgörülülükte deniz gibi ol diyor hayatımıza bu sözler ne kadar yansıyor
ve biz ne kadarını uyguluyoruz; kendimize sormamız gerekli değilmi anlayışsız , mutsuz bir toplum olduk şikayet eden; ama hiç birşey üretmeyen bakın gitmelerden nerelere geldim.
Konuyu aslında bir yere bağlıcam da yüreğimden derin yaralayan anlayışsızlığımızı biraz irdelemek istedim mecbur gitmeler diyordum seviyorsun ama gidiyorsun severek ayrılıyorsun.
Çünki toplumun duvarına tosluyorsun.......
YORUMLAR
Eğer sevgi hakiki ise gitmler olmayacaktır hayatta. Yüreğinden ayrılabilir mi insan? Onu kopartıp atabilir mi? Ve sevgi her zorluğu aşmalı diyorum. Yalnız görünen değil onun dışında devasa bir mana aleminin varlığı ve aslında herşeyin o alemde olup bittiğini hatırlarsak bizler birer aktör bu dünyada. Senaryo ise hayattır. Tek yapabildiğimiz ise cüz-i irademizle rolümüzü iyi ya da kötü oynamak... Nerelere sürükledi beni bu kısa ama içten yazın. Tebrikler ve teşekkürler CANIMCIM...