- 814 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
Seyr-i Yaşam
- Hala ne bekliyorsun yazmak için?
- İlham…
- Her zamanki gibi kalemi tutmaya üşeniyorsun değil mi? Yaşamı pencereden seyretmek daha kolay geliyor sana. Tıpkı benliğinden kaçmak kolay geldiği gibi…
- Yaşam durdu sanki…
- Bak! Yaşam orada devam ediyor. Yaşamı burada durduran sensin.
- Durması gerekiyor zaten…
- O kadarına karışamam. Keyifli mi bari?
- Keyifli mi? Homm!… Kayalara vurdukça dalgalar, yüreğimde bir şeylerin kıpırdadığını hissediyorum. Dalgalarda yüreğim gibi hırçın… Sonra gözlerimi uzaklara dikiyorum. Uzaklara çok uzaklara. Alabildiğine mavi, sonsuzluğu çağrıştırıyor. Gökyüzü ve deniz mutluluk kokuyor.
- Gökyüzü ve deniz senin bu halini izleyip gülüyor olmalı.
- Sen ne anlarsın odun!
- Tamam karışmıyorum. E anlat sen, dinliyorum.
- Hem anlatmamı istiyorsun, hem de içine ediyorsun! Ne demiştim en son?
- Deniz, gökyüzü, mavi diyordun…
- Evet, hatırladım şimdi. Burada mutlu olmak için hiçbir engel yok. Arkada kocaman dağlar, yemyeşil entarisiyle ev sahipliği yapıyor. Önünde seyredilmeyi bekleyen deniz. Huzur dolu…
- Ya arkada bıraktıkların?
- Anı yaşamayı bir türlü beceremedin.
- Anı yaşarken bazı şeyleri de düşünmek gerekir. Nereye kadar böyle!
- Rahatlayana kadar…
- Sen zaten huzurlu değil misin?
- Susar mısın?
- Niyeymiş?
- İzlemek istiyorum, baş başa kalmak istiyorum.
- Hayat bunlardan ibaret değil.
- Hayat nelerden ibaret değil ki?
- …
- Şu kayayı görüyor musun?
- Evet?
- Kalbinde aynı o kaya gibi yosun tutmuş!
- Ne demek istedin?
- Boşver…
- ?
- Düşün anlarsın belki…
- …
- Hani bazen insan alıp başını gitmek ister çok uzaklara. Neresi olursa olsun. Sadece gitmek ister. Genelde de sahil kenarında küçük bir kasaba düşlenir. Neden illa deniz isterler? Sen bunu bile düşlememiş, bunu bile merak etmemişsindir.
- Sen sorana kadar düşünmemiştim hiç. Orada mutlu olacaklarını düşünüyorlardır.
- Neden orada işte?
- …
- Dalgaların sesiyle uyanmak, denizle sevişmek, güneşle kavrulmak, rüzgarlar düşüncelerini salmak isterler. Huzur dilerler.
- Bu mudur?
- Sana göre yaşam hep iş midir?
- Olması ne gerekiyorsa o’dur.
- …
- Daldın gittin.
- Şurada uyumak, burada uyanmak istiyorum. Karmaşıklığa karışmak istemiyorum. Mutluyum, ruhum tüm gücüyle haykırmak istiyor.
- Neyi?
- Boşver.
- Neyi be kadın neyi?
- Yalnızlıkla gelen mutluluğu.
- Huzurlu yalnızlık diyorsun yani.
- Seyr-i yaşam diyorum.
- Hımm. Bu arada kavrulduk güneşin altında.
- Gelmeseydin benimle.
- Hey Allah’ım! Sen, hayat diyordun. Konudan konuya atlıyoruz.
- Bilmem garip geliyor. Doğ, yaşa, öl… Doğduk, yaşamaya çalışıyoruz şimdi. Hep bir sorun var. Onları çözmeye çalışıyoruz, çözünce keyif alıyoruz. Sonra yine sorun çıkıyor bu sefer ağız dolusu küfür ediyoruz. Hiçbir sorun olmazsa monotonluktan şikayet ediyoruz. Doyumsuzuz… Vesayre vesayre…
- Haklısın.
- Dalgalar şiddetlendi. Onlarda katılıyor olmalı bu söylediklerime…
- Seni Seviyorum.
- Ne dedin en son? Anlamadım…
- Dalgalar dedim…
- N’olmuş dalgalara?
- Sesimizi bile duyurmaz oldu.
- E v e e e t.
- Hadi kalk gidelim.
- Hadi
Ağustos 2009
YORUMLAR
Kayalara vurdukça dalgalar, yüreğimde bir şeylerin kıpırdadığını hissediyorum. Dalgalarda yüreğim gibi hırçın… Sonra gözlerimi uzaklara dikiyorum. Uzaklara çok uzaklara. Alabildiğine mavi, sonsuzluğu çağrıştırıyor. Gökyüzü ve deniz mutluluk kokuyor.
Hani bazen insan alıp başını gitmek ister çok uzaklara. Neresi olursa olsun. Sadece gitmek ister. Genelde de sahil kenarında küçük bir kasaba düşlenir. Neden illa deniz isterler? Sen bunu bile düşlememiş, bunu bile merak etmemişsindir.
Neden illa deniz?....
--Kayalara vurdukca dalgalar ,yüreğimde bir şeylerin kıpırdadığını hissetmek için.
--Hırçınlığımı dalgaların sırtına yüklemek için
--Bakışlarıma,olabildiğince uzaklara/mavilere salabilmek için
--İyot kokusunu ciğerlerime doldurup,gökyüzünün sonsuzluğunda kalbolmak için
--Bir ayağım su da,bir ayağım kumda gezebilmek için
--
--
Yetmez mi? ya da değmez mi?
Saygılar
..Korkarak yaşıyorsan yalnızca hayati seyredersin..
yorgun gelmiş belli ki kadın dünyaya, kimse bilmez..
sonsuzluk onun olsa, fayda etmez..
öyle bir derde düşmüş ki, hiç sorma..
katlanmak zor gücü yoksa..
şebodan ilişkilendireyim dedim yazını haddim olmayarak ama:)
okumak keyifli ve güzeldi..
sevgiyle kalın..
Yazıyı ilk okumaya başladığımda yazıda konuşulan kişi bir erkek dedim ta ki oduna kadar işte orada emin oldum.Kesinlikle bir erkek.Kadının susuşu bile bir konuşmayken erkeğin bunu manasız görüşü,sözcüklerden hiçbir anlam çıkaramayışı hep süre gelen mevzu.Yazınızı çok beğenerek okudum.Tebrik etmek istedim.Cümleler gerçeğe o kadar yakın ki......