- 748 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
HASTALIK (( yanlızlık))
Öylesine küsmüştümki hayata birde aşka artık gülmek için neden aramaya bile neden bulamıyordum
tüm zamansızlığımla zamana ayak uydurmaya çalışıyordum sadece senaryosunu başkalarının yazdığı
kısa bir film’di ömrüme sığdırdığım ayrılıklar , kan kızılı perdeler ve bomboş koltuklar alabildiğince koyu ve soğuk bir oda
önceleri kendimle başbaşa kalmak zevk veriyordu bana dahada bir değerli hissediyordum kendimi
şimdi ise içimdeki derin çukur beni gitgide karamsarlığın kollarına atıyor kendimi yanlız hissetmemi sağlıyor
aslında çevremde okadar çok insan varki hepsi bana değer verir sever duygularıma güvenir ama kendimle başbaşa kaldığımda yüreğimi kemiren bu yanlızlık duygusu silip atıyordu bütün dostların izlerini birşeyler eksikti sanki hayatımda
gülüyordum ağlıyordum geziyordum eğleniyordum seviyordum seviliyordum hatta aşık oluyordum ama nedense birtürlü "AŞK" olamıyordum..
peki ama kimin emanetiydi gözkapaklarıma oturmuş intihar kelebekleri ? her göz kırpışımda gözbebeklerimi jilet gibi kesen bu yanlızlık duygusu ve onun yüreğimde bıraktığı derin sessizlik kimin hediyesiydi,bir insan kaç kere ölebilirki
hiç doğmadan ? yada kaç insan aşık olabilir hiç ayrılmadan ? belkide hayatımın akışını değiştirecek cevaplar bu soruların içinde gizliydi "bizler Tanrının yarattığı doğuştan yanlız olan aşıklarız" dışardan bakılınca şizofrenik bir hasta gibi görünsede bazılarımız aşkı tek başına yaşamaktır ortak yanımız..iyi ama nereye kadar devam edecek bu tekbaşınalık
Aşk denilen şey nerdeydi neden göremiyordum bir türlü yoksa çaresi yokmuydu bu hastalığın..
anladımki; görmek için bazen sadece bakmak yetmiyormuş
nehirlerin terse akamadığı gibi bugün yaşıyamıyoruz dünleri ve hep zamana yeniliyoruz bide bunlar yetmezmiş gibi kitliyoruz kalbimizin kapılarını üzerine çiviler çakıyoruz ,küçük bir oda ayırıyoruz kendimize kendi mutsuz dünyamızda perdelerini sımsıkı kapatıyoruz hayata ordan bakıyoruz güneşin o pencerenin ardında olduğunu bildiğimiz halde perdeyi açmaya cesaret edemiyoruz mutsuzluk aslında bizim iç dünyamızda yarattığımız hayali bir düşmanmış yıllardır kendime verdiğim savaşlardan neden hiç galip ayrılmadığımı şimdi çok iyi anlıyorum, kalbimde ateşler yanarken neden hep karanlık kaldığımı çok iyi anlıyorum YETERİNCE AŞKA TESLİM ETMEMİŞİM kendimi
kalbimin kapılarını dünyaya açtığımda farkettim içeriye sızan aydınlığı ve dost bir kalbin yüzümde yarattığı sıcaklığı
ona her seni seviyorum deyişimde içimden yeni kapılar açılıyor yaşama dair,gözleriyle her buluşmamda yerinden fırlayacak gibi oluyor sabırsız kalbim,dudaklarımda alışık olmadığım cümleler dökülüyor ,ağlamaya ayırdığım vaktimi ona ayırdıkça bir mum daha yakıyorum karanlığıma ve günden güne aydınlanıyorum,
bence hayata herzaman bir fırsat daha vermeliyiz herzaman bir açık kapımız mutlaka olmalı çünkü aradığımız şeyi herzaman ilk bakışta göremeyebiliriz burnumuzun dibinde de olsa onu farketmemiz zaman alabilir unutmayınki her zehirin bir panzehiri vardır ben kendi panzehirimi buldum bugünlerde yeniden doğmuş gibiyim
(kalbimdeki aşk’a selam)darısı sizin başınıza...
ayaklarınız toprağa değiyorsa eğer elinizi kalbinize sımsıkı bastırın yanlız değilsiniz orada mutlaka sizi izleyen biri var
tüm doğuştan yanlız olan dostlara Allah yardım etsin ne diyim.