- 471 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Oniki Ayın Birinde
Tehlikeli yolun başındayım, yanımda küçük bir söz: seni sevdiğimde ağlıyorum… Diyebiliyorum içimden az geçse de, bazen oluyor işte içten-içe kıyılmalar. Haykırmalarda buluyorum kanayan yaralarımı ve sarsan diyorum içimdeki ayrılığı, öyle işte! Gün geldi de ayrılmayı sevdim sende, çünkü sevgilim ayrılmak içinde sevmek gerekiyormuş, ayrılmak içinde en az ölmek gerekiyormuş, ölmek içinde cesaret işte! Tehlikeli yollardayım, her yanım puslu haritalarla dolu, yüzün bazen ıhlamur çiçeklerine bazense bir bebeğin ilk ağlayışına benziyor.
Bir ses bekliyorum senden en çok duymak istediğim bir ses, adımın dilindeki süzülüşü mesela; çok uzaklardan gelen ilahi bir ses gibi içime doğan his mesela... Oniki ayın birinde kaybolacağım bu dünyadan ve senden, her şeyden. Bir gün ne olursa olsun tutacağım ellerinden, terleyinceye kadar. Yinede senin için sevdiğim diyeceğim, sevildiğim de… Öyle çok isteyeceğim ki senden daha çok uzaklaşmayı, ölmeyi mesela… Evet, ölmeyi! Gideceğim buralardan Oniki ayın birinde, çok uzaklara hiçbir canlının göremediği yere. Ve bekleyeceğim seni orada, her şeyin en güzelini sunacağım gelişinle ruhuna. İnanıyorum bir gün gideceğim ve bekleyeceğim seni oniki ayın birinde.
Tehlikeli yollarda yorulurum, sırtımı sadece sana yaslarım. Bazen yürümek hiçbir şey ifade etmiyor. Yüreğinden gelen o hislerde olmasa, inan yol yakınlık olmuyor! Gittiğim yer sevildiğim yer diye düşünmedim hiç, sevdiğim yer olsun istedim. Sevdiğim çünkü en çok benim sevmem gerekiyor seni, yoksa ezilirim-kaybolur giderim…
Benim sözüm kendime en çok dokunmadan sevdiğim o gül kokulu tenine. Takvimlere bakıyorum da mevsimlerin ikincisindeyim, aylardan beşincisinde ve seni sevdiğimin yirmiyedinci yılında…
İçimde yeni bir gün doğarken hiç kolay olmadı anılarımı bir gün daha eskitmek. Kıyamet kopsaydı eğer, yanmazdım bu kadar… Ağlamazdım! Yüreğim kirişlerde gömülü hazine gibi… Kambur gibi dokunduğun yerler, fark ediliyor.
Tehlikeli yollardayım, duyduğum bir ses, zaman: onbirinci ayın ondokuzu… Seni sevdiğimi söyleyebiliyorum hiç çekinmeden, ah etmeden. İçimi yakan teninin içinde gizli, yüreğin diyorum/ ben en çok onunla karşılaşacağım anı hayal ediyorum. Duymak istediğim bir ses senden, bağırıp-çağırsan ona da razıyım. Bilmiyorum daha ne kadar daha varlığından uzak yaşarım, inan bilmiyorum. Bir gölge çarpıyor bedenime, paramparça kalıyorum. Yaşamak diyorlar nefes alıp-vermelere/ oysa yaşamak bu mu?/ bazen yaşıyorum bende herkes kadar, bazen işte! Ama bekliyorum… Unutma!
Bilmiyorum daha ne kadar daha beklerim seni. Oniki ayın birinde gelsen diyorum, yaralarımı sarsan…
Emre onbey
YORUMLAR
ayrılmak içinde sevmek gerekiyormuş,
_______________
Çok duygusal bir anlatım, dört bir yanından sevgi ve özlem sızmış sayfaya ve ordanda akıyor okuyanın yüreğine.
Ne güzel bir tarif bu böyle,,, seven ayrılmaya ne yazık ki ta baştan gebe.
Sanki gönül sevince 'ayrılık' içine bir anlaşma imzalıyor.
Acaba yeniden buluşmak nasip olacakmı?
Yüreğini dağlayan sevdasının hasretiyle yaşamaya neden mecbur?
Sorular sorular ve cevapsızzzzz BOŞ zarflar.
.
Çok beğendim Emre, Kalemin daim olsun dileklerimle, kal muhabbetimle...