- 1056 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
SUYUN SANATLA DANSI
SUYUN SANATLA BİRLEŞMESİ,SULARA ÇİZİLEN RENKLER :
Mavilikler içinde yemyeşil bir adaydı O ama ben gökkuşağının peşindeydim.Ta ki gökkuşağının aslında bir illüzyon olduğunu anlayana,gökkuşağı üzerime yıkılana ve ben altında kalana kadar.
Tüm o ağırlık altında çırpınırken, can verirken kuruldu O’nun limanları bana. Bir can simidi, bir filika gibi uzandı ve kendimi yeniden nefes almaya başlamışken buluverdim o sonsuz mavilik yeşillik içinde.
‘ uzun zamandır internette görüşüyorduk. Yüzünü bile görmemiştim henüz resmi dışında. Soyadını bile bilmiyordum. Bir gün, bir ara tatil zamanı, garip bir tesadüf oldu. Güzel bir rastlantı. Yaşatası bir şey. O ana kadar benden her şeyini gizliyordu ve kuzenimin eski bir arkadaşı olduğunu öğrenmemle değişti her şey. Artık kim olduğunu biliyordum. O da şaşırdı tabi buna,hafif bir utanç duydu. Sonra bana güvenmeye başladı. O güne kadar bir dakika olsun yüzünü göremediğim , bana kamerayı hiç açmayan O’nunla doğdu güneş. Güzeldi ve uzun zamandır ilk defa gülümsemiş, ilk defa rahat uyumuştum.’’
Artık adadaydım. Çok uzaktı dünkü hatırlanmayansılar. Ben dolaştıkça adanın renkleri içinde, O daha da renkleniyordu. Her gün yeni bir keşfe çıkıyordum derinliklerinde. Hiçbir gün eksik kalmıyordu. Daha bir sarmaşıklaşıyor dalları, daha bir büyüyor, daha bir çoğalıyordu. Yüreğimi parçaladığım ellerimde artık çiçekler canlanıyordu O’nun sunduğu. Küfre düşmüş dilim şarkılar söylüyordu,kendi kalemini kırmış parmaklarım şarkılar yazıyordu. Uslanmaz bir ozan olmuştum ve O dinledikçe renkleniyordu.
‘’ sonraki günler hep kameradaydık. Telefonlar susmuyordu hiç. Arada yol çok uzundu ama mesafeleri kısa ediyorduk. Hep yanındaydım sanki ve yanımdaydı. Sadece dokunmak uzaktı. Bir gün eksilse sesi , yüzü… bir yıl gidiyordu ömrümden. O uyumak için benden her gece şarkılar şiirler masallar dinlemek istiyordu. Masallar yaratıyor , şiirler yazıyordum her gece. En detone ses ben dünyaca ünlü bir şarkıcı olmuştum telefonda O’nun kulağına. ‘’
Bazen amansız bir fırtına esiyordu O’nun kıyılarında. Göğsümü parçalıyor setler örüyordum. Setlerim ardına gizleniyordu,suyun saflığını taşıyan beyaz kumsalında. Yağmur oluyordu göğü,ben yangın oluyordum. O boşaltıyordu bütün yangınını bana geriye benden kül kalıyordu. O gülümsüyordu.
‘’ne garip diyordu… daha dün bir işim olacağına bile inanamıyordum. Şimdi hem işim var, hem de … Bir çok anlam yüklenebilirdi bu ikinci hem de’nin ardına. Güzel anlamlar. İş stresi başladı sonra O‘nun. Alışamıyordu,yapamıyorum diyordu. Hep hüzünlüydü,hep stresliydi. Ağlıyordu , ben parçalanıyordum. Gülümsemesi için savaşıyordum ve O gülümsedikçe ben güçleniyordum. ‘’
Büyüsündeydim. Arasındaydım renklerinin ama dokunamıyordum. Ve sonunda zaman uydu, en güzel keşfine çağrıldım adanın derinliklerinin. Renklerine dokunmaya yola çıktım. Orada bayram yeri oldu yüreğim,daha güzel koktu çiçekler. Parmaklarımla temizledim yapraklarından göğünün yaşlarını. O beklerken gecenin koynunda sabahı, ben onu izledim güneşe kadar, onu güneşle uyandırdım.
‘’ sonunda gidebildim yanına. Beni otogarda karşıladı. Zaman durdu o an dünya durdu, durdu etraftaki her şey, ben yok oldum, bir O kaldı orada. Değişilebilir bazen en güzel zevklere bir bakış, bir anlık zaman. Öyle bir gündü. Sabahın olmasını istemiyordum, çırpınışını izlerken ellerinin beyaz kanatlar gibi uykusunda. Parmaklarımla silebiliyordum gözyaşlarını. Dünya yaşanası bir yerdi, güzeldi.yanında olmak, her dakika doğmak gibiydi. ‘’
Sonra bir deprem oldu. Aniden. Daha ne olduğunu anlamadan ben. Üzerime yıkıldı birden tüm setlerim,tüm o güzellerin kalıntıları. Soldu tüm renkler,ada karardı,kör oldum. Dilim tutuldu. Yüreğim durdu. Tüm kokuların bana sunan ada, nefes vermez oldu. Kirlendi her şey. Yüreğim öldü.
‘’ her şey aniden oldu. Birden bire çıktı hayatımdan. Tüm sorularımı yanıtsız bıraktı. Şiirlerimi şarklarımı dinlemeden uyuyamayan O , sesimi dinlemez oldu. Her kelimesi bana büyü olan , konuşsa kurşun gibi sözler oldu.
Her şey birden değişti.
O birden değişti.
Soluksuz kaldım,içim parçalandı.
Tüm yüreğim ve ne varsa içinde güzel olan,yandı.
Kör oldum.
Dilsiz oldum.
Her şey ve O birden değişti.
Canlı bir cenaze oldum.
Gömenim yoktu. ‘’
Sonra sürüldüm adadan. Sebepsiz hüküm giydim. Fırtınasındayım şimdi, O’na giden okyanusların.ne kadar dönüp bakmaya çalışsam şimdi ardıma, vuruyor boynumu. Renklerini ben göremez oldum.
Ben parçalanıyorum fırtınasında okyanuslarının, dalgalar O’na ulaşmadan bende dağılsın diye.
Hayat durdu.
Zaman durdu.
Ve bu sefer her yer karanlık.
Karanlığa karışıyorum.
‘’ bir sanat dalı vardır. Suya resim çizilerek yapılan. Renkleri suyla,suyu kağıtla birleştirirsin. Ben daha değmeden kağıda tüm renkler dağıldı.
Ben
O suda boğuluyorum. ‘’
YORUMLAR
EBRU SANATI BU...
SEN RENK SİN,SEVDİĞİN KAĞIT SU DA YAŞANAN DÜNYA...
DİLİM VARMAZ,KAĞIDI SUÇLAMAYA, NEDE OLSA O GÜZEL HİSLERİ UYANDIRIP KALEME DÖKTÜREN, ŞAPKA ÇIKARTILIR KARŞISINDA...SU YA GELİNCE SAFTIR O...KİRLETİLENE KADAR BAŞKALARINCA...RENKLERE HİÇ SÖZ ETMEYE HAKKIMZ YOK...BÖYLESİ DUYGULARI YAŞAYAN O, VE İFADE EDEN..O....SELAMLAR DEĞERLİ KALEM...TEBRİK EDİYORUM YAZINIZI...