ŞÜKÜR
Bizler dünyada Allah’ın bize bahşettiği nice güzellikle birlikte yaşamaktayız. Dünyadaki en üstün varlık olarak yaratılan bizler o güzelliklerden tat almakta, onları kullanmakta, hatta bazen onları fark etmemekteyiz. Hayatımızda bu kadar fazla yer alan güzellikleri, nimetleri, değerleri neden görmezden geliyoruz? Neden onları bize veren yüce Allah’a sonsuz şükürlerimizi dile getirmiyoruz?
Günlük hayatımızda çokça yaptığımız şeyler vardır. Hatta hayatımıza o kadar yerleşmiştir ki fark etmeyiz bile. Örnek verirsek; günde ne kadar su içiyoruz? Sabah bir bardak, öğlen bir bardak daha, sonra yatmadan önce bir bardak daha… Bir de gece susuzluktan kavrulduğumuz zaman bir bardak daha içeriz. Ve bunların aralarında birer bardak içeriz. Peki, ama kaç bardakta bir o suyu bize lütfeden Allah’a teşekkür ederiz? Belki de aklımıza bile gelmiyor. Oysaki yaratılışında bile bir mucize olan ve bir yanıcı ile bir de yakıcı elementten meydana gelen ve söndürücü bir madde oluşturan bu nimetin değerini neden anlamaya çalışmıyoruz?
Ya da nefesimizi ele alalım. Bir saat içerisinde kaç kere nefes alıp veriyoruz? Belki milyon, belki milyar kere. Belki de daha fazla. Peki, aldığımız nefesi geri veremezsek? Ya da tam tersi nefes alamazsak? Düşünmesi bile insanı ürküten bu manzara karşısında ne yapabiliriz ki. Hele âlemde her şeyin sahibi, yaratıcısı, hâkimi olan Allah bize böyle bir şey bahşetmiş olmasaydı.
O halde neden daha fazla bekleyelim? Âlemde canlı cansız her varlık Allah’ın adını zikredip dururken, onlardan daha üstün olarak dünyaya gelen biz insanlar, içtiğimiz her damla suda, aldığımız ve verdiğimiz her nefeste, attığımız her adımda, yuttuğumuz her lokmada neden Allah’a teşekkürümüzü eksik edelim? Ona şükrümüzü neden daha fazla geciktirelim?