- 876 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Umut istasyonu
Trende ki görevli bana yaklaşıp;
-Hanımefendi siz nerde ineceğinizi tam olarak belli etmemişsiniz,nerde ineceğinizi öğrenebilirmiyim...
gözyaşlarımın hizasında gözlerimi yukarı çekip"son durak"dedim.
-Ama son durak...
konuşmamı bölen kırık hıçkırıklarla peki "umut istasyonunda ineceğim"dedim.
görevli yanıma oturup;
-Anladığım kadarıyla siz cok uzaklara gitmeyi planlıyorsunuz...belki biraz fazlaca hadimi aşacağim ama hiç kimsenin cezası terkedilmek olamaz.
-Ama beni terketmiş birinin cezası sizce terkedilmek değilmidir...
-O sizi bir kere terkedip gitmiş size dğşen onun caldığı mutluluk parcasından sizin yeni bir parça bulumanızdır siznde kalan parçaları darmadağın etmek değil...
beni birazcıkta olsa yatıştırmış
istediğini elde eden küçük cocuklar gibi gözyaşlarımı yara içindeki ellerimle sildim.Görevliyi biraz sonra bir yolcu cağırdı ve derken uyumuşum ben..
ve biraz sonra ne oldugunu anlamadığım bir gürültüyle göz kapaklarımı açtım.herkez bir panik içerisinde,bir yerlere koşup bir şeyleri kurtarma peşinde
bense yerimde oturmuş umut istasyonunu beklemekteyim...
yanımdan gecen bir bayana
-Pardon umut istasyonuna yetişmedik mi?
"umudu bırak ölüm istasyonuna az kaldı....ve tam o sirada derken birden tepe taklak döndüğümü hisettim...ve en son başımın bir yerlere carptığını hisssettim..gözümü kırık bir sedyenin üstünde actım...bir taraftan sedyenin ayaklarını tutan bir taraftanda bana yetişmeye calışan bir sima görüm...ama dayanamayıp tekrar kendimden gecmişim gözlerimi actığımda umut istasyonunu gecmiştim hatta ellerimin arasında bir umut eli ve gözlerimin içinde umuda ışıldayan bir göz vardı.beni terketmek isteyipte yapamayan bir yürek vardıkarşımda nihayet um.umut istasyonuna varmış ve mutluluk duragında inmiştim..aslında pek başarılı olmadığımı biliyorum bu hikayemde ama benim için cok değeri var sizlerle paylaşmak istedim nasıl şarap eskidikce değeri artar bu hikayemde öyle...