’Ve doğru yolu gösterme işi Allah’a aittir,halbuki kötü yollarda vardır.’ (Nahl/9)

Dünyada insanlar için düşünme ve hareket etme konusunda çeşitli yollar vardır ve bunların fiilen izlenmesi mümkündür.Ayetten de anlaşıldığı üzere bütün bunlar hak yol değildir.Gerçek sadece tekdir ve gerçek bir hayat tarzı doğru bir hayat görüşüne dayanır.

Doğru yolu bilmek insanın en büyük zarureti ve ihtiyacıdır.Hatta temel ihtiyacıdır.Bu öyle bir ihtiyaçtır ki,insan bizatihi insan olduğu için ihtiyaç duyar.Bu ihtiyaç karşılanmadığı takdirde ise bütün ömrünün boşa gittiği söylenebilir.

Şimdi düşünelim bir kere,sizi yaratmadan önce bu kadar nimetler yaratmış ve sizi yarattıktan sonra her türlü beşeri ihtiyacınızı karşılamak amacıyla bu kadar titiz davranmış olan Yüce Allah (c.c)’ın hayatınızın bu en büyük ihtiyacını gidermek için hiçbir şey yapmadığını,insan olarak düşünebilir misiniz?

İşte bu temel ihtiyaç,nübüvvet ve risaletle karşılanmıştır.Eğer peygamberliğe inanmıyorsanız,şöyle söyleye bilir misiniz ki insanın doğru yola ulaşması için Hak Teala başka ne yapmıştır veya başka ne yapabilir? Buna cevap olarak,’doğru yolu bulmamız için Allah akıl ve zeka vermiştir’ diyemezsiniz.Çünkü insan aklı zaten bir çok yol icat etmiştir ve bu yollar insanın doğruyu bulmasını imkansız kılmaktadır.Allah’ın kurtuluşa ermemiz için hiçbir tedbir almadığını da iddia edemezsiniz.Çünkü beşer olarak büyüme,gelişme ve rahat etmemiz için bunca nimet vermiş olan Rabbimizin bize insan olarak cehalet ve dalaletin pençesinde bıraktığını söylemekten daha büyük günah yoktur.