Yaşlı Kadın Genç AŞK –III- SON
…Merdivenler yaşlı kadını epeyce yormuştu. Eve girer girmez hemen kendini salondaki kanepenin üstüne atıverdi.
“Kızım bir su getiri misin?” diyecek kadar hali kalmamış soluk soluğa kaldığını kızından gizlemeye çalışıyordu. Kızı: “Anne istersen bir su getireyim, yoruldun. Ne dersin?” Yaşlı kadının istediği olmuştu. Çok iyi olur der gibi başını salladı. Suyunu içtikten sonra biraz rahatlamış, yorgunluktan solan yüzüne renk gelmişti. Kızı hemen annesini yine soru yağmuruna tutmaya başlamıştı.
“-Neler yaptınız anne? Nasıldı gelinlerin, sana iyi baktılar mı?”
Yaşlı kadın bu sorulara bir türlü anlam veremiyordu. Ne saçma sapan sorular diye mırıldandı.
“-Hoş sohbet işte kızım. Bilirsin kardeşlerini bir araya geldiler mi susmak bilmezler. Bir de torunlar yok mu. Evin içinde koşuşturmacalar, bağırarak konuşmalar başımı ağrıtıyor kızım, yaşlılık işte ne yapacaksın. Ama sonra babaanne diye gelip bana sarılıyorlar ya, işte o anda bütün sinirim eriyip gidiyor.”
“-Ya gelinler anne, onlar nasıldı?”
“-Onlarda her zamanki gibi oldukça hürmetkâr ve saygılı idiler.”
“-Aman anne hemen de gelinlerini korursun. Oğlanların var ya. Bir kerede kızlarını tut.”
Yaşlı kadın bu duruma içerlemişti. Kızının yıllardır gelinlerine karşı ön yargılı bir tutum sergilemesi Yaşlı kadını üzüyordu.
“-Kızım neden öyle söylüyorsun. Sizlerin yeri ayrı onların yeri ayrı. Sen benim öz kızımsın onlarda öz oğullarım. Neden onların eşlerini kayıracağım. Belki de damatlarımı kolluyorumdur olamaz mı?”
Kız, annenin verdiği bu cevap üzerine susmakla yetinmişti.
….
Akşam, yemekten sonra damat her zamanki gibi televizyonun başında elinde kumanda uyuklamaya başlamıştı. Yaşlı kadın artık evine gitme vaktinin geldiğini düşünüyordu.
“-Kızım ben artık evime gideyim. Saat çok geç oldu.”
Kız hemen “-Olmaz anne, bu saatte nereye gideceğiz. Bak damadında seni götüremez artık her zamanki moduna geçti” bu sözlerin üzerine anne kız bir kahkaha patlattı. Damat uyku sersemliği ile “ne oluyor ya, ben dalmışım yine. Neyse siz eğlenmenize bakın ben gidip yatayım bari” diyerek yatak odasının yolunu tutmuştu.
“-Anne istersen ben senin yerini yapayım yat, uykun gelmiştir.” Yaşlı kadın uyumak istemiyordu ama kızından da kurtuluş yolu uyumaktan geçiyordu. “-Tamam kızım Sen yerimi yapıver de ben yatayım” demekle yetindi.
…
Yaşlı kadın her zamanki gibi duasını yaptı ve yatağına uzandı. Uzandı uzanmasına ama hiç de uykusu yoktu. En azından kafamı dinliyorum şimdi diyordu kendi kendine. Artık ömrünün son anlarını yaşadığını düşünüyordu ve bu durum içinden çıkılması zor bir hal alıyordu hem psikolojik hem de fiziksel olarak. Yine aklı gençlik yıllarına takılıyordu, gençliğini tekrar yaşıyordu anılarında. Kadın yaşlıydı ama AŞK’ı gençti.
…
İş çıkışı bakkaldaki Tercüman gazetesine gözü takıldı. Soruyu bilen kişiye iki kişilik sinema bileti veriyordu gazete, hem de en popüler sinema filmine. Gazeteyi eline aldı soruyu okudu ama cevabını bilmiyordu, gerçi bilse bile film akşam filmiydi ve ailesi asla izin vermezdi gitmesine. Kız, sinemaya o kadar çok gitmek istiyordu ki…
Kız sinemaya gitmeyi kafasına koymuştu. Hem film izleyecek hem de ailesinin bundan haberi olmayacaktı. Yarın delikanlı ile buluşacaktı ve nasıl olsa o bir yolunu bulur beni o sinemaya götürür diye düşünüyordu.
Her zamanki gibi iş çıkışı iki sevgili mekânında buluştu. Kız, delikanlıya olanları anlatınca delikanlının gözleri gülüyordu.
“-Biz ha, sinemaya gideceğiz öyle mi?
-Gelmek istemiyorsan söyle ben başkası ile giderim” diyerek tavır yapıyordu kız. Delikanlı hemen “- Tamam canım niçin kızıyorsun, hiç istemez olur muyum?” diyerek ortamı yumuşatmaya çalışıyordu.
Kız:“Fakat bir sorunumuz var. Ben akşam dışarı çıkamam, babamlar izin vermez” deyince delikanlı hemen “-Sorun değil babanlara arkadaşlarımla sinemaya gideceğini söyle emin ol izin verecektir.” Demesi kızı bir hayli şaşırtmıştı.
…
Kız yemekten sonra babasının çayını koydu ve “-Baba ben bugün arkadaşlarımla sinemaya gidebilir miyim?” kelimeleri ağzından dökülüverdi. Baba gayet tok bir sesle: “-Çalışmak yoruyor insanı değil mi? Eğlenmek Seninde hakkın lakin ucunu kaçırmadan. Gidebilirsin, fakat sakın geç kalma sonra beni oralara getirtme bakayım.” Babasından böyle sözleri duyacağını hiç düşünmemişti kız. Hemen aklına delikanlının sözü geldi, demek ki doğru söylemek kâfiymiş arzulananlar için.
…
Sevgililer yazlık sinemanın önünde buluştular. Filmde tam AŞK filmiydi, malum popülerse AŞK filminden öteye geçemezdi. El ele girdi sevgililer sinemaya, diz dize oturdular, tek bir yürek olup filmi seyre daldılar. Ve ikisinin de dudaklarından dökülen sözler hep aynıydı.
“Bitsin artık bu hikâye,
Kader çeksin kapımızı.
Kapanmışız kalbimize,
Sen bensiz, ben sensiz.”
Fatih Mehmet MİRZA