- 1052 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Kendine karşı dürüst olursan, kimseye karşı yanlış olmazsın
Dürüstçe, mertçe doğruyu söyleyebilmek çoğu zaman zordur. Çevre, toplumsal baskılar derken hepimiz kendimiz değil de başkaları olup çıkıyoruz sonunda. Hatta o kadar ki, konuşmaya bile ödümüz patlıyor. "Ya yanlış anlaşılırsak", "Ya hakkımızda kötü düşünürlerse", özelliklede o pek bildik yakamızı hiç bırakmayan "Aman sakın ha, elalem ne der sonra..." larla duygularımızı, düşüncelerimizi bastırıyoruz. Arzularımızı, isteklerimizi, hayallerimizi bırakıp, o biricik yaşamımızı "elalem"e göre şekillendiriyoruz. "Varsın biz mutsuz olalım, ama yeter ki başkaları bir şey demesin" zihniyetiyle kendimizi mutsuzluğa itiyoruz ve dudak uçlarımıza yerleştirdiğimiz sahte bir gülümsemeyle yaşama bakan insanlara dönüşüyoruz.
İnsanı diğer canlı varlıklardan ayıran en önemli özellik düşünebilme, olaylar karşısında yorum yapabilme yeteneğidir. Bu özellik başka hiçbir canlı varlıkta yoktur.
İnsan çevresinde gelişen olaylar karşısında düşünür, yorum yapar ve sonunda bir karara varır. Hem kendini hem de başkalarını sorgular. Kendine yönelik yaptığı her sorgulama iç dünyasının keşfine doğru uzanan heyecan ve macera dolu yepyeni bir yolculuktur. Her yolculuğa yeni bir başlangıç yakıştırmasını da yapabiliriz aslında. Bu bazen biraz daha kısa, bazen biraz daha uzun süren yolculuklar sayesinde kişi ruhsal gelişimini tamamlar. Kurallar başka bir deyişle hazır bilgiler gölgede kalır. Kendi doğrularını bulur ve onlara sahip çıkar. Bu doğruları sadece savunmakla kalmayıp yaşamında geçirir. Kısaca yaşamını kendi doğruları üzerine kurar. Böylece kendi olmayı başarır ve yaşamı dolu dolu kucaklar.
Gelgelelim, alışılagelmiş toplumsal değer yargılarını aşabilmek çok zordur. Çünkü büyük bir çoğunluluk körü körüne bu kurallara bağlanır ve onlar çoğunluğu temsil eder. Azınlıkta kalanlar, başka bir deyişle seçimlerini kendi doğruları doğrultusunda yapıp sürüye katılmayarak üçgenin tepesinde kalanlar aşağılanır, horlanır... Önyargılarla acımasızca ayıplanır, yargılanır. İşte bu nedenle tabuları, yasakları, önyargıları aşabilmek cesaretin yanında güç de ister. Aşıldığındaysa beyindeki ikilemler, çatışmalar sona erer ve iç huzur sağlanır. Dolayısıyla ne pahasına olursa olsun kendimiz olma cesaretini gösterebilmeliyiz, diyorum ben. Büyük yazın ustası Shakspeare ne demiş:"Hepsinden önemlisi, kendine karşı dürüst olmandır. Gece gündüz bu doğruluğu izlersen kimseye karşı yanlış olmazsın."
YORUMLAR
evet kendine karsi dürüst olan hic bir davranisini kisilere göre ayarlamaz..
nettir her ifadesin de.o yüzden de dogal davranislarindan dolayi rahattir.
acik ve belli bir dili olur.kendine dürüst olan her kisiye dürüst ve net.
katiliyorum bu güzel yazina.
zaten dürüst olmayanlarin kabiliyetidir kendini ortama göre ayarlaya bilmek.
o yüzden ki bukadar iki yüzlülük güvensizlik olustu yeryüzün de.
oldugundan cok farkli bir karektere bürünüp dolasmaktan.
mevlananin en güzel sözlerinden biri
ya göründügün gibi ol ya oldugun gibi görün.
cok begendim bu yaziyi.
tesekkürler saygilar.