- 1035 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
YORUMLAR
Ben de Anadolu çocuğuyum!
Her zaman da bununla iftihar etmişimdir, aslını unutanın soysuz olduğuna inandığımdan.
Çocukluğum, hayallerim, gençliğim hepsi o topraklarda yoğruldu, şekillendi ..
Bu yaşamın edebiyatını yapacaksam en iyisini yapacağımdan emin olabilirsiniz.. Anlatsam ne türlü sefaletlerden geçip adam olduğumuzu, ibret olur aleme.. Ezdirmeden, büzdürmeden hem de. Sanılır mı ki, sadece orada belli bir kesimedir yokluk ve mahrumluk ve kıtlık. Elbette hayır, o bölgedeki sıkıntılar ayrım yapılmaksızın cümle insanlara kaderdir, sorgusu suali dahi yasak olan. Çekilen her çile yaşayanların hepsinedir..
Eksi otuz, eksi kırk derecelerdeki ayazlarda cümleten çile çeker bütün yaşayanlar. Kürt-Türk ayrılmadan. Susuzluksa hepsinedir, yol yoksa hepsinin yolu yoktur. İmkansızlıktan evlatlar okul yüzü göremiyorasa "- Ey türk çocuğu sen oku diğerleri okumasın" denilmiş değildir elbette. Üstelik bu zorluklara karşı birlikte göğüs germeyi sebat etmeyi öğrenmişlerdir oradaki insanlar hep birlikte. Şimdi toprağımdan çok uzaktayım ama unutmadım oradaki mahrumiyeti ve mahzunluğu..
Bu yüzden, şimdilerde doğu- güneydoğu derken sadece bir kısım insanlar akla gelmemeli.
Doğu ve Güneydoğu on yıllarca ihmal edildi ise bunun ceremesini orada yaşayan belirli kesimler değil tüm insanlar çekmiştir ve hâlâ da çekmektedir.
Kısaca işsizlik, cehalet, sefaletler hâlâ kol koladır benim topraklarımda.
Bunun yanı sıra bir de terör belası vardır üstüne üstlük...
Kahrolası vatan hainlerinin belası ve buna mukabil sürdürülen sıkı sımsıkı yönetimler, takipler, operasyonlar, ve bir kere daha çileye gebe insanımız.
Oysa asırlar boyu hep kardeştik biz.
Kardeşten de öteydik bazen, evlendik birbirimizle, karı-koca olduk, yar olduk, birimiz ana birilerimiz baba olduk evlatlarımıza.
Bacı bildik, koruduk kolladık mahallemizin kızlarını.. Delikanlılarına ağabey dedik, güvendik büyük bildik de saygıda kusur etmedik. Kirve olduk yeğenlerimize toy düğün eyledik.
Daha bir anlamlısını yaptık bazen de en samimi dost, en hakiki arkadaş sayfasına yazdık isimlerimizi. Aynı sokakta, aynı mahallede velhasıl aynı iklimde yaşayıp da bunların olmaması ihtimali var mıdır?
Aklıma düştü şimdi;
Adı İncinur’du. O Ağrılıydı ve Kürt kökenliydi. Ben ise Erzurumlu bir dadaş kızı. Kendisi ile seneler seneler evvel ailemden ilk kez uzaklaşıp yükseköğrenim yapmak için gözümü açtığım bana/bize çok yabancı bir şehirde, bir yurt odasında karşılaşmıştım. Akşam saatleriydi ve hepimiz çil yavruları gibi dağılmış acemilerdik.
İlk merhabamızdan sonrası gerçek bir samimiyet ve gerçek bir kadirşinaslıkla bezeli muazzam bir dostluktu. Aradan geçen onca senede birbirimizi göremedik belki ama yüreklerimizdeki o muhabbetin ne rengi değişti ne de şekli. Uzun zaman ve mekân ayrılıklarının arkasından duyulan her “alo” sesinde sanki daha yeni ayrılmışçasına sevgi ve muhabbetle doluyorduk.
Ve inanıyorum ki hiçbir güç bu dostluğa zeval getiremez, değiştiremez.
Şimdi düşünüyorum da, bu kadar yıl beslenen ve yaşanan bu samimi duygular, yaşanılanlar, hissedilenler nasıl yok edilebilir? Kimin gücü yeter bu cinnete?
Ne o ne de ben asla unutmadık nereden geldiğimizi ve ne olduğumuzu. Ama bu bilinç bizleri birbirimize asla düşman etmedi. Bilakis sevdikçe sevdik birbirimizi, saydık, hürmet ve itibar ettik, muhabbeti daha bir yücelttik. Nasıl ki ailelerimizden uzakta iken birbirimize aile idi isek, araya ayrılıklar düşünce de sanki akraba olduk her biri kendi yaşam gurbetlerine sürgün edilen.
Bu gün birileri çıkıp hak-hukuk-güya ezilmişlik edebiyatı ile kafaları bulandırıyorsa onlar gerçekten bu samimi muhabbetleri hazmedemeyenlerdir. Gerçek vatan hainleridir işte onlar.
Onlar ki güya hakkını savundukları o insanlara aslında en büyük kötülüğü edenlerdir.
Onlar bu aziz milletin, ülkemin değerleri ile nemalanan önce kendi değerlerine ihanet eden hainlerdir.
Bu konuda her taraftan yazılan yazıları ibretle okuyorum sürekli. Ama görüyorum ki barış nükseden yazıların dahi çoğunda aşikâr samimiyetsizlikler söz konusu. Tıpkı meydanlara çıkıp bu insanlar için, onlar adına göstermelik ahkâm kesenler gibi. Büyük bir hazımsızlık barış kelimesinin arkasından sırıtıyor adeta. İşin vahametinden ziyade işte bu samimiyetsizliktir benim midemi bulandıran. Bir yandan sözde kardeşlik söylemler diğer yandan radikal yıkım içeren icraatlar birbirine hep tezattır.
Bu vatanın parçalanması asla düşünülmemeli ki birlik-dirlik ve düzen sağlanabilsin.
Hiçbir barış söylemi bir ülkenin parçalanmasına endekslenemez. Böyle bir şeyi ben ve bu aziz milletim şiddetle reddeder.
Ucuz şovenist söylemlerde, öne sürülen şartlı “ama” lar ile bu ülkede ne barış sağlanabilir ne de huzur. Ülke bütünlüğünde “ama” lar “fakat” lar söz konusu değildir ve böyle saçma sapan şarta bağlı barış söylemi olmaz, olamaz. Hiçbir ülkede barış adına terör yapılmaz. Barış adına insan katledildiği nerede görülmüştür? Bu ironiyi lütfen çok iyi anlayalım, analiz edelim.
Ve perdeyi indirelim artık! Gerçek samimiyetimizle "barış" diyeceksek diyelim yanına bebek katillerinin adını katmadan. Vatanlarının bütünlüğü için mücadele eden Mehmetçikleri sanki kan dökücü, barışı yok edici olarak ifade etmeyi bri yana bırakalım. Unutmayalım ki o Mehmetçiktir yarın o perde arkasındaki gerçek düşmanın taarruzunda yine top yekûn herkesin müdafaasını yapacak olan. Ordumuzu, askerimizi barış düşmanı olarak lanse etmekten vazgeçip, sinemizde barındırdığımız gerçek amaç ne ise onu dökelim artık. Bu millet (türk-kürt) bazı lider pozisyonuna bürünmüşlerce meydanlarda ulu orta yapılan bu riyakârlığı hak etmiyor, hele hele aptal yerine konmayı ASLA!
Biline ki Misak-ı Milli sınırlarına göz dikildikçe ne barış olur ne de hak hukuk.
O sebeple gözlerden ve gönüllerden akan yaş aynı olmalı bence. Aynı durulukta ve aynı samimiyette. Ancak o zaman barış denen bebek adım atmaya başlar. Çünkü hâlâ yerlerde sürünüyor yazık!
Yazık yıllarca birbirlerini kardeş bilmiş öyle yaşamış bu insanlara!
Yazık vatana!
Yazıklar olsun milletimizin sinesinden beslenen vatan hainlerine!
Kahrolsun bebek kanı, masum kanı, insan kanı, Mehmetçik kanı dökenler!
Kahrolsun yurduma ihanet edenler!
Kahrolsun!
K/argülü ALMILA
okudum...yorumsuz gecemedim...
her ülkenin bir üniter yapisi olmak zorundadir...kendi üslübunu asan bir söz ile,kimlik sorunu yasayan bu akli kit,güdümlü beynin isin icinden cikma sansi yok...cünki Türk kelimesinin menseisini ve evrenselligini kavrayabilecek bir düsünsel yapiyla gelismediler...ümmetci bir düsüncenin ürünü bu beyin,ne hikmettir ki, bir yerlerden zorlama bir akilla alt kimlik v.s. ile toplumculuktan uzak bir irki yaklasimin etkisiyle ,bu topluma en büyük ihaneti yapmistir...
bilinmelidir ki...Türk milleti asla ihaneti hos karsilamamistir...bir yerlerden güdümlü sözler ,bir gün gelecek sahibini etkisiz hale de getirecektir...
yazarin düsüncelerine saygilarimla...
Birbiriyle çelişen cümleler kullandığınızı fark etmiyor musunuz?Önce Türk ve Kürt toplumları arasında kin vardır diyorsunuz.Sonra ayrım yok diyorsunuz.Esasında ne demek istediğinizi sonda anlıyor insan.Derdiniz açılım filan değil sorun bunu AKP ORTAYA ATMIŞ OLMASI.AKP KARŞITI BİRİ OLMAMA RAĞMEN BEN AÇILIMA DESTEK VERİYORUM.GARİP BİR TOPLUMUZ BİZ.HERŞEYDEN KORKUYORUZ ERBAKAN BAŞA GEÇTİĞİNDE FERYAT FİGAN ETTİLER ŞERİAT GELİYO DİYE NOLDU ŞERİAT MI GELDİ?HEP ÖTEKİLEŞTİREREK YAŞADIK DA NOLDU?BİRTAKIM İNSANLARIN ELİNDEN GELSE KÜRTLERİN HEPSİ YOK EDELİM DİYOLAR.OYSA ONLARA KARŞI YAPILAN HERŞEY GİTTİKÇE BÜYÜYEN VE TERÖRE KAYNAK OLAN KÜRT MİLLİYETÇİLİĞİNİ BESLİYOR.
çiğden sen arkadaşım olduğun için başta sana cevap veriçem orada ben üstünlük anlamında düşünerek söylemedim
yani
üst kimlik derken türkiye cumhuriyetini kastettim yani ayrımçılık üstünlük anlamında değil kesinlikle.
KEVE sana gelince ise ben bu işin yapılmasına karşı bir şey söylemiyorum farkındaysan bu
iş yapılacaksa da illa bu isteniyorsa
insanların kendi arasında olmalı Akp nin yaptığı her şeye karşıyım
sayın güldane hanım yurt dışında oturan ekonomik ve kitlesel ayrışımlardan uzaklaşmış refah seviyesi yüksek bi yerde oturupta bu Ülkeyi sentezlemeye kalkmayın lütfen
TÜRK milletini göz ardı ediyor sayın başbakan dilim varmıyor ülkenin üst kimliği olan Türklüğü de alt kimlikler arasında saymak gafletinde bulundu.
affına sığınarak bu cümlenin ne anlama geldiğini sorabilir miyim?
bana göre hiç bir kimliğin hiçbir kimliğe üstünlüğü yokta...
açıklarsan sevinirim...
saygılar...