21 SORU: KARDANADAM
...........................................................
saygıdeğer dostum CELAL,
taraf gazetesinden yayınlanan 20 soru adlı köşeden alıntı yaparak,size 20 soru ve bana ait 1 Soru soracağım.
dostum siz de bu soruları cevaplayarak onları bana gönderir misin,sonra cevaplarınızla birlikte yazıyı sayfamda yayımlarım söyleyişi yazısı olarak.
(cevaplarınız biraz uzun olursa sevinirim)
niyet diğer dostların sizi daha yakından tanıması,dahası paylaşmayı güzel eylemek,edebiyatdefteri ailesi olarak hep birlikte...
...................................................................................
İYİ OKUMALAR...
Sevgili dostum,
anketinizi doğaçlama olarak cevaplandırmaya çalıştım. Şu anda içinde bulunduğum
ruh haliyle. Umarım beğenirsiniz ve paylaştığımız değerler çoktur içinde
sevgilerimi sunuyorum
çok teşekkür ederim.
1-2. En sevdiğiniz ve en nefret ettiğiniz kelime?
Önce göstermiş olduğunuz dostluk ve ilgi için küçük bir teşekkürden sonra başlamak istiyorum ilk iki sorunuzun yanıtına.
Bu yanıtları çok ilintili olduğu için birlikte vermek istedim. Umarım söyleşi planını fazla etkilemez.
En sevdiğim kelime Barış”tır bunu ilk çocuğumun adı olarak düşünüyordum. O zamanlar Belçika’da 1700 metre yerin altında çalışan bir maden işçisiydim. 2 yıl güneş görmemiştim. İlk çocuğumun doğduğu gün hava öyle güneşliydi ki hiç sorma.
Bundan etkilenmiş olmalıyım ki ilk çocuğumun ismini Güneş koydum en sevdiğim kelimenin
“Barış” olmasına rağmen,
En nefret ettiğim kelime kavga çıkar ve savaştır.
İkinci oğlum Çorlu ilçesinde dünyaya geldi. Yaşamak için her gün savaştığımı düşündüm. Çünkü hayatım büyük fakirlik sıkıntı ve monotonlukla geçiyordu. Aslında halen de bir şey değişmedi ve benim cephemden bakarsanız daha hala Battal Gazi gibi yaşamla savaşıyorum. Sanırım ölene kadar kılıç elimden düşmeyecek.
En NEFRET ettiğim kelime “Savaş” olmasına rağmen ikinci oğlumun ismini “Savaş” koymuştum.
Ki; bu oğluma bir mesajdı da aynı zamanda.
Çünkü özgürlüklerin bedeli çok ağırdı.
3. Ne sizi heyecanlandırır?
--- Yeni dostlarla tanışmak, eski dostlarımla karşılaşmak.
4. Heyecanınızı ne öldürür?
--- Monotonluk, tek düze yaşam, borçlar, sıkıntı...
5. En sevdiğiniz ses nedir?
--- Kadın sesi - Bu yüzden arşivimde erkek sesi azdır. Doğruyu söylemek gerekirse
Annemizin sesinden daha güzel bir ses mevcut değildir. Buna en yakın sesler diğer kadın sesleridir.
6. Nefret ettiğiniz ses nedir?
--- Davul-Zurna sesi nizami olmayan ve gürültü kirliliği yapan sesler. Uzun yıllar memurluk yaptığım için en hazzetmediğim ses davul-zurnadan sonra klasik telefon sesidir. Bütün tüylerim diken diken olur.
7. Hangi mesleği yapmak istemezsiniz?
--- Emir altında olan hiçbir işi yapmak istemem. Aylık ücret isterse 10 000 ytl olsun. Ama şu mecburiyet karşısında üç kuruşa da çalıştık maalesef. Ki bu emir altı işleri yapmaktansa domuz çobanlığını tercih ederdim gerçekten. Ama şu da var. Ticaretten nefret ediyorum. Bana insanları dolandırmak gibi geliyor. Belki de bu yüzden benim gibi adamlar sıkışıp kalmıştır bu garip düzenin içinde.
8. Hangi doğal yeteneğe sahip olmak isterdiniz?
--- Dünyadaki bütün silahları yok eden sihirli bir değneğim olsun isterdim. Bir de insanlara koyun gözü veya insancık gözüyle bakan kişileri koyuna döndürme kabiliyetim...
9. Kendiniz olmasaydınız kim olurdunuz?
--- Türkiye’de en güçlü adam olmak isterdim. Çünkü insanların süratle adalete ihtiyacı var.
10. Nerede yaşamak isterdiniz?
--- Bu kadar insanı tanıdıktan sonra. İmkanım olmuş olsa, onları sıkıntılarıyla yüz yüze bırakıp havai adalarına gitmek benim için sadece vicdan azabı olur. Ne olursa olsun ülkemizde yaşamaya devam edeceğiz. Zaten kapıdan dışarı çıkamıyoruz ekonomik sıkıntılardan bu da işin başka gerçeği.
11. En önemli kusurunuz nedir?
--- Çok duyarlı, ilgili, uysal bir insanım. Zaman zaman keşke katı ve biraz daha sert olsaydım dediğim çok olmuştur.
12. Size en fazla keyif veren kötü huyunuz hangisi?
--- Sigara ve çok az içki; o da durum icabet ettikçe. Buna şimdi sosyal içici diyorlar.
13. Kahramanınız kim?
--- Birçok kahramanım var. Fikir alanında, roman alanında, şiir alanında, buluş ve icatlar alanında ben aklıma gelenleri sayayım okuyan dostlar ilintilerini kurar elbette.
İlk önce bize ait olanlardan başlayayım saymaya
Peygamberimiz Muhammet Mustafa, Fatih Sultan Mehmet, Mustafa Kemal Atatürk, Fuzuli, Yunus Emre, Ahmet Yesevi, Hacı Bektaşi Veli, Pir Sultan Abdal, Mevlana Celaleddini rumi
Yunus Emre, Farabi, İbni Sina, Nasreddin Hoca, Hazerfan Çelebi, Hüseyin Rahmi Gürpınar
Yaşayanlardan Oktay Sinanoğlu, İhsan Oktay Anar, Erol Manisalı,
Yabancılardan da birkaç tanesini ilave etmek istiyorum. Konfiçyus, Leonardo Vinci, Platon, Aristo, Emile Zola, Tolstoy, Dostoyevski...
14. En çok kullandığınız küfür?
--- Rahmetli amcam hayatı boyunca saat tamircisi olduğu için her küfüre Trakasına kodumu diye başlardı. Keşke hepimizin böyle soft küfürleri olsa ne iyi olurdu. Toplum içinde küfür ettiğime tanık olan belki de yoktur. Çok sinirlenince ve ortalıkta duyacak kimse de olmayınca şarz ederim kendimi. Ama burada tekrarlamanın iyi bir fikir olacağı kanaatini taşımıyorum.
15. Şu anki ruh haliniz nasıl?
--- Kendimi sorularınıza verdim. Dünya ile ilişiğim kesilmiş vaziyette. Çok huzurlu ve mutluyum. Parmaklarım kendileri buluyor klavyedeki harfleri. Ben hiç müdahale etmiyorum.
16. Hayat felsefenizi hangi slogan özetler?
--- Doğruyu öğren, güzeli bul, doğru ve etik davran, incinme, incitme, sev,sevil.
17. Mutluluk rüyanız nedir?
--- Pervanesiz tahta bir uçağım vardır. Ona biner uçarım. Sabah çok mutlu uyanırım. ama bu rüyayı sık göremem maalesef.
18. Sizce mutsuzluğun tanımı?
--- Bu soruyu kendi yöntemimle yanıtlamak gerekirse; herhangi bir sanat dalı ile uğraşan, kitap okumayı seven ve eğlence kültürüne sahip olan insanlar kolay kolay mutsuz olmazlar.
Mutsuzluk herkesi yakalar. Kaçınılmaz bir süreçtir. Lakin dediğim gibi duygusal yaşamını derinleştiren kişiler daha az mutsuz olur. Çok yüzeysel ve sıva bir yaşam kültürüne sahip kişiler diledikleri kadar zengin olsun mutsuzluk hiç ayrılmaz kapılarından.
şimdi tanıma gelmek istersek, mutluluk: insanın ruh halinin herhangi bir rahatsızlıktan uzak huşu ve huzur halinde olması demektir.
19. Nasıl ölmek isterdiniz?
--- Kafamda soru işaretlerinin azaldığı bir gün huzur içinde gülümseyerek ölmek isterim.
Ölüm nedenim ne olursa olsun.
20. Öldüğünüzde cennete giderseniz Tanrı’nın kapıda size ne söylemesini istersiniz?
--- “Geçmiş olsun evlat.”
21. (bana ait) yazmak mı okumak mı daha öncelikli sizin için?
--- Okuduklarım ile yazdıklarımı kıyaslarsam eğer, yazdıklarım çok cüzidir. Çok dinlemeyi, az ve özlü anlatmayı, çok okumayı ama yine az ve özlü yazmayı severim ki; başarabildiğim kadarıyla.
YORUMLAR
Sevgili Celal abimi tanıdğım kadarıyla zaten başka türlü cevap vermesini beklemezdim.
Cevaplar öyle samimi öyle açıkki okuyana huzur veriyor.
Onu tanımakla bahtiyarım, dostluğumuz ebei olur dilerim.
O sıtede hepimizin sevdiği bir abisi, kardeşi v.s.
Rabbim o ve onun gibi büyüklerimizi başımızdan eksik etmesin.
.
Başarılı bir çalışma olmuş, bu söyleşi için teşekkür ediyorum Arkadaşım, kal/ın sevgiyle...
Sevgili dostum
kendimle ilgili yazıların altında
biraz utangaç durur profilim :)
ne kadar teşekkür etsem azdır
bana böyle güzel duygular yaşattığın için
hani sorularını içinde vardı 3. soruda
işte ben heyecanlandım şimdi
Güldane hanımı da görünce sayfada
sanki gerçekten karşılaşmışık gibi sevindim
özenle düşünülmüş sorulardı
ama yanıtlarken inan ben hiç kurnazlık düşünmedim
kendim olmaya çalıştım.
daima dostluk muhabbet ve sevgimle diyorum
başarı ve esenlikler diliyorum
umarım katılan arkadaşlarımız da güzel duygular paylaşır
Benim canım arkadaşım kardanadam için güzel bir söyleşi idi ama aslında siz soruları bizlere soracaktınız , 21 soruda kardanadam'ı nasıl tanırdınız diye:)
Kardanadam övünmekten kaçınan, alçakgönüllü, nazik, kibar, şiir ruhlu, sevgi dolu, elindekinin yarısını başkaları ile paylaşmasından büyük zevk alan, güven dolu, aşırı duygusal ve en önemlisi de insan olabilmesini başarabilen ender bir arkadaş, eş, dost, kardeş, babadır bana göre de kardanADAM...
Sizi kutlarım bu güzel söyleşinizden dolayı adımyalnızlık, güzel bir yazıydı...
Size ve Celal'e sevgilerimle...