ÖLÜM
yine bir sabah uyandığımda vefat anonsunu duyuyorum. ve her duyuşumda aklımdan geçen ise şu : bir gün bana da sıra gelecek ve beni de anons edecekler böyle. yada hiç kimse duymayacak. ölümüm sessiz sedasız olacak. hayatın kuralı bu. Sonra o tahta kutuya koyacaklar beni, hayatımda girmediğim kadar dar bi oda... o soğuk taşın üzerine konduğumda annem veya bi başkası kızmayacak soğuk taşa yattım diye.. hayatımda olmadığı gibi o gün ilk defa bu kadar çok insan toplanacak, ve ilk defa bu kadar çok insan benim için bişeyler yapacak... kimisi ağlayacak, kimisi ağlayamayacak belki ama içine akıtacak, kimisi timsah gözyaşları dökecek. Eee, hayattayken içten içe sevmeyenler ölümümde de sahte davranacaklar. Acaba hepsi de mi iyi bilirdi beni ? Hepsinin de mi hakkı var ki hellalleşiyoruz ? Ya benim haklarım onlar ne olacak ? "bir namazlık saltanatın olacak taht misali o musalla taşında" demiş şair... belki arkamdan küfür eden insanlar, sahte de olsa önümde eğilecekler. Dualar edilecek kurtuluşum için. sonra sonsuzluğum için kazılmış o çukura doğru yol alacağım. Üzerime yığın yığın toprak atılacak. Ben karanlıktan korkarım, yalnızlıktan da... Hem de çok... Ama bir gün gelecek ve ben kara toprağın altında korktuklarımla baş başa kalacağım... Yaşam da ölüm de çok garip...
Siz siz olun hayatın ince bir çizgi olduğunu unutmayın. Dostunuzun kalbi kırıksa gönlünü almak için geç olabilir. Birine kötülük yapıyorsanız sıranın size de gelebileceğini unutmayın. Saygılarımla...