Gece Vuslat Bahçesi
Kaygıya son veren, acıyı diplere gömen, yıldızlan parlatandır gece. Görünmüyorsa dünya, kapanmışsa tüm perdeler, önüne düşmüştür gece.
Gece, vicdanımdır. İçimde akan sıcak bir kan... Damarlanma girip, beni sorgulayan... Gözlerim onu bekler günün her saatinde. Yorgun ruhumun ödül vakti, gece. Hesap vakti. Bir hal var ki en önemlisi: Sevgili girmişse eğer kalbe, ne gece kalır geriye, ne de tek bir hece. Demiş ya Mevlana: "Sevme davasına girişip de, geceyi uyku ile geçirenin davası yalandır." Gece, siyahtır. Siyah ise aşkın rengi... Izdırabı yaşayıp mutlu olma hali...
Yıldızlar şahit geceye... Onun parlaklığına ve zamanın ışığına. Kara taş üzerinde yürüyen kara kanncanın fark edilemediği geceye. Yıldızlar sırnnı açar, gündüzünü de aydınlatmak isteyenlere. Simsiyah şalını atar omuzlanna, derdimi dinler.
Gece, kendinden habersizler için korkunun devrilmez ağacı... Acemi yüreklerin ilk korkusu, ilk yalnızlığı... Geceden kaçan, yalnızlığı kovandır çünkü. Ona tüm gücüyle karşı çıkandır.
Beden kadar kalp de büyür gecelerde. Ve Sevgili düşer kalemlere. Bembeyaz kâğıtlara, kendi rengiyle sürülür gece. Her gece sağımda melekler, solumda içimin siyahı... Dolaşıp dururum içinde leyl-i leyâlin. aydınlanan geceler, secdeye düşen gözyaşları... Bizleri koruyan melekler ve tövbeler eden faniler var.
Gece, rahmet zamanıdır ve bir vuslat bahçesi. Hz. Musa, çalılığı gece vakti bulur. Rabb’isiyle kelam vesilesine o vakit kavuşur. Değil mi ki Miraç, herkesin uyuduğu andadır. Çöle inen Nur’u en has kullar tanır. O vakit ettiği dualarla tanınır. Allah’ın kelamını sindirir kalbine. Yolum, ışığım, der. Buna sebep ise yine o kelamdır. Geceye yemin eder Kur’an. Yıldızlar şahit tutulur. Bu nizama kim karşı çıkar? Hangi akl-ı selim tutuşur?
Peki, gecenin yerini tutar mı gündüz? Gece midir gündüzleri yutan, yoksa gündüz müdür gecelerden sıyrılan?
Anladım ki gece, gündüzün koynunda saklanır. Bedenime saklanan kalbim gibi. Bedenim yıpranırsa yüreğim kalırmış. Yüreğimdeki aydınlık ise en günahsız olanmış. Geceyi ısıtan ve ısıtan yıldızlar gibi. Onun içindir ki gece geldiğinde, sıyrıldığında gözümden dünya, selamlar beni en sessizlik. Kamaştırdığı gözlerimden akan heyecana, bir yenisi daha eklenir. Yakamozlar suya, su toprağa perde olduğunda...
Gece, siyah olduğu kadar, en güzel masaldır da. Hissedene dosttur, âşığa heyecan... Renkleri yutan korku değildir gece. Yıldızlan keşfedene, Ay’ı hissedene, Sevgili’yi düşünene, bir vuslat bahçesidir gece.
Ah, diyorum, keşke böyle olsa gencecik yüreğimin her gecesi!