- 879 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Aile ve Güç Kontrolü
Sevgili dostlar,
Öncelikle güzel günler ve ailenizle beraber mutlu bir yaşam dilerim. Evet, ilk cümlemden anlaşılacağı üzere bu yazımdaki konu aile.
Aile dendiğinde kimimizin aklına anne-baba ve çocuklardan oluşan yapı, kimimizin aklına ise;
bunlara ilaveten teyze, hala, dayı, amca, dede ve ninelerimiz gelir. Siz nasıl yorumlarsanız yorumlayın ama aile olarak neyi kabul ediyorsanız onun üzerine düşünün bu yazıda okuyacaklarınızı.
Hiç düşündünüz mü? aile dediğimiz olgunun içindeki insanlar kaçar tane. Örneğin kaç kardeşiniz, kaç abiniz ve ablanız var, kaç tane hala, teyze, amcanız var, Siz bunları düşünürken ben sizlerin düşünce dünyasına farklı bir kapı açmak istiyorum. Şunu çok iyi biliyoruz ki, bir tane anne ve bir tane babamız var. O da Allah ömür verdiyse ve halen hayattalarsa. Çünkü hayatta değillerse artık ömrünüz yüz sene dahi olsa anne veya baba diyemeyeceksiniz. Diğer aile fertlerini yada akrabalarınızı da bu merkezde bir değerlendirin. Hele ki, anne ve babanızdan başka, bir abiniz yada bir erkek kardeşiniz veya bir ablanız yada kız kardeşiniz varsa durum daha vahim demektir. Çünkü dikkatinizi çekmek isterim ki, hepsinden birer tane var. Yani Allah korusun bunlardan birisine ölüm gelse, bir daha ömür boyu o ifadeyi kullanamayacaksınız. Yani anne, baba, abla, abi yada kardeşim diyemeyeceksiniz. Çünkü o bambaşka bir yaşama geçmiş olacak.
Madem ki durum budur, o zaman şunu bilmeliyiz. Halen hayatta olan ailemizden kimler varsa dünyada bir tane kalan herşeye nasıl titizlik gösteriliyor ve onu kaybetmemek için bir sürü projeler hayata geçiriliyorsa, biz de birşeyler yapıp o aile fertlerimizi hoş tutmak, onların bizim için ne kadar değerli olduklarını onlara hissettirmek için elimizden geleni yapmalıyız. Unutmayalım ki, bizler aynı bayrağın, aynı milletin ve aynı toprakların çocuklarıyız. Bu konuda ne kadar hassassak aile fertlerimize de aynı hassasiyeti göstermemiz gerekir. Çünkü onlar bizim canımız, kanımız. Ve hatırlayalım ki, bizim için zamanı geldiğinde ne fedakarlıklara katlandılar, hatta katlandılar demeyelim severek ve isteyerek yaptılar.
Eğer çok geç kalmadıysak, şimdi sıra bizdedir ve zamanında yapamadıklarımızı telafi etmenin tam sırasıdır. Diğer taraftan şuna da değinmeden geçmeyelim. Eğer ki aile fertlerimizden biri yada birkaçı aylardır, senelerdir sizi arayıp sormadıysa, durumunuzu merak etmediyse bile siz arayın ve siz sorun. Çünkü benim bir sözüm vardır her zaman her ortamda söylerim, "Sen doğru olanı yap, bırak yanlışı başkaları yapsın". Demem o ki sevgili dostlar, siz doğru olanı yapın bırakın yanlışı başkaları yapsın. Her insanın içinde bir vicdan mahkemesi vardır ve siz o iç mahkemenizde alnınız ak durmaya gayret edin ve mahkum olmamaya çalışın. Hayatın en önemli merkezi budur.
Ailenizin dertlerine eğilin, zaman zaman onların halini hatrını sorun ve bunu en azından senede birkaç kere tatili düşünmek kadar bile olsa belirli aralıklarla yapın derim. Bu arada atlamamamız gereken bir konu daha var ki, güçlü olmak meselesi. Evet, güç kişiden kişiye değişmekle beraber genel hatlarıyla, fiziksel güç, maddi güç, kariyer gücü, çevre ve arkadaşlık gücü gibi birçok çeşidi vardır. Varsayın ki siz bunların hepsine sahipsiniz. Eğer ki, sağlığınız yoksa yada gücünüzü kontrol altında tutamıyorsanız sahip olduğunuz güçlerin çok ta bir anlamı yoktur.
Evet bu konu ayrıca derin bir konudur ama ben buradan aile konumuza bir bağlantı yapmak istiyorum. Gücünüzü kontrol edebiliyorsanız bu günden
hatta şu saatten itibaren bu özelliğinizi ailenize karşı göstermeye başlayın derim. Çünkü gerçek güç kontrol edilebilen güçtür. Düşünün ki, 300 beygirlik bir arabanız olsun ama frenleriniz ve sizdeki refleks yeteneği gücü yeterli değilse otomobilin bu gücünü kontrol edemezsiniz. Siz siz olun ve gücünüzü gereksiz ve boş yerlere harcamak yada yönlendirmek yerine ailenizin daha sağlam bir yapıda devam etmesi için kullanın, unutmayalım ki bu dünyadan bir gün göçeceğiz ve bütün hayatın tek bir gayesi
vardır o da: Arkamızda hoş bir sada bırakabilmektir. Yani demem o ki, birgün bu dünyadan göçüp gittiğinizde başta aileniz olmak üzere bütün arkadaşlarınız, dostlarınız ve çevreniz arkanızdan sadece ve sadece güzel şeyler söyleyebilsinler. Mesela desinler ki "Allah rahmet eylesin gitti, yokluğunu her an hisedeceğiz ama gerçekten pırlanta gibi bir insandı, onun dostluğunu, arkadaşlığını yada kardeşliğini hiçbir zaman unutamayacağımız gibi bize çok hayat dersleri verdi, inşallah bundan sonra bu bayrağı bizler taşıyacağız." Evet dostlar eğer bu yazıyı okuyabiliyorsanız, arkanızda hoş bir sada bırakmak için henüz geç kalmadınız demektir. Haydi bir iyilik yapın ve ailenizin bekası için talefon, mail yada en
güzeli şahsen giderek aile fertlerinize ne kadar civanmert bir kişi olduğunuz gösterin. Unutmayın ki, sizi örnek alacak çok kişi çıkacaktır. Hayatta ya örnek alırsınız yada örnek alınırsınız. Siz örnek alınacak işlere imza atın ve yukarıda değindiğim gibi "Siz doğru olanı yapın, bırakın yanlışı başkaları yapsın."
23.Agustos.2009 / 10:07
Metin ESER
YORUMLAR
Ben gurbette yasayan biri olarak sizi kutlarim.Annem babam var cok sükür saglar ama 2 senede birkac hafta görüyorum .Hayat sartlari bu kadarina izin veriyor.Benimde bir kizim var ve biliyorumki ne ekersen onu bicersin.Ben Aileme nasilsam kizimda bana aynisi olacak.Ama ben bundan hic korkmuyorum cünki ben Ailemin sesinin duymadan nasil yasandigini bilmeyecek kadar onlara düskünüm.Kizimda benim yakin gözlemcimdir bu hayatta ve ilerki zaman gösterecek neler olacagini.Tebrik ederim cok güzel bir yazi kaleme almissiniz.Saygilar...