- 374 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İŞTE FIRSAT
KAYNAKTAN DERYAYA
LEBİDERYA
İŞTE FIRSAT
Manevi havanın teneffüs edildiği sonsuz huzur ayı mübarek ramazan insanlığa hayırlar getirmesi temennisi ile hayırlı, mutlu, huzurlu geceler, nurlu şafaklar, aydınlık gelecek diliyorum. Yüce Mevlam; silah tüccarlarına fırsat vermesin.
Bu güzel zamanı daha da güzelleştirmek istersiz diye düşündüğüm için, bu yazıyı yazmaya karar verdim.
Bu yazıda yazılanların tamamı gerçektir.
Mehmetçik Vakfı’nın; 01.01.1982 Tarihinden önce ve yurt içinde hainler tarafından şehit edilmediği için; hiç bir yardımda bulunmadığı bir şehit kızı; TBMM tarafından çıkartılan kanun gereği; kendisine bağlanan 353 (YALNIZÜÇYÜZELLİÜÇ) TL. olarak bağlanan maaş ile genel nüfusu 186 bin, merkez nüfusu 68300 olan Fethiye’de iki evladı ile kirada oturmakta, bu şartlarda eğilmeden hayatını idame ettirmektedir.
Bu insan geçen yıl; kış aylarının yarısından fazla zamanında; akşam havanın kararmasını bekleyip; çöplerden karton kutu toplamış, asgari 15 senelik olan kuzinesinde o kartonları yakıp evlatlarını ısıtmaya gayret etmiştir.
Bu insanımızın iki kolu küçüklüğünde ağır işleri yaptığı için sakat kalmakta karşı karşıya kaldığından dolayı; dirseklerinden amaliyat edilmiş neredeyse çalışamaz hale gelmiştir.
Amaliyatını yapan doktor; dikkatli olmazsan kolların çolak kalır, buna göre davran diye tenbihatta bulunmuştur. Kaldi ki; 01.10.2008 Tarihinde yürürlüğe giren yasa gereği yeni bir işe başlar ise; şehit evladı olarak kendisine bağlanan maaşı derhal kesilecektir. Buna rağmen Fethiye Kaymakamlığına iş ve aş müracaatında bulunmuş; vicdanın hukuk karşısında sessizliği kendisine verilen cevapla anlaşılmış ve "Hukuken yapılacak bir şey yoktur." Anlamına gelen cevap resmi yazı ile bildirilmiştir.
Bu insanımız iki evladını okutmak zorundadır. Okullar açılıyor ve gelen de kış kapısı. Odun, kömür, soba, defter kalem, okul giysisi; en önemlisi ise gıda konusudur.
Bunların hepsi de elbetteki para ile olmaktadır. Yani bir kilo pirinciniz olmaz ise; pilav yapamazsınız. Paranız yok ise; kaşığınız yoktur. Kaşığınız olmadan yemek yiyemezsiniz. Ekmek olmadan, karın doymadan hayat sürdürmek melaikelere mahsustur. İnsan olduğumuza göre, dünyanın da imtihan dünyası olduğuna göre; hayatta da insana kazancının ve sağlığının fitresi ve zekatı için fırsatların kapınıza kadar bir kaç kere geldiğini düşündüğümüzde; gelen fırsatların değerlendirilmesi insanın kendi insiyatifinde kalmış bir davranış şeklidir.
Bu evladımıza soyal yardım vakfı yöneticiliği verilmiş kişi tarafından "Bana ne baban benim için mi öldü her ölen kapımıza gelirse işimiz var." Denilerek, o kapıdan da geri çevrilmiştir.
Dün bu evladımız şahsıma telefon ederek; "Ramazan da geldi ne yapacağımı şaşırdım, okullar açılacak, evladıma dersane bulmak, aramak şöyle dursun onların okula gidiş geliş parasını nasıl temin ederim derdine düştüm. İki giysi alamıycam onu dert edindim. Gelen kış kapısı; odun yok, kömür yok, soba yok, evlatlarım daha çocuk, denizin yanı başında oturmaktayım, çoçuklara yaz boyu bir donduma alamamın ne demek olduğunu bilir misin sen." Dediğinde, sesim kesildi. Cevap veremedim.
Bu yazımı yazıp yazmama konusunda kendimle çok mücadele ettim. Bu gece sabahladım kendimle bunun mücadelesini yaparken, uyuyamadım.
Nihayet; yazmaya karar verdim. Sahur zamanı ben bir kaç lokma bulup sahur ettim. Belki şu an sahurda yiyeceği olmayan bir dünya insan vardır. Ama bire bir olarak imkânları çok dar olan insanı bilerek karın doyurmak zor karar.
Yazmak da zor karar idi.
Babası şehit olduğunda henüz yeni doğmuş olan bu değerli insanımız bugün iki evladı ile hayatını idame ettirme mücadelesi vermektedir. Evi yok, arabası yok, milyon dolarlık yatı da yok. evlatlarını jetskilerde tur attırtacak hatırlı dostları da yok. Evlatlarının evinde bilgisayarı da yok. Ama evladının birisi okuduğu okulun birincisi olarak; ilköğretim beşinci sınıfından altıncı sınıfına geçti, diğeri de teşekkür alarak, lise ikiden üçüncü sınıfına geçti.
Fethiye Bekçiler köyünden, babasının kabrini bir kere bile göremedi. Çünkü babasının kabri uzak diyarlarda; ister deniz bırakmadı karşıya geçmeye deyin, ister uzak yollar gidemedi deyin, ister parası pulu ekmek almaya bile yetmeyen insan nasıl kabir ziyaretine gitsin deyin.
15 Temmuz 2009 Tarihinde; dedesi (Şehit babası) Tahir DAĞLI vefat etti. o dedesinin toprağa verilişinde ulaşamadı, yok parasını bir gün sonra borç temin ederek gitti çünkü.
Bu evladımız;
53.684.064.3 Emekli sandığı sicil numarası ile emekli sandığından şehit evladı olduğu için maaş almaktadır. Şehit Osman DAĞLI’NIN kızı; Hatice DAĞLI;
AÇILIP KAPANMALARIN BİTEVİYE KONUŞULDUĞU BUGÜNLERDE HAYIR OLAN, HAYIR KONUŞAN HAYIRLARLA KARŞILAŞSIN DİYE DÜŞÜNEREK BU YAZIMIZI KALEME ALDIM.
ORADA BİR VAR GÖREN OLDU MU?
BEN ŞEHİT KIZIYIM
SIR DİYE SAKLIYORUM
Adlı şiirlerimi de;
MEVZUAT HAZRETLERİ Şiirimi de şehit evladı Hatice DAĞLI’YA atfen yazmıştım.
53.684.64.3 Emekli sandığı sicil numarası ile kaç lira aylık aldığını pekala araştırabilirisniz. Eğer maaşında çok küçük artış olmuş ise; o artışın sebebi de; dedesi Tahir DAĞLI’NIN vefatı nedeni ile babasından dolayı kendisine yansıtılan hak ediş tutarıdır.
Maaşının dışında hiç bir gelirinin söz konusu olmadığı bu evladımıza; el omuz, yürek vermek isteyen var mı?
İŞTE SİZLERE BİR FIRSAT;
SAYGIYLA ARZ EDİYORUM.
HAYIRLI RAMAZANLAR DİLİYORUM.
ALLAH YÜREKLERİNİZİ NUR EYLESİN.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.