YOLUM PARKA DÜŞTÜ
Bu gün parka uğradı yolum; kendime uygun
bir bank bulup oturuverdim.. Yorgun ayaklarım dinlensin,terli gömleğim kurusun,birazda öylesine işte..
dalmışım;
-abi simiiit!
-yok yavrum istemem.
-abi sıcak
-sağ ol yavrum
Arkalığa iyice yaslandım, sağ bacağımı soldakinin üzerine atıp çevreme bakındım,
Önce bastonuna dayanmış yaşlı ihtiyarı süzdüm bir müddet. Baston elinde, çenesi elinin üstünde. Ne düşünür diye geçirdim içimden. Mutlaka düşünüyordu garibim. Kim bilir kimin ne düşündüğünü..Amaan deyivermişim gayri ihtiyari. Banane yaa!..
-Simiit..
-sağ ol yavrum
-sıcak amca
-teşekkür ederim istemem..
Cevap vermedi ama simiit diye ayağındaki lastik terliği şıpırdatarak uzaklaştı benden.
Tam karşımda biraz uzak ama görüş alanımda iki sevdalı yürek. Nerdenmi biliyorsun? Bank dört kişilik olmasına rağmen bir kişilik yere iki kişi sivişmiş, başka yer yokmuş gibi. Çok az konuşuyorlar.. Erkek devamlı etrafı kolluyor, bir sağa bir sola dönüp duruyor. Arada bir arkayıda kolaçan etmekten de geri durmuyor zavallı.Bu arada eli yavaşça uzanıveriyor kolları yana düşmüş yavuklusunun ellerine. Birden yaşadığım yıllar canlanıyor hafızamda. içim bir hoş oluveriyor her nedense!
-simiit
-ürperiyorum
-sağ ol yavrum
-abi el yakıyor
-istememm
Başka bir banka yönelmek zorunda kalıyor garibim.
-Allah oğlunu sana bağışlasın amca
Ne biliyor oğlum olduğunu, ya kızlarım varsa veya hiç çocuğum yoksa!
-Yavruma bir ekmek parası Allah rızası için,
-İnayet ola ana
-Allah oğlunu sana bağışlasın
-inayet ola bacım
-bir ekmek parası Allahhh rızası için
Çaresizim ya alacak ya alacak kadın. Her iki ayağımı yere basıp her iki elimi birden ceplerime yöneltiyorum. Soldaki boş, sağ cebimde birkaç bozukluk olduğunu farkediyor ve bir bozukluk uzatıyorum dilenci kadına. Zaten uzanmış olan eline alıp hiç ses çıkarmadan bükük olan boynunu doğrultup yeni bir oğul sahibi peşine düşüyor.
-Parlasııın
-aman Yarabbii
-yeni boyalı çocuğum sağ ol
-abi pırıl pırıl yaparım,ayna gibi kendini seyret abi bak, bak saçını tara.
-sağ ol evladım.
evvet bu defa başarılıyım. Boyacıyıda uzaklaştırma başarısını göstermiş bulunmaktayım. Zafer kazanmış kumandan gibi tekrar kuruluyorum koltuğa Pardon banka. Eli bastonlu bir ihtiyar geçiyor önümden;
-Selamün aleyküm
-aleykümselaam bey amca.
adeta ayaklarını sürüyerek ilerliyor ve boş bir bank aradığını belirtmek niyetiyle hemen bir metre önümde durup sağa sola bakınmaya başlıyor.Belli ki oturmak için benden izin isteyecek.
-Bey amca oturmazmısın?
Başını bana dönerek
-Sağ ol oğlum rahatsız etmeyeyim?
-olurmu amca rahatsızlık ne demek?
Ürkek tavırlarla oturuveriyor yanıbaşıma…
-Merhaba amca
-Merhba efendim nasılsınız?
-Sağ olunuz siz nasılsınız?
-Allah’a CC şükür nasıl olur şehit babası?
Burnumun direği cızırdıyor aniden, şimşekler çakıyor beynimde. Yüreğim yanıyor birdenbire..Nerde? demeden devam ediyor anlatmaya..
-Tam iki yılı geçti yavrumu kaybedeli tam tamına iki yıl üç ay ..Benden başka herkes unuttu yavrumu herkes…Binbaşıydı biricik evladım..binbaşıydı!..Hemen hatırlıyorum o uğursuz günü..Evet bende unutmuşum unutulmaması gereken günü..Haklıydı adamcağız hemde çok haklıydı …Ben dahi unutmuşum!.. Utanıyorum kendimden..Soru sormama engel oluyor boğazıma düğümlenen bir nesne!..
-Adil rahmetlimiydi şehidimiz?
-Sen tanıyormusun?
-????
-Hayır cenazede bulunmuştum.
-Rahmetliyi tanımazdım ama sizi biliyordum..Çok helak etmişiniz kendinizi oysa ne mutlu şehit oldu yavrum demiştiniz cenazede… Hatta babanız bile askere alınmasını istemişti yetkililerden..
-Soğuk şerbeeet!
-Vereyim mi? beyler
-Ver de içelim
-Bey’e lütfen
istemeyerek te olsa titrek ellerle uzanıyor buğulu bardağa.İkinci bardağı ben alıyorum ama iç içebilirsen..İçiyoruz!..
Cep telefonumun saatine bakıyorum öylesine! amacım kaçmak açıkçası !...
-İzin istesem
-tabi
-kusura bakmayın..biraz işim var da, Allah kalanlarımıza sağlık versin, Mekanı cennet olsun oğlunuzun..
Hemen kalkıyorum ama ayaklarım zor götürüyor bedenimi….
Ali KILIÇ
AĞUSTOS 2009 OSMANİYE