***HOŞ/ÇAKAL***
Oldum olası beynimi didikleyen bir cümle idi. Fakat son günlerde Tarkan’ın popülist şarkılarından ilkinde olduğu gibi tabiri caizse ‘’kıl oldum abi’’.
Bir hoşçakal muhabbetidir gidiyor.
Telefonda konuşan birine denk geliyorum örneğin ‘’hadi, hoşçakal’’ (bu bye ya da kendine iyi bak muhabbetini hiç saymıyorum) . Ayşe ablam da detaylıca yazdı zaten kendine iyi bak tarafını.
Neden huzurla kal, sağlıkla kal, sevgiyle kal, umutla kal vs. değil de illa ki hoşçakal?
Aslında takılmıyorum bu ağız alışkanlığı olan hoşçakallara. Tıpkı altı bom boş bye ve çüss lere takılmadığım gibi (hadi yeni yetme gençliği az çok anlıyorum da elli yaşında ki teyzemin Nişantaşı gençliği ağzıyla ‘’akşama konkene geliyosuunn, hadi bye.’’, diye yamulmasını. Ya da altmış yaşında ki amcamın kazanova ayağına yatıp ‘’çüss tatlımm’’, iğretiliğini anlamaya ömrüm yetmeyecek sanırım.)
Yeri gelmişken bir de Ayşe ablam” kendine iyi bak” diyip gidenleri iğneleyeli beri” kendine cici bak” modası cıktı ki evlere şenlik. Nasıl olacaksa kendine cici bakmak anlamadım gitti..
Aslında beynimde dolaşan kanı birden harekete geçirip damarlarıma şase yaptıran hoşçakal cümlesi ikili ilişkilerde kullanılan versiyonu. Bu hoşçakalların yazılı ve sesli boyutları da var tabii ki. Hatta şiirsel boyutu bile var.
Örneğin; sevgilinizle küçük bir tartışma yaşadınız hemen ardından bir mesaj alırsınız ‘’artık sen bana tahammül edemiyorsun, Hoşçakal’’, ‘’ sen beni eskisi kadar sevmiyorsun, hoşçakal’’, ‘’seni daha fazla üzmek istemiyorum, Hoşçakal’’, ‘’senden nefret ediyorum, hoşçakal’’, ’’ben gidiyorum ama mutlu olmanı istiyorum, hoşçakal’’ vs. vs.
Yahut da telefon da konuşuyorsunuzdur biri diğerinin söylediğine alınır. Önce derin bir suskunluk ardından ‘’konuşmak istemiyorum, hoşçakal’’, ‘’seni kırmak istemiyorum, hoşçakal’’. Hele ki sesiniz biraz yükselmeye dursun ‘’seni dinlemiyorum, hoşçakal’’. Eğer kapaklı bir telefon kullanıyorsa partneriniz yandınız. Önce bir şlapp sesi (eskiden bu sesin adı çatt dı) ardından dıt dıt sinyaliyle beyninizde eko yapan bir ses haline gelir hoşçakal.
Ya da suratınıza pat diye kapanan bir kapının hemen öncesinde en son duyacağınız cümledir hoşçakal.
Yahu benim hoş kalmamı istiyorsan bi kere neden olur olmaz triplere giriyorsun? Neden telefonu ya da kapıyı suratıma çarpıyorsun? Yahu neden terk ediyorsun? Eğer bütün bunları yapıyorsan neden hoşçakal diyorsun?
Sana ne benim nasıl kalacağımdan. İster hoş kalırım ister boş. İster zil takıp oynarım istersem yas tutarım. Sen gitsene yoluna sana ne arkadaşım?
Kaldı ki hangi hoşçakal diye veda edenin gidebildiğini yazmıştır koca tarih?
Yahu kim gidebilmiş söylesenize hoşçakal dedikten sonra ardına bakmadan?
En derin ve duygusal adamlar olarak anılan şairler bile hoşçakal dedikleri hangi sevgiliyi gömebilmiştir? ‘’seni içimden terk ediyorum’’, diyen Kahraman Tazeoğlu gidebilseydi eğer o sayfalarca şiir yazılabilir miydi? Şairin yüreklisi de hoşçakal diyemez ki zaten.
En fazla ‘’içimde ölürsün’’ der mesela. ‘’Kuru bir yaprak gibi eline düştü, istersen rüzgâra salıver gitsin’’, der Necip Fazıl gibi. Ya da ‘’ vur bitsin’’, der İbrahim Sadri gibi, öyle terk eder.
Hiç kimse kandırmasın kendini, hoşçakal içinde çakallıkları barındıran bir cümledir ikili ilişkilerde.
Hoşçakal= blöftür
Hoşçakal= tehdittir
Hoşçakal= korkaklıktır
Hoşçakal= kurnazlıktır
Hoşçakal= şeytanlıktır
Hoşçakal= basitliktir
Aslında hiçbir yere gidemeyeceğinin yegâne göstergesidir.
Kaldı ki gitmeye karar vermiş ise muhatabınız sizin nasıl kalacağınız aslında çokta umurunda değildir zaten (sadece vicdanına dokunan yanlar hariç. Varsa tabii vicdanı)
Haydi, umurundasınız diye iyimser bir tablo çizelim.
Her halükarda gerçekten giden asla hoşçakal demez. Umurunda değilseniz buna gerek görmez. Umurunda iseniz yüreği kaldırmaz yine diyemez.
Hâsılıkelâm
Her yanınızda duranı sizinle zannetmeyin. Kulak verin yüreğine. Eğer yüreğinizle aynı ritim de atmıyorsa yüreği, ağır ağır yol almaya başlamıştır partneriniz. Milim milim eksilir de farkında olmazsınız. Bir gün bakmışsınız ki yerinde yeller esiyor.
Unutmayın sessiz sedasız gider gerçekten giden.
Çakallardır hoş/çakal vedaları eden
Rukiye Küçük