Gelecek Sekiz Yılım 1
Geçmiş dönem hayatımı o kadar ezici,yıkıcı duygular belirliyordu ki;zaman zaman içime kapanıyor ve aylarca kimse ile tek bir kelime konuşmuyordum. Bu yaşadığım yoğun duygular zamanla bende garip davranış bozukluklarıda yaratmadı değil..
Hiç sevmediğim bir müziği sadece o seviyor diye yıllarca dinledim mesela. Bu Nil Karaibrahimgil in şarkılarının bir kaçı ile başladı. Sonra sokakta her gördüğüm bayanda ondan bir şeyler aradım.Kalçalarına baktım dudaklarına, göğüslerine, bazen saç kesimi veya gözü benzeyeni bulduğumda daha dikkatli baktım. Hatta kimi zamanlar arkadaşlarım tarafından uyarıldım.O an baktığım kişinin yanında erkek arkadaşı, kocası veya kimin olduğu umurumda da olmazdı hani..Hele kokusu şu an bile burnumda tütüyor desem yeridir hani.Tam tamına sekiz yıl oldu. Ve ben bugün bir karar aldım. Bugün itibarı ile bir şekilde konuştuğum sevdiğim bir kişiden kendi ölüm tarihimi isteyeceğim ve kendim belirlediğim bir şekildede hayatıma son vereceğim. Çünkü bu zaman zarfı onu daha çok düşünmek ve hissetmek için.
Çok ama çok arkadaşım yok. Bana dayanabildiği kadarı ile ve dayanma gücü sona ermek üzere olan iş ve özel hayatta en yakınım olan Hicran dan isteyebilirim bunu. Tarihi belirlemek kolay olsa gerek..
“Bu akşam iş çıkışı biryerlere gider birer bira içeriz istermisin” dediğimde, sorgusuz “evet” demesi arkadaşlığımızın en güzel göstergesiydi bana göre.
Çok güzel ve şık birisiydi Hicran, sevgiliside vardı tabii. Hicran benim anlamsız konuşmalarıma alışmıştı artık. Soruyuda sormam zor olmadı biramdan bir yudum aldıktan sonra hemen konuya girdim.
“Hicran farzedelim ki ben kendimi öldüreceğim. Ama başka yolu yok öleceğim. Bunun için en uygun yıl hangisi olurdu?” diye sorduğumda beklemiyordum doğrusu aniden yanıt verdi.”
“Keskin tarihler seçmelisin! Mesela beş yıl beş ay beş gün veya on yıl on ay on gün gibi keskin olmalı!”
Bu kadar çabuk beklemiyordum doğrusu cevabını Hicra nın. “Hadi bakalım bir tarih belirle ve ölüm şeklinide söylermisin bana?”, “sekiz yıl sekiz ay sekiz gün ve kafaya bir silah! İntahar yani” dedi. Peki dedim ve başka konulardan konuştuk biramız bitene kadar.
Aynı günün gecesi evimin salonunda oturmuş Hicran ın verdiği ölüm tarihimi düşünüyordum. Ertesi gün ve daha sonraki günler neler yaşıyacağım neleri sorgulayacağım bilmeden.
Artık ölüm tarihim belliydi. En sevdiğim arkadaşım bunu belirlemişti.
Hemen evimin yanında bulunan camii den ezan sesi odama girmiş ve beni uyandırmıştı. Ve ilk korkumu o an yaşamıştım. Cennet ve Cehennem. Acaba gerçekmi yoksa araçmıydılar insanları hizada tutan.Ömrümün kalan sekiz yıl sekiz ay ve yedi gününde belliki bu soruyu sıkça kendime sorup cevabını arayacaktım. Günahlarım çoktu cehennem için ya sevaplarım ne kadardı. On da biri kadar olsa razı idim günahlarımın. Sevgililerim vardı hayatımda çırılçıplak,günahkardım.Bir gecelik hayat kadınları vardı,salyaları ile yatağımı yıkayan..Her biri kollarımda titreyen sevgililerim.Ve düşüncelerimde rüyalara dalıp defalarca seviştiğim ünlü sinema ve ses sanatçıları. Ulaşamadım hiç onlara.Ve tabii sekiz yıl önce kaybettiğim sevgilimede sekiz yıl sonra…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.