Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş

Kutsal

Yorum

Kutsal

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

645

Okunma

Kutsal

Kutsal

Kutsallık, kutsayana özgü algılarla oluşan kanaatle belirlenir. İzafidir.

“Küçük Prens / Saint- Exupéry” (Okumamışsanız mutlaka okuyun, tavsiye ederim) Orada küçük bir gezegende tek başına yaşayan bir kral vardı. Uyruk olmadan krallığının tadına varamayan bir kral. Bu durumda kral bile sayılmaz…

Bir ilahiyatçı bas bas bağırıyor “takva” diye. Mütevazı, gerçek takva sahibi olan nasibini insanlar arasında aramaz. Takva sahibi beklentisiz olur. Günümüzde bazı din adamları, şeyhler, cemaat liderleri insanlar arasında takva ile yükselme peşinde! Takvayı insanlar arasında makam olarak algılayan bir kesim de bazılarını kutsama peşinde. Bu da “Dini otorite”nin oluşmasına sebep oluyor. Otorite ise özgün din algısını sınırlıyor. Dini inancı standart hale getirmek istiyor. Bu da insanın nihayetsiz algı ve yeteneğini kısırlaştırıyor. Özgün olmayan ezber, dolma inanç ise taklidi oluyor, tahkiki değil.

Evlilik kutsal mıdır?
İki reşit insanın (Kadın-erkek) cinsel birliktelik maksadı ile sözleşmesine nikah denir. Kutsal kabul edilince dokunulmaz olur. Katoliklerde boşanmanın yasak oluşu bundandır. Yanlış başlamış bir evliliğe taraflar mecburen ömür boyu katlanmak zorunda kalır. Bir çok sorunu da (eşlerin sevgili bulması ,v.b.) yaşamak pahasına… Akrabalar dahi işe karışmak ister kutsal diye.
Örnekler çoğaltılabilir.
Mahallenin namusu kutsal olursa kahvedeki boş gezenler namus bekçisi oluverirler. Namus, töre cinayetlerinin altından da namusun kutsal olduğu bahanesi çıkar.

En tehlikeli olanı şudur.

Kutsal olan güncellenemez.

Güncellemeye kalkan da şiddetli suçlamalara maruz kalır.
Klasik manada gericilik budur.

Kutsama gericiliğe sebep olabilir. Eski çağ filozoflarının ve fikir adamlarının görüşlerini güncellemeden kabul edip halka dayatmak arzusunun altından da kutsama çıkar. Eski fikirleri nakil olarak alıp, takılıp kalanlar yeni fikir de üretmiyorlar.

Kuran’ın yeterince okunmamasının veya anlaşılmamasının sebebi ne olabilir?
Dikkatimi çeken husus şu; hemen hemen her evde kuran var. Çoğunda birden fazla var. Kuran harfleri ile okuyabilen sayısı da az değil. Ama içerik yeterince bilinmez! Bazıları “kutsal” diyerek duvara asar, nakışlı kaplarda baş üzerinde saklar. Yatak odasına asmayanlar. Ayaklarını saygısızlık olmasın diye o yöne uzatmayanlar çok. Bu kadar çok sevilen kutsal görülen bir kitap neden yeterince okuyup anlaşılmaz? Kitaplığımızda diğer kitaplar arasında dursa daha mı fazla okuyup anlaşılır, acep?

Son tahlilde kutsallık izafidir.

Kişiye özel olmalıdır. Kimse kendi kutsalını başkasına dayatmamalıdır. Herkes özgür iradesi ile özgün kanaatiyle var olmalı. Düşüncelerini kutsallık ile destekleyip sunmamalı. Toplum özgün paylaşımla gelişir; Nakil, ezber dayatmalarla geri kalır.

Saygılar
Ahmet Bektaş

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kutsal Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kutsal yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kutsal yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Sevinç İNAL
Sevinç İNAL, @sevincinal
20.8.2009 23:40:13
10 puan verdi
Evet, bazı değer yargılarımız kutsallaştırdığımız...
Hiç tartışamyız tartışılmasını da günah sayarız, onlar hep oldukları yerde kalır biz de hep eksik kalırız, maalesef bu böyle...
Değişir mi?
Umalım...
Var olun yüreğinize sağlık.
lizeya
lizeya, @lizeya
20.8.2009 20:15:57
10 puan verdi
kutsal* kelimesi, pederşahi anlayışın sıkı sıkı sarıldığı bir kavram.
niye? çünkü kral, imparator, padişah, sultan..v.s. kutsalın arkasında sürdürür bekaasını. güçlenir, ulaşılmaz olur. secde edilir ona..

ne zaman ki bir gönül eri çıkar da aralar bu kutsallık perdesini..bir huzme görür göz kamaştıran..anında gürz iner başına..ama yılmaz bu savaşçı..zira kendi için var olmanın parıltısı düşmüştür gönlüne bir kere..ve, evrende bir yol açar diğerlerine...

ustanın biri şunu demiş zamanın birinde, beğensek de beğenmesek de, doğrudur bu; *her şey değişir , değişmeyen tek şey, değişmektir....* güncelleme ..bugünkü tabirle..

takvimler ramazan ayını gösterirken, cesurca yazılmış bir yazı...
kutlarım...

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL