- 414 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ÇOCUKLARIMIZ...
Her anne baba,çocuğunu sever.Sevmeyen olamaz.Kirpi bile yavrusunu. "Aman ne güzel yavrum,pamuk gibi" diye severmiş.
Ebeveynler,"aman oğlum,kızım acı,keder görmesin,göz yaşları dökmesin "diye yavrularının üzerlerine kol kanat gerip,onları dış tehlikelerden korumaya çalışıyorlar.
Bence bu gösterilen koruyucu melekliği,çocukların belirli yaşlara gelmesine kadar doğru ve anlamlı bir himaye olup belirli bir yaştan sonrası için ise yapılan koruyuculuk davranışları,ebeveynlerin hem kendilerine zarar vermiş olabileceği gibi hem de çocuklarının sağlam iradeli,kendi başlarına ayakları üzerinde durabilecek olan birer fert olmasını engellemiş olacaktır.
Bazı ebeveynler vardır ki; çocuklarının yaşamın gerçekleriyle karşılaşmasından korkuya kapılıp dışardan gelebilecek tehlikelerin zarar verebileceği korkusuyla hayattan soyutladıklarının farkına bile varamıyorlar... "Aman oğlum,kızım şunu yap,bunu yapma" gibi uzaktan kumandayla yönetilen oyuncaklar gibi istedikleri tarafa hareket ettiriyorlar.Böylece çocukları,kendilerinin yörüngelerinde dönüp duruyorlar...Bu böyle sürüp gittikçe genç birey,evlenme çağına gelene kadar "bir baltaya sap olamadı" misali ellerinden hiçbir yapıcı özellik gelmiyor.
Bazı ebeveynler de vardır kişi daha da ileri boyutlara götürerek tatil beldelerinde denize karşı kurdukları içki sofralarında: "oğlumuz,kızımız içkinin tadını bizden öğrensin" diye çocuklarını alenen içkinin tuzağına düşürdüklerinin farkına bile varamayacak kadar nahoş harekette bulunuyorlar.Kendilerine "yanlış yapıldığı" ikaz edilmiş olunca mangalda kül bırakmayıp haklı olduklarını anlatarak ahkam kesiliyorlar.Ne desen boş...İleriki yaşlarda bu çocukların bu tip ebeveynler için büyük bir sorun olacağı gün gibi aşikar...
Öyle ebeveynler de vardır ki;okul tatillerinde çocuklarını kuaföre,oto tamirciliğine,elektrikciye, v.b.yerlere göndererek hatta ustalarına bile telkinlerde bulunarak "eti senin,kemiği benim.Hayatı öğrensin..."diye farklı taktik uyguluyorlar ki;yaşamı kendi deneyimleriyle öğrensinler diye.
Sonunda böyle çocuklar,yaşamın gerçekleriyle erkenden tanışmış olacakları için sağlam bir şekilde ayakları üzerinde durmuş oluyorlar...
Çocukken belleğime yerleşmiş bir anımı sizlere aktarmak istiyorum:
"Evimizin kedisi yavrulamış,bizler de çok sevinmiştik.Özellikle ben.Yemiyor yediyor,ne varsa kedilere taşıyordum.Anaları da yavrularının üzerine titriyordu.Onları, sarkan memelerinden emziriyor,diliyle hepsini ayrı ayrı yalıyordu...Zamanla bu yavrular,büyüdüler.Hala analarını emmek istiyorlardı.Anaları,yavrularının bu isteklerine "artık tamam" dercesine karşı koyuyordu.Kendisinden uzaklaştırmak istiyordu."
Bense çocuksu duygular içerisinde anne kedinin yavrularına niye böyle davrandığına bir türlü anlam verememiştim.Anneme sordum:
"-Neden böyle oluyor?" diye.
Annem de :
"-Yavrularının artık büyüdüğünü,kendi başlarına yaşam mücadelesi vermesi gerektiğini" söylemişti.
Ne yazık ki, günümüzde hala ana kedi gibi davranmak istemeyen yavrusunu koruduğunu sanan ebeveynler var...
Hepimiz çocuklarımızı seviyoruz ama...Aması var işte...İşin başka boyutları da olduğunu unutmayalım...
Ayhan Sarıkaya
YORUMLAR
Hepimiz çocuklarımızı seviyoruz ama...Aması var işte...İşin başka boyutları da olduğunu unutmayalım...
Sevgili Ayhan bey, öncelikle doğum gününü kutlar, sağlık ve başarılar dilerim. Yazın benim KUŞTAN ALINAN DERS yazımı hatırlattı bana, benim o yazım seçilmişti. İnşallah sizinde bu yazınız seçilir. Benden 10 puan, böyle yazılar seçilmeliki topluma örnek olsun. Başka türlü bütün yazıları okumamız mümkün değil, eğer seçilirse çok sayıda kişi merak edip okuyabilir. Saygı ve sevgiler, selamlar....