4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1190
Okunma
Annemi özledim... Hem de çok, pek çok... Resimlere bakıyordum, gözümün önüne geldi birden. Sanki hiç gitmemiş hep ordaymış da konuşacakmış... Konuşuyormuş gibi benimle... Elimi uzatsam dokunacağım! Öyle gerçek... Öyle canlı... Üç boyutlu bir filmmiş gibi gözlerimin önünde annem... Hiç yaşayamadığım annemli yıllarım! İnsan filmin içinde hisseder ya kendini, işte buna benzer bir duygu benimki. Biliyorum dokunmak için elimi uzatsam büyü bozulacak. Ve ben yine boşluğu kucaklayacağım, belki bugün bilmem kaçıncı kez! Bu yüzden uzatmıyorum elimi...
Annemi özledim... Hem de çok, pek çok...
Elimde kenarı kırık içki kadehi... Annem olsa üzülürdü."İçme," derdi."İçmek hiçbir şeye çözüm değil!"Ben kızardım."Peki o zaman çözüm ne? Çözüm bulamadığım için içmiyor muyum zaten?"Düşünüyorum... Annemi geri getirir mi içmem ya da içmemem?
Annemi özledim... Hem de çok, pek çok...
Teyzem mezarlığa gidecek az sonra. Annemi ziyarete... Kapıdan çıkmadan önce yanıma geliyor ve öpüyor beni usulca. Tam gözyaşımın altındaki sağ yanağımdan... Hiçbir şey konuşmuyoruz. Konuşmamak daha iyi... O mezarlığa gideceğini bana söyleyemiyor. Ben üzülmeyeyim diye. Ama söylemese de ben biliyorum. Teyzem mezarlığa gidecek annemi ziyarete...
Beni öperken boğazıma bir şeyler düğümleniyor düğüm düğüm... Kopup gidiyor içimden bir şeyler yine. Engel olamıyorum. Gözyaşlarım balyoz gibi gırtlağıma iniyor. Yutkunamıyorum. İki yanağımda sele karışıyor...
Annem orada, mezarlıkta... İçimden ,"Anneme selam söyle benden ..." diyorum kapıdan çıkmak üzere olan teyzeme."Söyle ona, onu çok özledim, hem de pek çok..."
Az sonra teyzem çıkıyor kapıdan. Kapı kapanıyor anıların üzerine...
"Annemi özledim... Hem de çok, pek çok..."