- 673 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
KÜRT AÇILIMI VE ATATÜRKÇÜLÜK
Herkes bu konuya odaklanmış:
Kürt açılımı...
Gelin bu açılım kavramını biz de biraz açalım.
Ne açacağız?
Açılımdan maksat Kürt kardeşlerimizin yaşadığı bölgelere hizmet götürülmesi, kalkınmanın sağlanması, fabrikalar yapılması, hayvancılığın desteklenmesi, yolların yapılması, şehir ve kasabaların altyapılarının inşa edilmesi, tarımın desteklenmesi gibi eylemler ise; deriz ki ey yetkililer, bunun açılımla bir ilgisi yok! Vakit kaybetmeyin. Hemen ve derhal bu işlere başlayın. Hatta yurdun çok büyük bir bölümü bu bakımdan sizi bekliyor. sadece Günaydoğu, ya da Doğu değil. Her bölgemiz bilhassa Karadeniz bölgemiz hizmet ve ilgi bekliyor. Açılım sözü ile uğraşacağınıza hemen kolları sıvayın ve başlayın. Her tarafa...
Hayır efendim açılımdan kasdımız bu değil. Kürtlere verilecek insan haklarını kasdediyoruz. Anadilinde konuşma, anadilini öğrenme, öğretme, iş bulma, çalışma, vergi adaletsizliğinin giderilmesi, fırsat eşitliğinin sağlanması hakları, daha fazla okul, daha çok üniversite, kıyafet serbestisi, okullara girişte uygulanan ve insan hakları anlayışına ters olan kıyafet dayatmalarının kaldırılması, devlet dairelerinde çalışırken ve hizmet alırken belli şekil şartlarının dayatılmasından vazgeçilmesi, manevi bağlarımızın güçlendirilmesi, İslam kardeşliğinin tesisi ve benzeri konulardır... Açılımdan kasıt bu ise, ey yetkililer! Gelin bu açılımları hemen yapın. Bir an önce başlayın. Devlet millet kaynaşmasını sağlayın. Sadece Kürt kardeşlerimizin yaşadığı bölgelerde değil, yurdun her bölgesinde, her köşesinde hemen derhal gerekli adımları atın. Açılımla saçılımla uğraşmayın. Bunlar sizin göreviniz. Neden bu güne kadar yapmadınız diye sorulmadan başlayın ve yapın.
Hayır, açılımdan kasdımız bu da değil. Dağdaki eşkiyaya ve zorla dağa çıkarılmış insanlara bir af.. Onları dağdan indirme, topluma kazandırma, iş aş ve kimlik sağlama ise, deriz ki; ey yetkililer! Bunları defalarca yaptınız. Hatta kantarın topuzunu bile kaçırdınız. Af ettikleriniz toplumda huzur bırakmadı. Siz dosyaları işlemden kaldırdınız, içerdekileri arka kapıdan saldınız, ama onlar ıslah olmak bir yana, daha şiddetle suç işlemeye devam ettiler. Çoğu dağa yeniden çıktı. Bunları yaparken açılıma ihtiyacınız yoktu. Konuşmadınız, danışmadınız yaptınız. Bu defa neden açılıma ihtiyaç duyacaksınız. Şartlarını ayarlayın, dağdakilere bir babalık yapın. Ama geri çıkmayacak şekilde. Yaptığınızın bir anlamı olsun. Bunun için açılım göstermeye gerek var mı?
Ama bizim açılımdan maksadımız bunlar değil. Biz eşkiya elebaşlarının, bu arada İmralı’dakinin salıverilmesini, hatta meclise gelmesini istiyoruz. Sonra, Kürt kardeşlerimizin yaşadığı bölgelerin, falan ve filanların sınırlarımızın dışanda oluşturdukları yarı bağımsız devletle federasyonunu konuşacağız, sonra da onların Türkiye tarafından himayesini sağlayacak şartları konuşacağız. Ya da Türkiye haritasının şurasına burasına bir çizgi çekeceğiz, özerk mözerk adı altında buraları konuşacağız. Açılım diye bunu ortaya koymaya gayret ediyoruz, derseniz; o zaman da deriz ki, ey yetkililer, işleyeceğiniz günahlara ortak aramayın. Bırakın açılımı saçılımı, aklınızı başınıza devşirin. Stratejik müttefikiniz ABD, Avrupa Birliği, Arz ı Mevud hayaliyle ellerini oğuşturan İsrail size bunu empoze etmiş olabilir. Nitekim bu konuda açıkça adımlar attıklarını da görüyoruz. ABD büyükelçisinin bu açılım diye tutturduğunuz süreçte işe burnunu sokması nedendir dersiniz? Sakın sakın, bunları gündeme dahi getimeyin. Yarın ne dolaplar çevrileceğini ve federasyona ya da özerkliğe tahsis edilecek bu vatan parçalarının gelecekte nasıl elimizden çıkacağının yaşanmış örneklerini görmedik mi, bilmiyor muyuz, tarih okumadık mı?
Belki diyecek olursunuz ki, bizim bu açılımımız, bölük börçük olmuş İslam ve Türk diyarlarının birliği için bir ilk adım olacak. İnsiyatif bizde olacak. Sakın sizi böyle bir tuzakla ikna etmiş olmasınlar.
Siz Türk ve İslam diyarlarının nihai birliğini mi arzuluyorsunuz? O zaman ATATÜRK’çülüğe dönmekten başka çareniz yok. Cumhuriyet’in kurucusu bunun da yollarını göstermiş. Açın okuyun nasıl olacağını. Federasyon, konfederasyon ve ülkelerin birliği nasıl sağlanacak öğrenin. Uzağa gitmenize gerek yok. TBMM nin açılışını takip eden günlerde Atatürk’ün Meclis’in gizli oturumlarında yaptığı konuşmaları ve hazırladığı planları okuyun, öğrenin. Ders çalışın biraz. Bu gizli tutanaklar yayınlandı, gizliliği kalmadı. Atatürk İslam ülkelerinin kurtuluş savaşlarının neticelenip bağımsızlıklarını kazandıklarını görecek kadar yaşasaydı, onları nasıl birleştirip, Ortadoğu’yu nasıl şekillendireceğini hep TBMM de gizli oturumlarda anlatmıştı. İyi tetkik edin O’nun sözlerini. Göreceksiniz ki, Atatürk bugün yaşasaydı, Türk İslam birliğini kurmak ister ve başarırdı. Sayın Necmettin Erbakan’ın öncülüğünde kurulan, ama şu anda neredeyse pasifize edilmiş olan D-8 gibi birlikleri bizzat O yapar ve yaptırırdı. O tutanakları okuyun da siz de görün.
Siz ey yetkililer, çözümü dışarda aramayın. Çözüm gerçek Atatürkçülüğe dönüştedir. Lütfen aklınızı başınıza alın, bir oyuna gelmeyin!
www.ekremsama.com
YORUMLAR
Ne oldu da bugünlere geldik bunları tartışır olduk o Yüce Türk Milletinin birlik bütünlüğü bozuldu da bu sözleri söylemek zorunda kaldık vah bize vahlar bize yazıklar olsun bize, Sayın Sama konuyu geniş bir açılımla ele almışsınız tabi anlayana, kayda değer görüp de durup bir düşünme zahmetine girene, Yüreğinizden dert tasa uzak olsun, Ülkemizin bekası daim olsun inşallah.
ah anadolu...vah anadolu....
Ekrem Sama ellerinize, aklınıza, fikrinize sağlık. Çok güzel özetlemişsiniz, tebrik ederim. Bu ülkede, sanal ortamda gerçekten okur yazar insan bulmak o kadar zorlaşmış ki, inanın facebook gruplarında yorum yapan BAZI, BİR TAKIM arkadaşlarımızın hayatlarında on kere köşe yazısı okuduklarını sanmıyorum. Taktir ettikleri bir yakınının fikrini ve/veya bir 'inşallah' geçen cümleyi okuyup hatta çoğunlukla duyarak hiç bir fikri alt yapısı olmadan ölümüne savunan gençler..halleri acınacak haldeler. Keza sizin gibi aklı selim insanlar yazar yazar dururlar bu ülkede ancak gündem belirlemeyi çok iyi bilen bazıları, ayrımcılığın uçlarını sivrilterek keskinleştirirler. Keskinleşen diller birbirlerini keser. Böylece saatlerce birbirlerine laf yetiştiren insanlar hakaretleştikçe savundukları fikrin yandaşlığında partizan olurlar. Hem küfürleştikçe de streslerini atarlar, yapıcı eyleme gerek duymazlar. Artık bir noktadan sonra onlara ne anlatsanız kar etmez. Sayfa aralarında muhalif yazılardan gözlerini ışık hızı ile çekerler. Farklı grupların eleştrilerini okuyarak ve araştırarak kendi doğrularını bulmaya çalışmazlar. Küçük piyonlar diyemiyorum çünkü piyonların da oyunda önemli yerleri vardır. Bunlar piyon dahi olamazlar. Sokakta tükürükleşen çocuklar gibi yaygara kopartırlarken güçü ellerinde barındıranlar ülkeyi istedikleri akibete her geçen gün daha da yaklaştırır. 'Allah seni başımızdan eksik etmesin' diyen hiç bir sempatizan çıkıp da bu Ekrem ne diyor, doğru mu diyor bir araştırayım soruşturayım demez...
İşte bizim gibiler de yazıyı okur, takdir eder gönlümüze su serperiz. Aklımız yetiyorsa bir kaç cümle de kendimizden katarız. Başka da malesef bir şey olmuyor. Teşekkür ederim.
80 yıldır Atatürk'ün yolundan ayrılan mı var üstadım? Menderes de, Bayar da, Erbakan da, Ecevit de, Demirel de, Perinçek de, Ergenekoncular da, Erdoğan da, Çömez de, Bahçeli de, Türkeş de.... hepsi Atatürkçü olduklarını söylediler. Hatice'ye değil, neticeye bakalım ve aklımızı başımıza alalım. Türk-Kürt kardeşliğini tesis edebilecek yegâne güç İslam kardeşliğidir.
Herkes birliğini pekiştirmek gayretinde iken ne yazık ki ayrışma tohumları ekmekle meşgulüz. Yüreği yurt sevgisiyle çarpmayan ve birbirine benzemeyen bazı zavallılar bir bölünme korosu oluşturmuş durumda. En basitinden bir kürtlük şuuru oluşturulmakta ve bin yıllık kardeşlik hukuku yerle bir edilmektedir. Açılım dedikleri saçmalığı analar ağlamasın kan dökülmesin gibi yaftalarla gizlemeye çalışıyorlar. Bu topraklar uğrunda nice koçyiğitler şehit oldukları için vatan değil midir? Analar ağlamasın diye bu kutsal vatanı birilerine peşkeş mi çekeceğiz. Çanakkale'ye göderdiği yavrusuna kına yakan anaların hissiyatı nasıl açıklanabilir. Anaların ağlamasını elbette kimse istemez. Lakin bir milletin bölünüp parçalanması gayretlerinin sebep olacağı gözyaşı ve kanı neden düşünmezler?
Dış odaklı faaliyetlerden bu millete ne zaman hayır gelmiş.
Bu milletin kaderiyle oynama yetkisini nerden alıyorlar.
Gidişat gerçekten dehşet verici. Ancak ben hep bu milletin içinde bir cevher olduğuna inandım. Bir gün o cevher açığa çıkar da alması gerekenler derslerini alır İnşallah.
Değerli Abim, en derin sevgi ve saygılarımla, Rabbime emanet olun.
ille de bir açılım isteniyorsa şu ana haberlerde üstte kürt açılımı altta da şehit cenazelerinin olduğu sahne olmamalı ama o kendiniz vatansever sanan başta kalal d bilmiyorlar ki çoğu kürdünde şehit oldğunu bu ülke uğruna çoğu kürdünde şehitlere ağladığını hatta türklerden iki kat daha fazla içlerinin yandığını .
kutlarım beğeniyle okudum.