- 720 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
şerare(m)
Eskiye dair hatırladıklarım küçük bir köyden ibaret..
O zaman çiçek kokardı kırlar..ağaçlar daha yeşil;çocuklar daha masumdu..insanlar daha merhametli,gökyüzü daha parlaktı..
Umudumuz hayallerimiz vardı,geleceğe dair…
Bir kuşu,bir kediyi severken yüreğimizide katardık sevgimizin içine.Bağrı yanık toprakta koşardık sağa sola,içimizde hissederdik özgürlüğün,saflığın ,temizliğin coşkusunu..
Kimse karışmazdı,yön vermezdi,kızmazdı.doyasıya yaşanırdı o zaman duygular..
Kimi zaman düşerdik yaralanırdık, ağlardık. çocukça isyanlarımız olurdu ama kalbimiz acımazdı ve isyanlarımız masumdu o vakitler…
Ve bir gün büyük adam olmamız fısıldandı kulağımıza.Hayaller kurduk boyumuzu aşan..İlkin korktuk ama sonra hayatın daha farklı renkleri olabileceğini düşler olduk.Fakat bu renklerin arasında siyah, kurşuni,mor ve daha adını bilmediğimiz envai çeşitlerininde olacağını hayal edemedik..Öğreneceğimiz çok şey vardı hayata dair.Ama düşlediğimiz gibi olmadı hiçbir şey..Önce hırsı menfaati öğrettiler,sonra ben olmanın gerekliliğini…bunun yanında arkadaşlık ve kardeşliğin de var olduğunu bildik fark etmeden…
Günler,yıllar geçti büyüdük.Öğrendik her şeyi..!Artık yağmurun nasıl yağdığını,fizik kurallarını,suyun H2 O dan oluştuğunu,kendimize yetesi matematiği,ilk Türk devletini kimin kurduğunu…yani öğrendik öğrenmemiz gereken ne varsa..!
Artık doymuştuk bilgiye..!Fakat eksik bir yanlarımız kalmıştı.Ve kendini tamamlamak istiyordu.
Önce sorgulamaya başladık alışılagelmiş ne varsa,hayır demeyi öğrendik sonra.Bu böyle olmamalı dedik..Dik durduk..Kardeşliğimizin hangi şartlar altında olduğunu sorguladık.Yerimizi bulduk..Yuva yapan kuşları izledik,yuvayı yapan kuşun cinsiyetini öğrendik.Öğretmeyi öğrendik.bildiklerimizi öğrettik..öğretirken öğrendik..
Sonra bilmenin yetmediğini gördük,uygulamayı sevdik..İnandığımızı bildik.bildiğimize şükrettik..
Bunlarla birlikte kırlarda sadece çiçeklerin olmadığınıda fark eder olduk,Kaktüsün de Deve Tabanının da varlığını hissettik.İnsanın canının değil de kalbinin nasıl acıdığını öğrendik.
Dediler artık BÜYÜDÜNÜZ..Artık oyunlarınızda bir anlam taşıyor.Sonra bir sınır çektiler,dediler buranın kuralları var ve burada onlar konuşuyor.Bu çizgiyi geçebilmen için bildiklerini unutman,yaşadıklarını bırakman gerekir..yoksa dediler …yoksa….yok olmak istedik orda,varlığın hasretiyle…
Ümidi ve korkuyu öğrendik sonra..Dedik emir veren kim?dediler amirlerimiz var.dedik amirlerinizin amiri yok mudur?
Dediler; biz bilmeyiz, bildiğimiz budur..
Amirimize yöneldik.dedik gönlümüzün amiri,bize yardım yok mudur?Bizim omuzlarımız zayıf,taşıyamayacağımızı yükleme,yollar göster bize..
Biz bunları isterken,etrafımızdan kocaman sesler işittik..Haklısınız dediler,güçlüsünüz dediler,seslisiniz dediler…oysa biz ölüm sessizliği içinde mazlum olduğumuzu öğrendik..İnsanları da tanıdık bu sayede.Zamana ve mekana göre şekil alan kişileri gördük.Aynı şartlar altında,aynı düşüncedeki insanların ,aynı tepkiyi vermediğini öğrendik.Bunun yanında yerçekimi kanununu ve cümlenin öğelerini de unutmadık.
Sonra bir ses daha duyduk,dediler ki siz buraya ait değilsiniz.sizin bilgilerinizin üzeri kapalı,şeffaflığınız muallaklı..önce yerimizi aradık sonra şeffaflığın anlamını araştırdık.Fakat bilgilerimize itibar edilmedi.Dediler buraya kadar, sizin yeriniz burası değil.Akıllı durun bu aralar..
Şaşkın şaşkın bakındık sağımıza solumuza…
Yerimizi aradık..
Yerimizi bulamadık…
Yerimizi bildik..
Ve sustuk… (içimizdeki sessiz çığlıkla…)
YORUMLAR
Yaşadıklarımızı çok güzel ifade etmişsin kardeşim.Bu yazı,okuyan birçok insan için edebi bir metinden ileri gitmeyebilir ama;ben seninle bir dönem ortak bir yaşamı paylaşmış bir kardeşin olarak ne demek istediğini çok iyi anlıyorum.Anlatımın,ifade şeklin çok güzel...Lütfen devam et.Yolun açık olsun.