- 7136 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
DOST KAZIĞI...
Biraz amiyane bir başlık oldu ama...Halkın ağzıyla söylemek gerekirse sanırım başlıkta anormallik yapmamışımdır.
Dürüstlüğün dürbünle bile bulunamadığı günümüz koşullarında zaman zaman yine de kendi duygularını paylaşabileceğin bir dost aranmıyor değil...
Zatıaliniz ben bile dışarıdaki çalıştığım ortamda katı görünmeye çalışsam da kendimi yalnız hissettiğim anlarda bir dostun sıcak konuşmalarına,sohbetlerine hasret kalmışımdır....
Pazarlarda yıllardır ekmeğimi alın terimle kazanan sıradan bir pazarcı olduğum için pazarcılığa yeni başlayan insanlarla ister istemez tanışıyor ve arkadaşlık kurduğum oluyordu...
Karısı ile birlikte pazarcılığa başlayan benden on yaş büyük bir arkadaşla tanışmış,hayat hikayesini dinlemiştim:
"Pazarcılığa başlamadan önce büyük bir market çalıştırdığını,çeşitli nedenlerle iflas ettiğini sonuçta sıfırı tükettiğini hatta evinin bile kira olduğunu söylüyordu...Pazarda yeri olmadığı gibi çadırı da yoktu.Dayanamadım.Çadırım büyük olduğu için belli bir süre onlara yarısını tahsis ettim.Bir müddet tek çadırın altında birlikte ekmek mücalesine devam ettik.Bu arada onu tanıma faslım devam ediyordu.Gizliden gizliye benim duygularımdan yararlanıp beni maddi olarak kullanmaya başladığını gözlemledim.Daha sağlıklı karar verebilmek için minibüsüme tekstil ürünlerini doldurup dört günlüğüne Ankara dışına çıkarak değişik ilçelerde dolaşıp satış yaptık.Masraflar çıktıktan sonra satılan malın karına ortak olacaktık...Dört günün bitiminde neredeyse adam beni borçlu çıkaracaktı,neredeyse...Normal payımızdan ayrı olarak ikiyüz tl.daha alacaklı çıktı.Halbu ki hesap kitap ortadaydı...Şöyle bir düşündüm."Acaba bu paraya da mı ihtiyacı var..." "Madem öyle; dürüstçe, dostça derdini bana niye anlatmıyor"diye kendi kendime durum muhakemesi yaptım.Sessiz kaldım ve ikiyüz tl.yi de verdim,ihtiyacını karşılasın diye...
Anladım ki ilk dost kazığını, elini tutup kaldırdığın kişiden yiyormuşsun...
İleriki yıllarda buna benzer bir olay daha yaşadım...Sonuçte kendi kendime karar verdim,dost kazığı yememek için düşene bir tekme de sen atacakmışsın...
Hayatın kuralı böyle dostum,acıma acınacak hale düşersin...
Ayhan Sarıkaya
YORUMLAR
Değerli arkadaşlar,yorumlardaki iyi niyetinize saygı duyuyorum...
Amma velakin benim yerimde siz olup da yaşadıklarımı sizler yaşamış olsaydınız;"düşene de bir tekme sen atacaksın" düşünceme katılır hatta iki tekme sallardınız ki;aklı başına gelsin diye.İnsanoğlu(ben de dahil) çiğ süt emmiş,nerde ne zaman ne yapacağı hiç belli olmaz...Saygılarımla...
ayhansarıkaya tarafından 8/16/2009 11:24:02 PM zamanında düzenlenmiştir.
Çok acıma acınacak duruma düşersin sözüne katılabilirim ama düşene bir tekmede ben atamam ...
Anlıyorum haklı olarak kızgınsınız ama ben sizin de bunu yapabileceğinizi sanmıyorum ...
Hayatım boyunca pek çok dost kazığı yedim ama ben hala kendi insanlığımdan vazgeçemedim ,vicdan sahibi insanların bunu yapabileceğine de inanmıyorum...
Rabbim vicdanı olmayanlara vicdan versin derim sadece
"Düşen tekmeyi hak emiştir",
Çok acımasızca bir düşünce kanımca
Saygılarımla
Dost kazığı, akraba arkadaş kazığı kadar insanı hayıflandıran inciten bir durum daha olamaz. İyilik yap denize at, balık bilmezse halık bilir demişler.Ne çok doğru demişler.
İyilik yapılan kişi boşuna yokluğa düşürülmemiştir Rabbi tarafından! Ama anlayana. İnsana bir sıkıntı anı uğrayınca Allah'a sarılır da, tekrar ayağa kalkıp işleri yoluna girince nankörlüğüne devam eder. İşte bunlar fasıklardır.
İşte bunların yüzünden insan bir başka insana olan güven duygusunu yitiriyor . Fakat her ne olursa olsun, yapılan iyiliklerin karşılığında böylesi haksızlıkla karşılaşmak son derece üzücü. Uzaklaştırıcı.
Ne olursa olsun, Allah için yapılan iyiliklerin mutlak karşılığını alırız. Düşene bir tekme de sen vurma!
Ayhan Bey..
Utanması gerekenler utansın.Utanmayanlara söz yok!
Saygılar...
size sonsuz katılıyorum. bu zamanda düşene bi tekmede sen atacaksın çünkü düşen düşmeyi hak etmiştirki düşmüştür...