- 1579 Okunma
- 15 Yorum
- 0 Beğeni
Din Tüccarlığı
Dini ne hale getirdiler hayret doğrusu! Kimsenin aklına gelipte demiyor ki " Kardeşim bu nasıl din böyle". Ateistlerin, misyonerlerin elinde alay konusu olduk ama halen fark edemedik neden böyle olduğunu. Aslın da herşey orta da. Sen kalkıpta uydurma hadisleri, din diye satarsan sonuç böyle olur işte.
Ne kadar yazıversek , ne kadar anlatsak sonuç hep aynı. Insanlar yine şeyhlerin , hocaların yolunu izliyor. Yahu Şeyh kendini kurtardı da birde seni kurtarıcak! Yarın cehennemlikmi cennetlikmi ne belli? Resülü ekrem bile " Ben bile yarın ne olacağımı bilemiyorum!" dedikten sonra...
Şeyhler ne hikmet ise kendilerine cenneti tapuladıkları gibi, müritlerine de tapudan hisse veriyorlar. Anlamıyorum insanlar niye akıllarını kullanmazlar! ALLAH size akıl vermiş, kuranı kerimde " KULLAN" diye emretmiş , ama sen tut " Kuran akıl ile anlaşılmaz" diyen sahtekarlara inan! Şimdi bizde kalkıp " Kuran asıl buna sahtekarlık der" deyince kötü biz oluyoruz.
Kuranı kerim de "Aklını kullan" ifadesi yokmu? Akıl et , aklın ile iman et sözleri yokmu?
Muhammed (24):Bunlar Kuran’ı düşünmezler mi? Yoksa kalbleri kilitli midir?
Zümer (9) Geceleyin secde ederek ve ayakta durarak boyun büken, ahiretten çekinen, Rabbinin rahmetini dileyen kimse inkar eden kimse gibi olur mu? De ki: «Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri öğüt alırlar.»
Yasin (68) Kimi uzun ömürlü kılarsak, onu yaratılışta gerisin geri çeviririz. Hâlâ akıllarını işletmiyorlar mı?
Ankebut (43) Bunlar bizim, insanlara vermekte olduğumuz örneklerdir ki ilim sahiplerinden başkası onlara akıl erdiremez.
Enfal (22) Çünkü yeryüzünde debelenenlerin Allah katında en kötüsü, akıllarını işletmeyen sağır-dilsizlerdir.
Şimdi bu ayetleri okuyan hiç bir müslüman çıkıpta :" ben akılsızım, benim aklım çalışmıyor, ben bu ayetleri anlayamadım" diyebilirmi? Yani şu astığım ayetlerin ne dediğini akıl ile kavrayamıyorlarmı bu insanlar? Işte Ruhban sınıfının anlaşılmaz dediği ayetler!
Kuran da ki ayetler bununla yetinmiyor birde Kamer suresinde, üstüne basa basa sesleniyor:
Kamer;54: And olsun ki Kuran’ı, öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
Kamer;22:And olsun ki, Kuran’ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
Kamer;32: And olsun ki, Kuran’ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
Kamer;40:And olsun ki, Kuran’ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
ALLAH diyor ki " Biz kolaylaştırdık!" Ulema diyor " hayır kuran anlaşılmaz". Ben kimin sözüne inanacağım? Kuranı kerimemi yoksa ulemayamı? Ben her zaman ki gibi kuranı tercih ederim. Yine Kuran diyor ki " Öğüt olan yokmu?". Şimdi demezlermi insana " Yahu madem anlaşılmazdır bu kitap, ee o zaman öğütü nasıl alacağım ben?". Öyle ya, anlamadığın bir dilden , anlaşılmaz bir seslenişin öğütünü nasıl alasın ki? Kaldı ki kuranı anlaşılmaz ilan eden sahtekarlar nasıl anlamış acaba? Onlara gökten melekmi inmiş? Kuran öyle bir lisan da inmiştir ki, dağda ki çoban da kendine pay çıkaracaktır, ilahiyatçıda. Bitabi bir ilahiyatçının anladığı ile ilkokulu bitirmiş olan biri aynı değildir , lakin kuranı kerim herkese hitap ediyor! Kuranı kerimi anlaşılmaz ilan edenler, din tüccarlığını yapmak için bu yalanı uydurmuşlardır. Maksat ne olduğu orta da. Dini kullanarak para kazanmak! Din üzerinden para kazanan bir insan:
a) Hem şeytanin misyonerliğini yapar
b) Hem kuran bunu lanetler
c) Hemde ebedi cehennemi boylar!
Bakara
(174) Allah’ın kitaptan indirdiği şeyi gizleyip onu basit bir ücret karşılığı satanlar, karınlarında ateşten başka bir şey yemiş olmazlar. Kıyamet günü, Allah onlarla konuşmayacaktır, onları arındırmayacaktır. Onlar için korkunç bir azap vardır.
Yusuf
(104) Sen, bu tebliğin için onlardan bir ücret istemiyorsun. O, bütün âlemler için bir hatırlatmadan başka şey değildir.
Kısaca ne demek istediğimi anlatmak için şu iki ayet yeterlidir diye düşünmekteyim. Tebliğ için ücret alamazsın! Tek bir kuruş aldığın vakit bu işin sevabı , hayrı kaybolur gider. Din tüccarlığına döner bu iş. Bundan daha da ötesi var. Camide maaş alan imamın arkasında kılınan namaz batıldır!
Çünkü oda aynı kavram içine girer. Peygamber efendimizin her sünnetine uyarlar. Hatta o kadar uyarlar ki uykuda ayakların nasıl duracağına kadar gider bu iş.
Şimdi şu pişkinliğe bakın ki , konu paraya gelince sünneti unuturlar. Şu camide maaş ile imamlık yapanların , maaşlarını kesiversek , acaba kaç kişi gönüllü camide kalır sizce?
ALLAH için söyleyin, peygamber efendimiz tebliğ için , namaz kıldırması için, imamlık yapması için tek kuruş para talep edip almışmıdır? HAYIR!
Peki, hanı sünnet sünnet diye başımızın etini yiyenler, ne oldu da bu konuda sünneti birden unutuverdiniz?
Yasin (21) "Sizden herhangi bir ücret istemeyenlere uyun. Onlardır doğruyu ve güzeli bulanlar."
Buyrun işte tokat gibi ayet ! Nihat Hatipoğlu dedikleri şahıs üzerine bir küçük alıntı yapmıştım geçenlerde. Adam program başı "20 000" ytl alıyor imiş.
Bunu yaparken birde halkı öyle bir kandırıyorlar ki , halk bile diyor " Efendim bedava yapacak değil ya , elbet para alacak". HAYIR! Din adına konuşuyor ise, ALLAH rızasi için yapıyorsa , tek kuruş alamaz! Aldığı an ALLAHIN rızası ortadan kalkmış olup, bu iş din tüccarlığı kavramının içine girer!
Tabi ki aynı kişiler kalkıpta şimdi diyecekler ki" Efendim kuran arapça inmiştir, siz onu anlayamazsınız . Meal edilmez, meal kuran değildir!"
Bu öyle saçma bir söz ki, gerçekten tüylerim diken diken oluyor.
Ne yapsaydı ALLAH? Arap çölüne , araplara ingilizce kuranmı indireydi? Hz. Isa ya incil arapçamı indi? Musaya tevrat arapçamı indi? Bakın ne diyor ayet:
Fussilet;44:Biz bu Kuran’ı yabancı bir dil ile ortaya koysaydık: «Ayetleri uzun açıklanmalı değil miydi? Araba yabancı bir dille söylenir mi?» derlerdi. De ki: «Bu, inananlara doğruluk rehberi ve gönüllerine şifadır.» İnanmayanların kulaklarında ağırlık vardır ve onlara kapalıdır; sanki bunlara uzak bir mesafeden sesleniliyor da anlamıyorlar.
Yani Rabbim zaten açıkça vahy etmiş ! Öyle ya , Araplara yabancı dil ile hitap edecek değildi ya. Niye bu ayetleri anlatmıyorlar halka? Niçin söylemiyorlar Kuran ücret alamazsın diye yazdığını. Niye türkçe mealde Kurandır diyemiyorlar?
Niye olacak, bir insan kendi dilinde dinini yaşarsa o insan inandığı dinin ne istediğini anlar. Anladığı an, ruhban sınıfı kaybeder! Vatikan ayni şeyi yüzyıllarca yapmadımı halkına. Yüzyıllardır latince incil okuncak diye halkı soymadılarmı? Ne farkı kaldı bizim ruhban sınıfının vatikanın ruhban sınıfından? Onlardan geriye kalmadı bizim ulema denilen şahıslar değilmi ( bu arada hakiki alim olana lafımız asla olmaz).
Şu asacağım alıntıyı şimdi çok iyi okuyun:
Muhammed Hamidullah’ın verdiği bilgilere göre, daha İslam’ın ilk yıllarında Kur’an’ın bir bölüm tercümesine başlanmıştır. Çünkü İranlılar, Selman-ı Farisi’den “Fatiha” suresini Farsça olarak yazmasını istemişler, o da yazıp göndermiş, hatta Serahsi’nin verdiği bilgilere bakılırsa, bunu Peygambere sunmuş, Peygamber de engel olmamak suretiyle tasvip ettiğini göstermiştir. Esasında Hz. Peygamberin yabancı devlet adamlarını İslam’a davet etmek için kendilerine verilmek üzere elçilere verdiği mektuplarda ayet yazdırmış ve bu ayetler tercümanlar kanalıyla o ülke devlet başkanının diline çevrilmiştir. Yine şunu da hatırlatmakta yarar var ki, her Peygamber kendi kavminin diliyle vahy almıştır. Söz gelimi Tevrat’ı Kitap Ehli’nin İbranice olarak okuduklarını biliyoruz. Ancak Allah, Kur’an’da yer yer Tevrat’ın hükümlerinden Arapça bir dille söz etmektedir. Buhâri, oldukça yerinde bir tespitle, Tevrat’ın tercüme edilmesine kıyasen, Kur’an da Arapça ve başka dillere tercüme edilebilir demektedir. Kur’an, gerçekten de buna daha layıktır, çünkü insanlık tarihinde artık vahy kesilmiştir ve bu, en son olan ilahi mesajdır.
Ebu Hanife ve belli başlı Hanefi fukahası, Kur’an-ı Kerim’in bir başka dile tercüme edilmesinden yana olduklarını açıkça savunmuşlardır. “Muvafakat” adlı değerli eserinde İmam Şatibi, umuma tefsirini ve ince anlamlarını anlamaya gücü bulunmayanlara daha da açıklanmasının ümmetin icmaıyla caiz olduğunu, bunun Kur’an’ın tercümesinin cevazına delil gösterilebileceğini söylemektedir. İbrahim suresinin 4. ayetini tefsir ederken Zemahşeri, “Keşşaf” adlı ünlü eserinde, Hz. Peygamberin bütün insanlara gönderilmiş bir peygamber olduğundan, insanlara tercüme yoluyla da tebliğ yapılabileceğini yazar. “Ruhu’l Meani”nin sahibi Alusi, “Ruhu’l-Beyan”ın sahibi Bursalı İsmail Hakkı ve Şeyhü’l-İslam Ebu’s-Suud Efendi de aynı görüşü paylaşmaktadır. “El-Mustasfa” adlı değerli kitabında İmam Gazali’nin tercümenin caiz olduğunu söylediğini belirttikten sonra, bu konuda İbni Teymiye’nin de şöyle dediğini aktarmakla yetinelim: “Tercümeye ihtiyacı olan için Kur’an ve Hadis tercüme olunur.”
( Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı; Ali Bulaç)
Bursalı Hafız Rıfat Bey, Kuran’ı Türkçe okumanın yararını savunan din adamlarındandı:
‘‘Kur’an’ı Kerim’in Türkçe tercümesi herkes tarafından seve seve mütalaa edildiği gibi ibadet halinde Arapça yerine okunmasında hiç bir mahzur yoktur. Cenabı Hak bile kelamı ilahisinde ve ‘Sure-i Yusuf’’un başında diyor ki: ‘Ben size Kur’an’ı Arapça gönderdim ki halk kelamından anlatın.’ Kezalik ‘Sure-i Mümin’ de de ‘Biz Kur’an’ı kendi lisanlarında gönderdik ki anlaşılması kolay olsun. Ya Muhammet sen, onlara o suretle tebliğ et ki anlamış olsunlar...’ diyor. Hatta Türkçe Kur’an ile namaz kıldırmak bile caizdir.’’ (Hürriyet)
Neden insanlardan bu gerçekler saklanıyor? Yıllardır bu halka kan kusturdular kuran türkçe okunmaz , türkçe ibadet olmaz diye.
Her insan kendi dilinde kuranı okur, her insan kendi dilinde ibadetini dilediği gibi yaşar ve buna kimse engel çıkamaz. Buna engel çıkan ancak ve ancak din adına sahtekarlık yapan şeytan evliyasıdır.
Enam
(121) ... Şeytanlar kendi evliyasına/dost ve destekçilerine sizinle mücadele etmeleri için elbetteki vahiy gönderirler. O şeytan evliyasına boyun eğerseniz kesinlikle müşrikler oldunuz demektir.
Bakın yukarı da kimler tercümeyi kabul ettiğini okuduk. Hz Peygamberin bilakis kendisi bunu hoş karşılamış ve en yakın sahabesinden olan Selman el Farisiye Fatihayı tercüme etme izni vermiş! Daha bundan ötesi varmi?
Yaşlı bir kadın, Beşiktaş’taki Vişnezade camii önünde gözyaşlarına boğulmuş, gazetecilere anlatıyordu:
- Allah Gazi’mize dünya durdukça çok ömür versin. Bize Kur’anımızın manasını da öğretti. Aklımızın erdiği gündenberi namaz kılar, dua ederim. Fakat ne yaptığımı, neler söylediğimi ben kendim de bilmezdim. (Hürriyet)
"İnmemiştir hele Kur’an,bunu hakkıyla bilin.
Ne mezarlıkta okunmak,ne de fal bakmak için."
Mehmet Akif ERSOY
Saygılarımla
Mustafa Çelebi
YORUMLAR
Efendim cami icin yönetici diye birsey yoktur. Tarih boyunca böyle birsey olmamistir. Her müslüman kendi ibadethanesini temiz tutmaya, temizlemeye, ve onun giderlerini karsilamaya mecburdur! Bu Alevi icin Cemevide olur, bu Sunni icin Camide olur, bir hiristiyan icin kilisesi olur vesaire..
Özel bir yönetici adadiginizda, bu yer sirket olur.
Kaldi ki camileri süslemekte bidatdir! Her hadisi kabul ederler, sünnet sünnet diye basimizin etini yerler, cami konusuna gelince bir bakmissin bu sünneti kimse umursamiyor. Bakin Kutubbi Sittede hadisler ne diyor:
5486 - İbnu Abbâs radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselam buyurdular ki:
"Ben mescidlerin yükseltilmesiyle emrolunmadım!"
İbnu Abbas radıyallahu anh der ki: "Yemin olsun! Sizler mescidlerinizi yahudi ve hıristiyanlar gibi süsleyeceksiniz!"
Ebu Dâvud, Salat 12, (448); Buhari, Salat 62 (muallak olarak).
5487 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Mescidler hakkında övünme olmadan Kıyamet kopmaz."
Ebu Davud, Salat 12, (449); Nesai, Mesacid 2, (2, 32).
6178 - İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah aleyhisselatu vesselam buyurdular ki: "Görüyorum ki, yahudilerin havralarını, hıristiyanların da kiliselerini yükselttikleri gibi sizler de mescidlerinizi yükselteceksiniz."
6179 - Ömer İbnu'l-Hattab radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhisselatu vesselam buyurdular ki: "Ameli bozulan her kavim mescidlerini süslemeye yönelmiştir."
bu dünyanın bir sahibi bir kural koyucusu bir yöneticisi vardır değilmi oda ALLAH (cc) dür ALLAHÜTEALA bu dünyayı başıboş bıraksa ne olur bilirmisin hayat diye bir şey kalırmımevsimler dengesini nasıl oluşturur iyi düşünün
bir ülkenin de bir yöneticisi olduğu gibi her caminin de bir yöneticisi vardır idarecisi olmak zorundadır değilmi
bir işyerinin bir patronu vardır patron hem başka işte çalışacak hemde işyerinde çalışanların kendi kendilerini idare etmesini bekleyecek çok bekler
biraz ağır bir benzetme olacak ama bir erkek çocuklarının ve eşinin koruyucusu ve bekcisi ve yöneticisidir o aileyi başkaları yönetmek isterse ortalığa ne çıkar hiç düşündünüzmü isterseniz biraz düşünün
Efendim cami bir ibadet yeridir. Her dinin bir özel ibadet yeri vardir. Tabiri caizse peygamberimiz mescitde ibadetini yapmisdir. Evindede yapmistir. Simdi mekkeyemi gidelim mescit icin? Bitabi ibadet yerleri olacaktir. Cünkü insanlar buna gerek duyar.
Ama camiye gitmek farzmidir? Hayir degildir. Gitmek istemeyenide zorlayamazsiniz.
Namaz kildirabilen herkes imam olabilir! Bilmiyorum siz dininizi nerden ögreniyorsunuz ama, fikih kitaplarinda bunlar ayrintili sekilde aciklanmistir..Kücük bir misal vereyim size efendim..
İmamlık yapacak kişilerde şu şartlar aranır:
1. Müslüman olması,
2. Akıllı olması,
3. Bulüğ çağına ermiş olması,
4. Erkekolması,
5. Namaz sahih olacak ölçüde Kur'an-ı Kerim'i okuyabilmesi,
6. Kekemelik, pepelik, abdest tutamamak gibi, imamlığa engel bir özrünün bulunmaması.
Yukarıdaki nitelikleri taşıyan, her Müslümanın arkasında, namaz kılmak caizdir. Aynı derecede ümmî olanlar birbirlerine İmamlık yapabilirler.
Namaza yetisenler hem calisip hem yetisiyor ibadete. Imam niye bunu yapamayacakmis?
Imamda herkes gibi gitsin calissin, namaz vaktindede imamligini yapsin..
Bakin imamlik meslek degildir! bir cemaatde, kim saygidegerli ise, kim büyük ise o imamlik yapar.
on kisilik bir grupsaniz, o zaman o on kisiye namaz kildirmak icin , imamligi meslek yapmis birini beklemenize gerek yoktur!
Icinizden birini imam secersiniz, oda size imamlik yapar. Bu kadar basit!
ozaman ihtiyacınızı nerden karşılayacaksınız
diyelim bir işte çalışıyorsunuz vaktinde camiye yetişemediniz kim kıldıracak
camide ücretsiz imamsınız ne yeyip içeceksiniz
mevlam siz yatın ben yemeğinizi veririm demiyor
şahmeran0700 tarafından 8/19/2009 10:46:49 AM zamanında düzenlenmiştir.
şahmeran0700 tarafından 8/19/2009 10:47:27 AM zamanında düzenlenmiştir.
Şuara Suresi 109 "Ben bunun için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ödülüm sadece âlemlerin Rabbi'ndedir.
Şuara Suresi 127 "Ben sizden bu iş için bir ücret istemiyorum. Benim ödülüm âlemlerin Rabbi'ndendir."
Şuara Suresi 145 "Ben bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim yalnız âlemlerin Rabbi'ndendir."
Şuara Suresi 164 "Ben bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücret yalnız âlemlerin Rabbi'ndendir."
Ben kuranami uyacagim yoksa birtakim para kazanan ulemanin sözünemi?
Peygamberimiz maas almismi?
ozaman siz gelip kıldırsanıza bizim camide maaşsız nerdesiniz
siz kendinizin düzensizliğine camileride karıştırmak istiyorsunuz imamlar sadece namaz kıldırmakla sorumlu değildircaminin bütün ihtiyaçlarına yanıt verecek insanlardır
siz nekadar karıştırmak istesenizde müslümanlar ahmak değildir kusurabakmayın imamların orda niye durduklarınıda bilir imamalarda vazifelerini bilirler buna akıldan yoksun olanlar anlayamaz
Sayin Zeytindali, bunu ben söylemiyorum. Kaynaklarda var bunlar, yani kuranin baska dile cevirilmesi ve baska dilde halen kuran oldugunu söylemislerdir. Bakin buhariyi bir cok konuda elestirmeme ragmen bu konuda oda baska dilde kuran okumayi caiz görenlerden. Ebu hanife yine öyle! Mevlana Farscaya cevirmistir bircok ayeti.
Selman El Farisi Fatihayi Farscaya cevirmesi bu kaynakta gecer misal. Kaynak Ehli Sünnetin kendi kaynaklarindan!
(bk. Serahsi, el-Mebsut, I, 37, Beyrut, 1398/1978)
Evrensel bir özellik taşıyan her mesajın yaygınlaşmasının tek yolu budur. Dolayısıyla Kur’ânı Kerîm’in tebliği vâcip hükmünde olup onu Araplar’ın dışındaki insanlara ulaştırmanın en pratik yolu tercüme olduğundan çeşitli dillere çevrilmesi gereklidir (Reşîd Rızâ, IX, 322).
Kur’an’ın tercümesi tarihini İslâmiyet’in ilk dönemlerine kadar götürmek mümkündür. Ca‘fer b. Ebû Tâlib’in Necâşî’nin huzurunda Kur’an okuduğu bilinmekte (İbn Hişâm, I, 360; Hamîdullah, İslâm Peygamberi, I, 362), bazı kaynaklarda da Necâşî’nin Arapça bildiği kaydedilmektedir. Bu husus dikkate alındığında (a.g.e., I, 318) okunan âyetlerin tercüme edilmemiş olması akla gelebilirse de Necâşî’nin etrafındakilerin de Arapça bildiğini düşünmek mümkün değildir. Buna göre okunan âyetler din âlimleriyle saray men-supları için tercüme edilmiş olmalıdır. Resûl-i Ekrem’in komşu ülkelerin hükümdarlarına gönderdiği mektuplar içinde yer alan besmelenin ve âyetlerin tercüme edildiği de muhakkaktır. Bu tercümeler şifahî olsa da Selmân-ı Fârisî’ye atfedilen mektupta yapılan çeviri yazılıdır (bu mektup için bk. Aydar, s. 281-283).
Enfal.de
Efendim imamin olayina gelince.. Imam namazda imamligini yapar ve oda diger müslümanlar gibi calismaya gider. Imam 24 saat camide duracak diye bir kural yoktur..Bakin Resülü ekrem efendimiz hem calismistir, hem imamlik yapmistir, hem vahy ögretmistir, hem devlet baskanligi yapmistir!.
Bakin cok basit bir acilim vermeye calisacagim..
Dinimizde imamlik varmidir?
Evet vardir!
Imamlik dinimizde meslekmidir?
Hayir degildir!
Imam imamligini yapar, bir kurusta para alamaz, cünkü ALLAH rizasi icin yapiyordur yaptigini. Yok para karsiliginda yapiyor ise , ALLAH rizasi bu isin icinden kalkar! Islam dinini anlatanlar, bunun karsiliginda para yahut hediye alirlarsa bu is rizaliktan cikar!
Fikihcilar bu konuyu tam 1400 senedir tartisiyorlar halen bir ortak noktada bulusamadilar. Bence Kurani kerime bakmak yeterlidir diye düsünmekteyim...
Saygilarimla efendim...
****
Sayin Göktürkmen tsk ederim yorumunuz icin. Saygilarimla efendim.
****
Simray kardes , bir yorumun varsa yorumunu ver.
Yoksa bu tür konusmalara , hele helede kavga etmelere karnim tok benim...
Saygimizi bilenlere saygilarimizla ...
Mustafa bey söyledikleriniz şimdiye kadar söylenilen alışıla gelmiş şeylerin dışındaki insan yadırgıyor doğal olarak.
Söylediklerinizi Kuran'a dayandırmanız sadece O'nu kaynak almanız çok güzel ama niye daha önce söylenmedi aradan 1400 yıl geçti şimdiye kadar o kadar evliya Allah dostu ne bileyim güvenirlir bir sürü kişi hep arapça olarak okuyup yorumlama dı mı onlardan niye kimse Kuran istenilen her dile çevrilebilir o dilde de ibadet edilir demedi de şimdi deniyor?
Hem kaynak olarak gösterdiğiniz gazete hiçte inandırıcı değil.Ordan duyduğum tek kelimeye inanmam ben...
Camilerdeki imamlar hakkında söyledikleriniz nasıl geçim sağlayacak peki bir imam hem günün 5 vakti camide olacak hem de geçimini sağlamak için başka bir işle mi uğraşacak.Bu daha da kötü bir durum.
Mustafa Bey hem Kuran'da da Kuran her dile çevrilebilir diye bir ayet geçmiyor galiba.
Peki şimdi biz bunu neye dayandıracağız?Sünnete derseniz onun sahih olduğunu nerden bileceğiz?
zeytindali_ tarafından 8/16/2009 8:59:58 PM zamanında düzenlenmiştir.
zeytindali_ tarafından 8/16/2009 9:08:41 PM zamanında düzenlenmiştir.
Şimdi şu pişkinliğe bakın ki , konu paraya gelince sünneti unuturlar. Şu camide maaş ile imamlık yapanların , maaşlarını kesiversek , acaba kaç kişi gönüllü camide kalır sizce?
ALLAH için söyleyin, peygamber efendimiz tebliğ için , namaz kıldırması için, imamlık yapması için tek kuruş para talep edip almışmıdır? HAYIR!
Peki, hanı sünnet sünnet diye başımızın etini yiyenler, ne oldu da bu konuda sünneti birden unutuverdiniz?
YA BAK CAHİL CAHİL KONUŞMA KARDEŞİM....SEN KENDİNİ ALLAHA VER....NAMAZINI KIL....GİT CAMİYE....ORTAMINI BİR TAT BAKALIM....DEDİKLERİN VAR MI...NEDEN FİTNE ATIYORSUN ORTAYA....
BİZDEN KORKMUYORSAN BARİ ALLAHTAN KORK VE ALLAHTAN UTAN....