- 1439 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
söz uçar yazı kalır
SÖZ UÇAR YAZI KALIR ORHAN ŞENTÜRK
Söz uçar yazı kalır. Toplumları oluşturan fertler hayatın her devresinde çok konuşmalar dinlerler, bazen söylenenlere güler, bazen ise üzülürler. Zaman ina-
nılmaz bir hızla akıp giderken geriye dönülüp şöyle bir bakılınca çoğu şey sıcak-
Lığını kaybetmiş, acılar kabuk bağlamış, belki unutulup küllenmiştir bile. Demek
Ki hiçbir acı veya sevinç sonsuza kadar sürüp gitmiyor. Unutulup gidiyor zamanla
İlk verilen tepkiler. Ayaklar yere daha bir sağlam basıyor. Tozpembe hayallerin yerini, mantıklı fikirler alıyor. Yazıyı, okumayı terk etmek bence bir balığı susuzluğa mahkûm etmek gibi bir şey. Bizden sonraki nesillere bırakabileceğimiz şeylerden en önemli biri yazılı eserlerdir. Kitaplar, dergiler insanın en iyi arkadaşıdır. İnsan okumak sayesinde sonsuz bilgi okyanusunda ufkunu açar. Her bir kitap, dergi farklı bir dünyayı keşif, farklı bir tadı, zevki yaşamaktır. Peki, yazı olmasa, kitaplar olmasa, CD, kaset olmasa duygu ve düşüncelerimizi bir sonraki asra nasıl ulaştırabilirdik?
Saygıdeğer GÜNDÜZ AYDIN Hocam eğitimci olarak Manisa’dan etrafımızı aydınlatmaya
devam ediyor, kültürümüze edebiyatımıza, folklorumuza güzellikler kazandırmaya devam ediyor. 13 yıldır yayınladığı SEVGİ YOLU DERGİSİ ve ANTOLOJİLERİ bunun en büyük somut kanıtıdır. Hocam, başarısızlık kendini küçük görenlerin olsun diyerek yoluna devam eder. Kimileri dudak bükse, kıskansa da küçümsenmeyecek bu çabayı SEVGİ YOLU DERGİSİNİ tarihe yazılmış bir not olarak görüyorum. SEVGİ YOLU ailesi çatısı altında olmaktan,eserlerimi dergi ve antolojide görmekten keyif alıyor ve gurur duyuyorum. Isparta’da meşhur bir atasözü vardır; ÇALIDA GÜL BİTMEZ, CAHİLE SÖZ YEMEZ diye. Hoşgörüden, sevgiden, anlayıştan uzak olan kaba, cahil insanlara laf anlatmak, deveye hendek atlatmaktan daha zordur. Böyle insanlara Allah tan basiret diliyorum. Cahil ve tembel insan başka milletlerin kölesi olur. Körler çarşısında ayna satmak, sağırlar çarşısında nutuk atmak beyhudedir ama öğretmek öğrenmek sabır işidir.
Saygıdeğer Feyzi HALICI Hocam,esli milletvekkillerimizden, edebiyatımıza ÇAĞRI DERGİSİNİ kazandırmış, zamanında Konya da Mevlana ve saz âşıkları şölenleri düzenleyen folklorcu bir şair ve gönül adamıdır.1996 yılında Ankara Meşrutiyet caddesindeki ofisinde edebi sohbetlerine katılmak, edebiyatımızın çınarlarından olan birçok şair ve yazarla Ankara’da tanışmak nasip oldu. Hatta GÖNÜL SOHBETLERİ GÜLDESTESİ diye bir antolojide bu üstatlarla yer aldım. Feyzi HALICI beyin Turizm Derneği başkanıyken derlediği Konya Fıkraları adlı kitabını gülerek ve düşünerek keyifle okudum. Onlardan bazılarını hiçbir yorum katmadan sizlerle paylaşmak istedim.
AĞDI PAŞAM
Büyük önder Atatürk’ ün Konya ’ya her gelişlerinde o zamanın nüktedanlarından paşa Kazım, Atatürk’ ün sohbetlerine davet edilir. Komik nükteleri Atatürk’ e anlatırmış
Yine böyle ir sohbette Paşa Kazım nükteli ve esprili konuşmalar yapmış. Atatürk gayet
Memnun yaverine emretmiş. Paşa Kazım ın sağ cebine bir 50 lira koydurtmuş. Huzur-
Dan ayrılırken Paşa Kazım sağ tarafına yıkılır gibi eğik bir şekilde yürümeye başlayınca
Atatürk sormuş, ne oldu Kazım, niçin öyle eğik yürüyorsun? Ağdı paşam diye cevap verince. Atatürk yaverine mir vermiş. Öbür cebine de 50 lira koyun da doğru yürüsün
Diye iltifatta bulunmuş.
HIZIR GAZİ
Büyük önder Atatürk’ ün Konya’ ya gelişlerinden biri Kazım Hüsnü nün belediye başkanlığına rastlar. Başkan sıkı bir emniyet tedbiri aldırır. Atatürk her gittiği yolağzında asker, polis, jandarma toplulukları görünce emir verir kaldırtır. şehir içi gezilerini bu türlü serbest ve çekinmeksizin yaptığı bir anda, arabasının önüne, örtülü tek gözü açık kadına, dile benden ne dilersen der. Kadın şaşırır, sen Hızır aleyhisselam mısın ki senden bir şey dileyeyim? Gazi tekrar; sen dediğime bak dile benden ne dilersen.
Kadın; oğlumu gardiyan yap.- Hadi git, oğlun gardiyan oldu.
Oğlu akşama cicili bicili elbiselerle eve dönünce kadın şaşırır. Ne oldu oğlum? Gardiyan oldum ana, Gazi hazretleri yaptı. O zaman kadın uyanır kendi kendine mırıldanır demek Hızır Gazi imiş ne bilirdim, keşke başka şeyler de isteseydim.
ANAN GÜN MÜ GÖRDÜ?
Adiller köyünden evlenmesiyle meşhur Ebiş kadına, Hacı baba lakabıyla tanınan oğlu; Ebiş ana, ben kendimi bildim bileli 4- 5 sefer evlendin. Ya ben bilmezken
Kaç koca aldın? Diye sorar. Anası cevap verir;
Ali ile Veli. Üç de ondan evveli. Ese ile Musa, dört sakallı bir köse Ramazan, Şaban, rahmetli baban. Hepiciği ondokuz şey a guzum . Anan hiç gün mü gördü?
ÇOK GENÇ DUL KALMIŞSIN
Şelmeli bir hanım belediye otobüsüne biner. Oturacak bir yer arar kendisine. Bir koltukta oturan ak pak yüzlü, uzun saçlı entel takılan bir gence kız zannıyla seslenir
Ak yavrum, kızım, azıcık öte yana git de ben de şuraya ilişivereyim.
Bu hitap karşısında genç birden öfkelenir; ben kız değilim diye cevap verir. Örtülü hanım, üzüntülü bir sesle, vah yavrum vah çok genç yaşta dul kalmışsın.
DİZDEN AŞAĞI GÖMLEK
Selçuklu devrinde 3. Alâeddin Keykubat zamanı Konya da biraz pahalılık olur. İhtiyar bir kadın çarşıda yumurtanın fiyatını sorar. Kırkı bir akçe derler. Kadın bunun üzerine,
Ne olacak der, Kel Alâeddin in gününde gün mü göreceğiz? Yumurtanın kırkı bir akçeye Çıktıktan sonra, dizden aşağı gömlek mi giyilir?
CİĞERİN PARESİNİ
Şairin biri Sirkeci de gezerken ciğerci dükkânına girer ve karnını tıka basa doyurur
Hesap pusulası gelir, elini cebine atar bakar para yok. Ezile büzüle garsona para yok der. Sen misin yok diyen, sille tokat neredeyse üzerine yürüyecek garsonlar. Aman çocuklar, cüzdanı karşı otelde masada unutmuşum. Şu pusulayı otelciye götürün, hemen paramı gönderirler der. Şu beyiti yazıp garsona uzatır
Ciğerci dil ile dağlar ciğerin yaresini,
Ciğerim paresi, gönder ciğerin paresini.
Orhan ŞENTÜRK
YORUMLAR
Kıymetli Orhan Şentürk Bey,
Yazınızı okudum. Elbette fikirlerimde yanılıyor olabilirim,
amma Türkçeye karşı çok iyi niyetli olduğumu bilmenizi isterim.
Dilimizde yapılan şu işlemleri hoş göremiyorum:
*) Uydukçayı.
*) Batı kelimelerini,
*) Kelimeleri yanlış yerlerde kullanılmasını..
hoş göremiyorum. Mesela,Gazete Dağıtım arabalarının camında daha
evvel "MATBUAT" yazardı; bu kelime daha sora "BASIN" oldu;
şimdi de herkesin ağzında bir "MEDYA" lafıdır gidiyor..
Sözde Türkçecilerden çıt bile çıkmıyor. "Yahu bu "MEDYA"
kelimesi, Batı'ya ait bir kelime. Bu kelimeyi Türkçeye
sokmayalım" demiyorlar.
Türkçemize adeta hücum eden Batı'lı kelimelerle; uydurukça
kelimelerle; hemen hemen her kelimenin sonuna eklenen ve
Latin gramerinden alınan (-sal) (-sel) eklerinden birini
alan kelimelerle.. mücadele edelim.
Selamlar.
Vehbi Okur tarafından 12/22/2009 7:08:42 PM zamanında düzenlenmiştir.
CİĞERİN PARESİNİ
Şairin biri Sirkeci de gezerken ciğerci dükkânına girer ve karnını tıka basa doyurur
Hesap pusulası gelir, elini cebine atar bakar para yok. Ezile büzüle garsona para yok der. Sen misin yok diyen, sille tokat neredeyse üzerine yürüyecek garsonlar. Aman çocuklar, cüzdanı karşı otelde masada unutmuşum. Şu pusulayı otelciye götürün, hemen paramı gönderirler der. Şu beyiti yazıp garsona uzatır
Ciğerci dil ile dağlar ciğerin yaresini,
Ciğerim paresi, gönder ciğerin paresini.
güzel bir yazıydı.
saygımla.