- 474 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Demokrasi, Demokrasiyi yer mi ?
Türkiye Devleti, bir Cumhuriyettir. Demokrasi ile yönetilir.
Yani halk, kendisini yönetecek olanları, özgür iradesiyle ve serbest seçimlerle belirler. Seçimlerle belirlenmeyen diğer yöneticiler de atama yoluyla iş başına gelirler.
Ordu , sivil yönetimin emrinde olmakla birlikte, rejimin teminatıdır. Türkiye ‘de Lâikliğin, Cumhuriyetin ve Demokrasinin değiştirilemeyeceğinin garantisi, Türk Ordusudur. Bunların tehlikede olduğuna inanıldığında, Ordunun müdahale hakkı ve
sorumluluğu vardır. Bence burası çok önemlidir. Çünkü , daha önce yönetime el koyan 12 Eylül’cülerin ve diğerlerinin yargılanmaları imkânı olsa bile, rejimin tehlikede olduğu için bunu yaptıkları kanıtlandığında, cezalandırılamazlar.Şimdi yeni bir Anayasa yapıldığında, benzer yetki ve sorumluluk ordumuza verilecek mi, verilmeyecek mi ? Verilmezse
eğer, rejim tehlikeye girer mi girmez mi ? Çoğunluğu ele geçiren iktidarlar, demokrasiyi bahane ederek, demokrasiyi ortadan kaldırabilirler mi kaldıramazlar mı ?
Her yönüyle gelişmiş, halkı bilinçlenmiş olan ülkelerde, demokrasi tam uygulandığında, yine demokrasinin sayesinde rejimler de esnetilebilir ve hatta değiştirilebilir. Tabii mutlaka daha gelişmiş ve insanlığa daha yararlı halinin getirilmesi şartıyla. Oysa bizimki gibi, halkı tam bilinçlenmemiş, kolay kandırılabilen toplumlar için çok tehlikeli bir durumdur bu.
Bu gün böyle bir işe kalkışılsa, bu ülkede Cumhuriyeti, Lâikliği ve Demokrasiyi istemeyen bir sürü yurttaşımız çıkacaktır. Halifeliği, şeriatı ve din devleti olmamızı isteyen bir sürü insan var ülkede. İktidarın bu zihniyetin temsilciliğine soyunduğunu görürsek, sonuç ne olur sizce ? Bakın birazdan yorumlarda bile görebilirsiniz ; ‘’ şeriat keşke gelse, hilâfet keşke olsa, lâiklik dinsizliktir ‘’ diyenler olabilecektir.
İşte bu yüzden, halk yeterince bilinçlenmediğinden, demokrasi nimetinin halâ farkında olamayanlarımızın çokluğundan, bu ülkede rejimin bir emniyet sübobu mutlaka olmalıdır. ‘’ Anayasa yeterli ‘’ demekle olmuyor. Çünkü Anayasa da çoğunlukla değiştirilebiliyor. Maalesef ordudan başka seçenek bu gün için yoktur….
Peki 21. yüzyılın modern çağında, demokrasimiz halâ ordunun gölgesinde mi olmalı ? Elbette ki hayır. Hiç de öyle olmamalı. Emin olun ki askerler de bunu istemiyor. Özellikle yeni Genelkurmay Başkanımız, her fırsatta, demokrasiden yana olduğunu, siyasete dahil olmaktan hoşlanmadığını ve özellikle de ülke içindeki terörün bir an önce bitmesini ve ordu
nun aslî görevine dönmesini arzuladığını açıkça belli ediyor.
Peki ne yapmak lâzım ? Halkın, demokrasi bilincinin gelişmesi lâzım önce. Fakat bu gün için ne kadar mümkün bu ? Önce iş başındaki iktidarın yönünü çağın gerisine değil, ilerisine çevirmesi lâzım. Yoksa ardındaki halkın çoğu da onunla aynı yöne dönecektir.
Sonuçta bu gün için, halkın demokrasiden vazgeçmeye kalkışabileceği gibi bir ihtimal söz konusudur. Tabii ardında ordu gibi bir emniyet sübobu olmazsa eğer. Ordunun da bunu mümkün olduğunca hissettirmeden ve siyasette ağırlığını en azından dışa karşı belli etmeden, sadece mevcut iktidarlara hatırlatması en doğrusu olacaktır. Tabii iktidarların da bunun farkında olup, sırf tabanlarına mesaj verme amacıyla, ordu ile tartışmalara, sürtüşmelere girmemesi gerekiyor. Ordunun demokrasi ısrarının iyi değerlendirilip, nasıl olsa müdahale etmek istemiyorlar diye, demokrasinin aleyhinde faaliyetlerde bulunup, halkı da o yöne doğru çekmeye uğraşmamalıdırlar.
Cumhuriyet ve Demokrasi, iyi anlaşıldığında ve doğru uygulandığında, kesinlikle bir nimettir, fazilettir. İnanların da, inanmayanların da güvencesi ancak onlardadır. Bu iyi anlaşılmalı, halkıyla, iktidarı ve muhalefetiyle bu nimetleri kaybetmemenin gayreti içinde olmalıyız. Gerektiğinde, bazılarının bizleri özendirmeye çalıştığı rejimlerin uygulandığı ülkeleri incelememiz bizlere yetecektir.
Fikret TEZAL
YORUMLAR
Sayın simray ; yazımda yanlış anlaşılmış olabilirim. Fakat , 12 Eylül dönemini, Selimiye Kışlasını, Gayrettepe Siyasî Şubesini görmüş biri olarak, asla darbelerden yana değilim. darbelerin bu ülkeyi ne kadar geri götürdüğü ve ne canlar yaktığı, hepimizin bildiğidir. Fakat, yeni yapılacak bir Anayasada, '' Ordu rejimin teminatıdır '' şeklinde bir maddenin olmamasını, demokrasilerde çoğunluk ne isterse o olur, gerekiyorsa rejim de değiştirilebilir gibi bir manayı olumlu karşılayacak kaç gerçek aydın vardır ? Siz de dahil olun ve bu sorunun cevabını verin lütfen. ben sıradan bir vatandaş olarak, bu halkta demokrasi bilincinin tam yerleşmediğine ve ordunun devre dışı kaldığında rejimin tehlikeye gireceğine inanıyorum.
Hiç, ben kendi iktidarımı sürdürmek için darbe yaptım diyecek ordu olabilir mi? Elbette "durum kötüydü, rejim tehlikedeydi, o yüzden mecbur kaldık, en kısa zamanda işleri ayarlayıp teslim edeceğiz demokrasiye" diyecekler:)
O arada artık yargılanmamaları için gerkeli yasaları, gerekli yargıç, mahkeme atamalarını, gerekli kadrolaşmaları da tamamlayıp gerçekten de çekilirler.
Çağdaş demokrasilerde, emri olduğu kuruma, seçilmiş iktidarlara karşı darbe yapan ordular olmaz.
Bunlara hevesli olan askerler varsa, seçilmiş hükümetler bu askerleri tasfiye ederler.
Ülkemizde de defalarca darbeler oldu, muhtıralar, bildiriler oldu.Seçilmiş hükümetler devrildi, halkın tercihleri yerle bir edildi, hatta başbakanlar, bakanlar asıldı...
Ama dşğer yandan da biliyoruz ki ülkemizde yine yıllarca darbeye zemin oluşturacak faaliyetlerde bulunan çevrelerde hep olageldi.Bazı insanlara "aa, bak meğer şeriat gelecekmiş" dedirtmek için senaryolar yazıldı, cinayetler işlendi, suikastler yapıldı.Hala bunları göremeyecek kadar kör olabilmek en azından bugün bildiklerimizle mümkün olmamalı artık.
Odru demokrasilerde, seçilmişleirn rejimi korumalarında kendilerine yardımcı olacak, seçilmişlerin yönlendireceği, görevlendireceği kurumlar olabilirler ancak.
Halkın kendi yöneticilerini seçimle işbaşına getirebildiği, onun üstünde hiç bir güç odağıyla iktidarı paylaşmadığı, gerçek demokrasilerde tabii ki böyle olur bu işler.Sahte demokrasilerde ise seçilmişler, çoğunlukla iktidar olamayan, perde arkasındaki gerçek iktidarın hizmetinde olan konu mankenleri olmaktan öteye gidemezler.
Demokrasilerde ordular, seçilmiş iktidarları devirmek için kaos planları yapmaz, yaptırmaz.darbeleri, müdahaleleri haklı göstermek için vatandaşlarını kandıracak örtülü açık fiilllere girişmez.Ülkemizde de girişmez ne mutlu ki.Ülkenin gerçekten "askeri" olan, kendilerine verilmiş askeri görevlerini, ülkenin askeri ve güvenlik problemlerini hakkıyla çözmeye daha çok odaklanırlar.
Demokrasi yolunda her geçen yıl daha pozitif adımlar atılacağına inanıyorum ülkemizde.Seçilmişler tarafından da, atanmışlar tarafından da.