VURGUN GÖZLÜM
"Seni kollarıma alıp sarasım geldi
Hasret zincirini kırasım geldi"
Gelmelisin vurgun gözlüm, sevdanın ay ışığı bakışlarında
ümitsizliğim, hüzünlerim kaybolmalı. Yüreğinden yüreğime kainatı
ısıtan, aydınlatan güneş olmalısın.
Düşlerimde uyandın gecenin bir yarısı, şimdi burada, yanıba-
şımda olmalıydın. Kalabalık yalnızlığıma sevda şiirlerini sağmalıydın
vurgun gözlerinden, ruhumuz ıslanmalı, mısra mısra dökülmeliydik
avuçlarımıza bilsen, bilsen ne çok göresim geldi ne çok özledim seni.
Gelmelisin bir sabah ya da bir akşam ansızın. Vurgun gözlerinin
bakışlarından akmalıyım, sevgimizle aşktan sarhoş adımlarımız neşeye
boğmalı bu hüzünlü şehrin sokaklarını. Köşe başındaki şarapçı bizi
gördüğünde ayılmalı yaşantısının en mutlu mazisiyle biraz huzur
hissetmeli gönlünde, sonra unutmalı niçin bu hale düştüğünü, temmuz
sıcaklarında üşüdüğünü. Güzel anılarımızdan bir yorgan örtmeliydik
üzerine ve biz daha sıkı sımsıkı sarılmalıyız sevdamıza varsın ayrılık
unutsun adını, hasret inceldiği yerden kopsun, kopsun be vurgun
gözlüm.
Gelmelisin acılarla asfaltlanmış yollardan, gözyaşı bulutlarıyla
ıslanmış kaldırımlardan, mevsimlerin kışını bahar sayarak yüreğinde
açan sevda gülleriyle, yüzünde özlem gülüşünle gelmelisin vurgun
gözlüm.
Ve her gelişinle sevdan daha da güçlü olacak, yüreğimizdeki
hasret yangınları hiç sönmeyecek.